Trafik canavarı, ne yazık ki bir kere daha yakınımızdan geçti. Aramızdan çok değerli “Paşa Yengemizi” acımadan aldı gitti. Kolay kolay unutulamayacak acı ve üzüntü ile baş başa kaldık.
Trafik canavarının uğramadığı hane var mı bilmem!? “Ateş düştüğü yeri yakar” sözü çok dar manada düşünüldüğünde gerçekçi olabilir.
Fakat öyle olmadığını, yaşadığımız bu ölümlü elim kazada bir kere daha anladık. Trafik canavarı ateşi tek haneye değil, aile ile bağlantılı bütün hanelere ateş saldı.
Sosyal çevrede var olan özele ait yerin boşluğunu doldurmak kolay mıdır? Oluşan boşluğun sosyal yapıya etkisini giderebilmek çok kolay olmasa gerek.
Trafik canavarı yaptı yapacağını. Ölümlü kaza, Karadeniz’den Ak denize, Marmara’dan Ege denizine ve Orta Anadolu bölgesine kadar olan dost ve akrabalarımızı acı içinde bıraktı.
İnsanın yüreğine çöreklenen acıyı paylaşmak, sinede yaşanan ateşi söndürmek amacı ile toplanan akraba ve dostların duası ve dilekleri, kaderin yüklediği ağır yükü ne kadar hafifletebileceklerdir bilemiyoruz.
İnancımız olmasa –Allah Korusun- bu tür olaylara sabretmek zor olacağı muhakkak. Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerimde bu durum ile alakalı bize ne güzel yol gösteriyor.”Onlar ki, kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O'na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O'na döneceğiz (ulaşacağız).” Derler” (Bakara 156)
Daha üç ay önce Afrika kıtasının uzak bir köşesinde bulunan ülkede, çok sevdiği oğlunu kaybetmişti. Mezarına hasret kaldığı oğluna kavuşmak için acelesi mi vardı? Bilemiyoruz. Ama, her gün şahit olduğumuz sabırlı hasretliğine –sevgili yavrusu- kavuştuğuna inanıyoruz.
Oğlunun emanetleri olan yetimlerin boynu bükük kaldı.Babaannelerinin şefkatinden yoksun kaldılar.
Beşeri aklımız ile bu durumdan duyduğumuz rahatsızlığa Allah (c.c) bakalım ne buyuruyor:
“ Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez.”(Bakara 286)
Müslüman’ın en önemli görevlerinden biri, cenazelere katılmak, acıları paylaşmak, taziyede bulunmaktır.
Yurdumuzun her bir köşesinden acımızı paylaşmak üzere gelen dost ve akrabalarımızın çokluğu bizi ne kadar memnun etti. Bu memnuniyetin karşılığını Allah’a ısmarladık.
Allah’tan dileğimiz, akrabaların ve dostların sevinçli günlerde buluşması, hiç kimsenin böyle acılar yaşamamasıdır. Gerçek olan ölümün bile hayırlısını diliyoruz.
“Trafik Canavarını” durdurmak için gerekenlere dikkat etmek her fert için kaçınılmaz bir gerçek.
İnsan hayatının kutsiyetini unutmadan, ona zarar vermemek için çok dikkatli olmalıyız. Trafik kurallarına şartsız uymalıyız.
“Bir dala basarsın, bin dal ığranır.” Yapılan hata, çevreye ne kadar zarar ve rahatsızlık verdiğini, anlatmaya, ortaya koymaya çalıştık.
Sürücü kursları işletmeciliği ve Trafik Öğretmenliği yaptığım yıllarda,kursiyerlerimize birçok şeyin yanında şu sloganı ezberletirdim. “Trafikte hakkını değil, aklını kullanmalısın.”
Öğrendiğimiz bilgi ve kuralları davranış haline getirme başarısını sağladığımızda, “Trafik Canavarını” yenebileceğimize inanmalıyız.
Beklenmedik kaza ve belalarla karşılaşmamak dua ve dileğimiz olsun.