Trump bence Yaay’a gelsin

Seyfullah Koyuncu
Konya’daki yerel basının temsilcileri, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla KONTV’de yayınlanan ‘Basın Ekranı’ programında buluştu. Gazetecilerin sorunları masaya yatırıldı, çözüm önerileri konuşuldu.
 
Programı soluksuz izlerken, böyle bir buluşma için ne kadar da geç kalındığını anladım. Özlemişiz böyle birliktelik pozu vermeyi. Temennim o dur ki; Konya basını hep birlikte ve güçlü bir duruş sergiler bundan sonraki süreçte de. Çünkü bu birlikteliğe hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyduğumuz günler yaşıyoruz.
 
Basının hali ortada. Sıkıntılar diz boyu. Net bir şekilde ifade etmeliyim ki hiçbirimiz geleceğe güvenle bakamıyoruz. Birçoğumuzun kaygısı tabi ki ekonomik sorunlar. Sadece çalışanlardan bahsetmiyorum, gazete sahipleri de aslında aynı sıkıntıları çekiyor.
 
Kuruluşları ayakta tutmak için hepsi adeta sineğin yağını çıkarıyor. Basın İlan Kurumu’nun ilanları olmasa açıkçası hepimiz kapıya kilit vurmak durumunda kalırız.
 
Sonuç olarak, gazetelerin geleceği pek parlak görünmüyor.
 
Burada gazete patronlarının suçu yok mu? Elbette var. Hatta kendimizi yenilemekte çok yavaş kaldığımız için biz çalışanların da vebali var.
 
Ama vebalin en büyüğü, bu şehirden para kazanan, şehrin nimetlerinden zenginlik elde eden ama bu şehrin hakkını hukukunu her defasında koruyan Konya basınına hiç önem vermeyenlerde. Özel sektörümüzden bahsediyorum.
 
Diyecek çok şey var aslında bu konuda…
 
Basın herkesin sorunuyla ilgilenir, dertlerine çözüm arar. Hatta onların ifadesiyle kamunun gören gözü, duyan kulağı, konuşan ağzı, yürüyen ayağı, kaşıyan eli, taşıyan koludur da…
 
Ama ne hikmetse sıra basının derdini çözmeye geldi mi; derdiyle, sıkıntısıyla kimse pek ilgilenmez, ya da ilgilenmek istemez.
 
Bazen büyük iş adamlarından çeşitli konularda bize dert yananlar oluyor. Kamuoyu oluşturmamız isteniyor. Basın çalışanı olarak bizler de eğer şehrimizin menfaatineyse ve en önemlisi de kamu yararınaysa elimizden gelen tüm desteği veriyoruz.
 
İş adamlarımızın da şehrimizin de hakkını sonuna kadar savunuyoruz.
 
Ama ne var ki aynı iş adamları Konya basınına tek kuruş bile katkı sunmazken, Instagram, Facebook, Twitter gibi mecralarda günlerce sponsorlu reklamla yer alıyor.
 
Yerel basın bu gidişle yok olmaya mahkum. İş adamlarımız da bundan sonra haklarını Facebook, Twitter, Instagram gibi mecralarda ararlar artık…
 
Bu sebeple yerel basınımızın bir arada ve güçlü durması çok önemliydi. Bu buluşmayı organize edenleri tekrar tebrik ediyorum.
 
Programda meslektaşlarımızın görüşleri ve tespitleri genel anlamda aynıydı. Sadece dijital medyanın, yerel basının geleceğini nasıl etkileyeceği yönünde ikiye ayrıldılar.
 
Meslektaşlarımızın bir kısmı, dijital medyanın yerel basını yok edeceğini savunurken, diğer kısmı da güçlendireceği konusunda görüş belirttiler.
 
Ben iki görüşe de katılıyorum. Evet, eğer geleneksel basın kendini güncellemezse dijital medyaya yenik düşecek. Ama dezenformasyonun, yalan ve çarpıtmanın had safhada olduğu dijital medyada da yine en güvenilir kaynaklar gazeteciler olacaktır. Bu sebeple, kendini güncelleyen yok olmaz, geçmiş alışkanlıklarla yoluna devam edenler silinip giderler.
 
SİHA KADAR ÖNEMLİ
 
Dijital medyanın, gazeteciliğe etkilerini kaleme almışken bir de güvenilirlik konusuna değinmek istedim.
 
Cumartesi günü sabah uyandığımızda Donald Trump’ın Twitter, Facebook, Instagram gibi sosyal medya araçlarında nasıl sansüre uğratıldığını hepimiz gördük.
 
Yarın bir gün ülkemizde de bir isyan başlasa, Donald Trump’a bunu yapan bize neler yapmaz. Adama bütün sosyal medyada blokaj uyguluyorlar. O sebeple acilen yerli yazılımlar geliştirmemiz şart. Bu alan inanın en az SİHA kadar önemli.
 
Yine WhatsApp’ın son güncellemesi hepimizin malumu. Şuanda WhatsApp’a yönelik büyük bir protesto başladı. Umarım bunun devamı gelir.
 
Yerli mesajlaşma uygulamamız BİP ve yerli sosyal medya uygulamamız Yaay bu günlerde çok kullanıcı kazanmaya başladı. Ama ne var ki iki uygulama da bazı noktalarda yetersiz.
 
Bip’i uzun zamandır kullanıyordum. Yaay’a göre çok çok önde olduğunu söylemeliyim. Turkcell’e ait olan Bip’in tek eksiği reklam. Biraz daha reklama çıkmalılar ve insanları Bip kullanmaya teşvik etmeliler. İnternet hediye edebilirler, çekilişle ödüller verebilirler, kesinlikle bu fırsatı iyi değerlendirmeliler.
 
Yaay ile ilgili ise söyleyeceğim çok şey var. Daha çok yol almalılar. Grafiksel olarak yetersizler. Ayrıca daha kullanışlı ve basit bir arayüze geçmeliler. Yine reklam konusunda neredeyse hiç yoklar. Bu dönemi çok iyi kullanmalılar.
 
TRUMP, GÖRÜŞLERİNİ YAAY’DA AÇIKLAYABİLİR
 
Bu iki uygulamayla ilgili olarak devletimize de çok iş düşüyor. Bu uygulamaları sahiplenip hem teşvik hem de destek vermeliler.
 
Hatta bence Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bundan sonra günlük korona verilerini Yaay’da açıklamalı. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajlarını bundan sonra Yaay’da paylaşmalı. Hatta bence Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’a bir mesaj göndererek, “Yaay’da gönül rahatlığıyla görüşlerini açıklayabilirsin, biz düşünce özgürlüğüne saygı duyan bir ülkeyiz” demeli.
 
Bu fikirleri küçümsemeyin. Facebook ilk çıktığında çok kullanışsız bir ara yüze ve çok komik bir yapıya sahipti. Ama geldiği noktayı hepimiz görüyoruz.
 
Bu işi elbirliğiyle sahiplenelim.