Toprak, Otorite, Kültür Ve Toplum

İhsan Görücü

Millet yani toplum ve fert-birey, birbirinin ayrılmaz bir birinin tamamlayıcı olmazsa olmaz parçalarıdır.Toplum tarif edilip tanımlanırken bilim adamları organizmaya teşbih ederler. Yaratılan organizmanın kendine has yapısı şekli şemaili vardır malum.

En başta gelen İnsan bir organizmadır onun için elleri ve ayakları ile iç organları ile baş-ından oluşan organları onun- bizim organizmamızı oluşturur. Bu yaratılış yapısı bir biriyle ilişkisi olan parçaların birleşiminden oluşan mükemmel bir bütündür.

Diğer bir yapıya bakalım; bir binayı gözönüne alalım. Her binanın parçaları, duvarları, yeri, damı, pencereleri , kapısı vardır. Bu parçalar her binada mevcuttur. Şekilleri farklı olan bu parçaların hepsinin fonksiyonları ayrı ayrı ama bu parçalar olmaksızın bina bina olamaz.

TESADÜFİ DEĞİLDİR

Bilim adamları toplumu analiz ederken şöyle tarif etmektedirler:

-Toplumsal yapı bir bütün olarak her bir parçanın diğerinden bağımsız olarak yer aldığı tesadüfen oluşmuş insan kitlelerinden oluşmuş rüzgar sürükleyip bir araya gelmiş bir tesadüfi oluşum değildir. Tersine toplumsal yapı toplumdaki organize olmuş-bilinçli kitlesel ilişkilerin bütünlüğüdür. Bu sistemli-organize münasebetler her coğrafyadaki toplumdan topluma, milletten millete farklı omasına rağmen yine bir bütündür sistematiktir.

Sözünü ettiğimiz toplumsal yapıyı oluşturan parçaları incelediğimizde; -statü- başta olmak üzere, çeşitli röller-röl-, grup-gruplar- ve kurumlar-kurum- dır. Bu şekilde insan topluluklarının toplumsal yapıları çeşitli statü, değişik röl, sayısız gruplar ile kurum ve kuruluşların birbiriyle kurmuş oldukları ilişkiler sonunda ortaya çıkan zamanına çağına göre davranış/ yapı değişikliklerine uğrayan ama sürüp giden doğal ilişkiler bütünüdür.

ORTAK KÜLTÜR BİR ARADA TUTAR

Tekrardan başa dönecek olursak sevgili okuyucu, milletten-toplumdan bahsedebilmek için öncelikle olmazsa olmaz olan ortak bir toprak parçası-vatana sahip olmak şarttır. Devamında toplumun ortak bir idari sistemi, yönetim şeklinin toplumca benimsenip idari erke itaat edilmesidir. Yine ortak bir din-inanç-kültür sisteminin varlığı toplumsal varoluşun olmazsa olmazlarının başında gelmektedir.

Demek oluyor ki; toplumsal yapıdan bahsedebilmek ortak bir toprak parçasına-vatan toprağı- sahip olan, aynı siyasi-politik erke-otoriteye uyup itaat eden ortak bir kültürden gelen nüfus kitleleridir. Çağdaş yani modern dünyada toplumlar organize olmuş, teşkilatlanmış bildiğimiz devletler şeklinde tezahür etmektedir. Bu konunun uzmanları Kanada ve Amerika Birleşik Devletlerini konuya misal veriyorlar çoğunlukla. Amma velakin iş bu safhaya gelene kadar insanlık 1- Avcılık ve toplayıcılık toplumları 2-Çobanlıkla geçinen göçebe toplumları 3- İlke tarım toplumları 4- Tarım toplumları ile günümüzdeki 5-Endüstriyel toplumlar safhalarından geçmiştir.

Özetleyecek olursak “Devlet, içinde yaşayan insanların ortak bir kültürü benimsemeleri ve uymalarıdır. Pek çok insan topluluklarının-milletlerin sosyal yaşantıları birbirine tıpa tıp uymayabilir, benzemeyebilir. Bu nedenle her toplumun değişik bir yapsı vardır. Ancak bu yapıyı iyi analiz etmekle toplumsal yapı anlaşılabilir ve topluma uyum sağlanabilir hale gelir. Bu işte en çok sosyologları meşgul eder. Sınırsız çalışma, araştırma alanı ortaya koyar.