Bazı zamanlar vardır, nasipsizlerin kol gezdiği; bazı zamanlar vardır, kendini bilmezlerin nimetten bezdiği; bazı zamanlar vardır, soysuzların ihanet şerbetini süzdüğü…
Türkiye, aklımıza gelebilecek en kötü zamanlardan geçmiştir ve o ak saçlarını değirmende ağartmamıştır.
Türkiye’yi kuran bu millet, hiçbir milleti de ağlatmamıştır.
Bu millete, Allah’ın inâyeti de bundan olsa gerektir.
Türk milleti, gerisinde ‘ah’ bırakmış bir millet değildir ve ilerisinden ‘eyvah’ ettirecek bir millet de olmayacaktır.
Tarihi dolu dolu yaşayan bu millet, kültürünü kutsalları ile birlikte yaşatmış ve yüceltmiştir.
Bayrak ki, o kutsallara sancak olmuştur.
Bezden ibaret değilsin ey kutlu Bayrak!
Ay ile yıldızı o çelik gövdene dokuyarak,
Bu millete şeref oldun, asırlar boyu.
Sen ki, “Türk Bayrağıyım” dedin haykırarak.
Başını eğmemiş bu millet, semada dalgalanan bayrağıyla konuşmuştur asırlar boyu. Bayrak bu milletin dili olmuş, gönlü olmuş, gözü olmuş, haine söylediği iki çift sözü olmuştur.
Bu millet bayrağını konuşturmuştur.
Bayrak için bu millet, kanıyla renk olmuş, neferiyle direk olmuş, serdengeçtileriyle ay ve yıldız olmuştur.
Zor zamanları kolay kılan bu milletin kaderi, yine zor sınavlara ve yine derin sabırlara gebedir.
Soysuzların ihanet şerbetini süzdüğü şu zamanlarda, Bayrak ‘ya sabır’ çekmektedir. İhanet dolu o tası, soysuzların kafasına geçirmek hiç de zor değildir amma, Bayrak ‘ya sabır’ çekmektedir.
Ya sabır! Ya sabır!
Mahzun olma ey ay yıldızın yuvası!
Soysuz olanların çoktur kuması.
Biz ki, sevdası tek ve bir olanlarız.
O sevda sensin, yoktur senden sonrası.
İhanetinin bedeli tek kurşun olan bir soysuz, belki o bedelle hemen tanışmamıştır amma aldığı her nefeste boğazını saracak bir sicimi cellâdının eline vermiştir.
Bundan şüphesi olmasın ve bu korkuyla yaşasın, yaşayacağına hayat derse.
Türk Bayrağını indirdiğini söylesin kendisi gibi soysuz nesline ve övünsün yaptığıyla(!).
Bu milletin sabır kesesi çok geniş demiştik bu satırlarda. Bu keseye bu millet bu yapılanı da koyar amma unutmaz, bu bilinsin.
Birilerine maşa olan bir soysuzun yaptığı yanına kâr kalmaz, bu da bilinsin.
Kendini bilmez bir mahlûkun kışkırtmasına bu millet aldanmaz, bu da akıllara kazınsın.
Gökler senin, sema senin, ay ve yıldız senin.
Harfine kıymet yetmez yalnız iki hecenin.
Bu toprağın tapusu sendedir ey Bayrak!
Yan bakamaz kimse, karanlığında gecenin.
Bu topraklardaki nimetlere kör bakan soysuzlar hep olagelmiştir ve bundan sonra da olacaktır.
“Zulüm 1453’te başladı diyenle, şanlı bayrağa el uzatanın soyu aynı kirden gelmektedir.
Bu milleti bu kirden uzak tutmaya çalışan insanlar hep olmuştur ve var olmaya da devam edeceklerdir.
İsteme makamından;
Duânızı eksik etmeyin efendim.