İlkokul çağlarında İç Anadolu için tahıl ambarı denilirdi. Hele Konya ovası denilince hemen her ders kitabında altın sarısı buğday başakları resmedilirdi. Coğrafi bölgeler anlatılırken iklimi, yeryüzü şekillerinden hemen sonra geçim kaynakları maddesi gelir ve her bölgenin kendine has tarım ürünleri arka arkaya sayılırdı.
Bu ülke tarım ülkesidir. Bu cümlenin önermesi yapılmış ve bitmiştir. Tekrar toprağa dönmek demek yeni bir ifade ve yeni bir buluş değildir. Bu coğrafyanın her bir köşesinde her biri ayrı nitelikte ve değerde tarım ürünleri yetişebilmektedir. Gelişme, teknoloji, sanayi bu coğrafyadaki ürünleri yok etmemelidir.
Çarşı pazarda organik ürün bulmaya çalışan şehirli insan, markete giden köylüyü görünce garip bir duyguya kapılıyor artık. Köylerde süt ve süt ürünleri çoğunlukla fabrikalara satılıyor ve soframıza işlenmiş, işlem görmüş olarak, fabrika ürünü olarak yani sanayi ürünü olarak gelmiş oluyor.
Köylülerin de marketten alış veriş yapmış olmasını söylemem piyasa mantığı açısından sakıncalı gibi görülecektir. Ticaret hacminden filan bahseden olur herhalde. Ticarete bir şey dediğim yok, tam tersine alıcının da satıcının da sağlıklı, neşeli ve güvenilir bir ticaret yapmasından yanayım. Lakin yine de bu ülke evvelemirde toprağıyla değerlidir.
Açtığımız sanayi alanları, yerleşim yerleri, iş merkezleri, büyüttüğümüz şehirler topraktan çalıyor aslında. Fabrika dediğimiz şeyin aslında ilerlemekten başka bir şey olduğunu hepimiz biliyoruz. Kültürümüz daha çok toprağa dönük, bunu bilmekle değil unutmamakla sorumluyuz sanırım.
Köylümüz yumurtasını, sütünü, etini bir zamanlar bizzat kendi eliyle üretip tüketiyordu. Bu kadar sağlık problemleri çıkmıyordu bile. Ya da bu kadar beslenme uzmanımız, yaşam koçumuz, diyet reçetelerimiz yoktu.
Toprak bizzat insana yakın bir varlık. Canlı ve hayatını devam ettiren bir organizma… Bizim kadar onun kıymetini bilen çok az millet çıktı dünya tarihinde. Biz elimizle temizleyerek taşları tarlamıza ektik buğdayı. Bu yüzden toprağa yüzümüzü dönmemeliyiz. Tarım bizim için lokomotif olmayı sürdürecek kadar mümbit henüz.
Avrupa sahip olduğu bir değeri dünyaya pazarlama konusunda oldukça mahir görünüyor, oysa biz elimizdeki hazineyi ölçecek değer bulamıyoruz. Teknoloji tamam, ilerleme tamam ama asla bu millet tarımdan, topraktan uzak kalmamalı.