Ne güzel söylemiştir David Ogilvy “Tüketici geri zekalı değildir, o sizin karınızdır” diyerek. Reklamcılığın aldatan öğeler içermemesini hatırlamak lazım bu söze baktıkça. Tüketicileri ciddiye almak gerektiği, onlarla dalga geçilmemesi gerektiğini akılda tutmak gereklidir. Bir reklam kampanyası üretirken en çok dikkat etmek gereken reklamda her söylediğinizin ve gösterdiğinizin gerçekle tutmasıdır. Reklamda fayda abartılabilir fakat bu yalan söylemek değildir. Reklamlar bazen ürünün tüketim şekli üzerine, bazen kullanım yeri üzerine yapılır. Reklamda Nutella’yı kaşık kaşık yiyerek göstermek, Çokokremi kahvaltıyla özdeşleştirmek gibi. Araştırma aşamasında ortaya çıkan ihtiyaca göre strateji belirlenir. Reklam ajansı ve reklam veren olarak sizin sorumluluğunuz reklamda söylediğiniz, gösterdiğiniz her şeyden sorumlu olduğunuzdur. Bir ürünü reklamda benzin istasyonunda satıldığını gösteriyorsanız dağıtım kanalına bunu eklemeniz gerekir. Aksi takdirde benzin istasyonunda ürününüzü bulamayan müşteri öfkelenir. Müşteriyi kaybedersiniz. Unutmayın aldanan müşteri sadece bir kez aldanır. İkinci kez dünyanın en dürüst markası olduğunuzu anlatmaya çalışsanız da bir işe yaramaz.
TÜRKİYE FİNANS FİNANSÖR’DE ÇUVALLADI
Geçtiğimiz günlerde yayına giren Türkiye Finans Finansör reklamı bunun güzel bir örneği. Reklamda futbolcu Arda Turan kuyumcuya giriyor ve bir arkadaşı için düğün alışverişi yapıyor. Arada da mobilyacı da görünüyor. Reklam diyor ki Finansör kartınızla kuyumcuda, mobilyacıda alışveriş yapabilirsiniz. Fakat bir bakıyorsunuz ki Finansör kuyumcuda kullanılmayan bir ürün. Reklamda da hızla alt yazıyla geçiyorlar. Peki, sizce kaç kişi bu alt yazıları okuyor. Düşünün ki müşteri bu reklamı izledi, kuyumcuya gitti. Kuyumcunun olumsuz cevabına karşı müşteri kendini aldatılmış hissetmeyecek mi? Bu duygu sonrasında size olan geri dönüşü olumlu olacak mı? Tabi ki hayır. Orada müşterinin yaşadığı öfkeyi özürle dindiremezsiniz. Çünkü insanlar aldatıldıklarını hissettikleri anda oradan kaçarlar. Bir daha da sizin ürün ya da hizmetinizi kullanmazlar. İnsanların zihninde yalancı marka olarak yer alırsınız. Reklam ajansı ya briefi doğru alamamış, ya da reklam veren ajansa eksik bilgi vermiş. Hadi diyelim ajansın bundan haberi yoktu. Koskoca Türkiye Finans’ın iletişim departmanı ne iş yapar. Kalkıp bir kişi bile demez mi bu kart kuyumcuda geçmiyor biz ne yapıyoruz diye. Bu reklam yapılma sürecinde ve yapıldıktan sonra birçok onaydan geçmiştir. Ajans reklamı kafasına göre yaparak yayına vermediği kesin. Belki de marka temsilcileri aman! Alt yazı geçtik işte oradan okusun müşteriler de diyebilir. Fakat müşterinin bunu okuma zorunluluğu yok. Sizin reklamda gösterdiğiniz her şeyden sorumlu olma zorunluluğunuz var. Suç kimde bilinmez ama bu reklamda markanın çuvalladığı kesin. Umarım marka yetkilileri bunun farkına vararak reklamda bir düzeltme yaptırırlar.
YERELLEŞELİM DERKEN PEPSİ’YE DÖNEN COCA – COLA
Bugüne kadar birçok kez Coca – Cola markasının reklamlarını güzel örnekler içerisinde verdik. Gerçekten marka duruşuyla, iletişim diliyle ve etkili reklamlarıyla tüketiciyi mutlu eden reklamlar yapıyordu. Fakat geçtiğimiz gün Özcan Deniz ve Sıla’lı reklam markayı aşağılara çekti. Yerel uygulamalarıyla başarılı reklamlar yapan marka bir anda ünlü reklamlarıyla özdeşleşen rakibi Pepsi’ye döndü. İzlerken ne yaptın Coca – Cola dememek içten değil. O danslar, o şarkı güzel reklamlarına alıştığımız markanın algısını alt üst etti. Ajansı sıkıştırıp yeni bir reklam yaptırmaları şart. Güzel ve doğru reklamlar görmek dileğiyle.