TMO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Güldal, Tarım TV’de yayımlanan “Tarım Orman Gündemi” programında TMO faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Programa TMO’nun deprem bölgesindeki faaliyetlerini anlatarak başlayan Güldal “Malum 6 Şubat’ta ülkemiz çok farklı bir gündemle uyandı. Çok sayıda insanımızın hayatını kaybettiği felaketi yaşadık.” Diyerek ebedi hayata intikal eden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılarımıza şifa dileğinde bulundu.
Sezonun kurak başladığını ancak son aylarda alınan yağışlarla bu yılın bereketli geçeceğini belirten Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Müdürü Ahmet Güldal, “Biz önlemlerimizi kuraklığa göre almıştık. Ancak şubat ayından sonra gelen yağışlar, hem bizim hem de üreticilerimizin yüzünü güldürdü. Biz, tüm durumlara karşı hazırlıklıyız.” dedi.
“Deprem Bölgesine Desteğimiz Sürüyor.”
Devletimizin tüm kurumlarıyla alarm durumuna geçtiğini kaydeden Genel Müdür “TMO olarak biz aynı gün yöneticilerimizin tamamıyla deprem bölgesine intikal ettik. İlk çorba ikramını yaparak personelimizle, yakınlarıyla ilgilenmeye başladık. AFAD’la görüşerek iş birliği içinde gıda desteğinde bulunduk. Ramazan öncesinde tüm ürünlerimizden AFAD ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinesinde depremzede vatandaşlarımıza ulaştırdık. Ürünlerimizle oradaki vatandaşlarımızın kahvaltılarını çeşitlendirmiş olduk. Bunları hibe olarak yaptık. Toplamda 33 bin ton gıda yardımı yapmış olduk. Ancak bu süreç bitmiş değil, yardımlarımız hâlen devam ediyor. Kurum olarak Bakanlığımızın vermiş olduğu görevlerle birlikte bölgeye desteğimizi sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.
Deprem bölgesindeki üreticilere yönelik alınan tedbirlere de değinen Güldal, buralarda cins ve kota sınırı olmadan TMO’nun alım yaptığını aktardı ve “Cins ve kota sınırı koymadan üreticimizin elindeki ürünleri aldık. 1,6 milyarlık ödeme yaptık.” dedi.
Deprem bölgesindeki TMO iş yerlerinin kısa sürede faal hâle geldiğinin altını çizen Genel Müdürümüz “Bir hafta içinde ayağa kaldırdığımız deprem bölgesindeki iş yerlerimiz, kısa sürede tüm faaliyetlerini yerine getirmeye başladı. Biliyorsunuz un ve yem regülasyon çalışmalarımız da bu süreçte kesintisiz devam etti. Bölgede TMO’nun büyük depoları var. Bu depoların birçoğunu yardımların lojistiği için AFAD ve diğer kurumların kullanımına açtık. Misafirhanelerimizde depremzede vatandaşlarımızı ağırladık.” ifadelerini kullandı.
“Her şeye rağmen ülkemizde üretim devam etti.”
Son birkaç yılın dünya ve ülkemiz açısından zor geçtiğini kaydeden Güldal “Türkiye, son 5 yılda sürekli bir problemi yönetmeye çalıştı. Kuraklık, pandemi, savaş, dövizle ilgili sorunlar ve doğal afetler... Ama baktığımızda tarımsal üretim hep devam etti.” ifadelerini kullandı. Salgın hastalık süresince ülkemizde tarımsal üretimde problem yaşanmadığının altını çizdi.
“İyi bir sezonu yaşayacağız.”
Programın devamında 2023 hasat döneminin önümüzdeki günlerde başlayacağının altını çizen Genel Müdür Ahmet Güldal, 2022 hasat sezonunun verimli bir sezon olduğunu aktardı. Güldal “Bu yıla baktığımız zaman ocak ayına kadar kurak dönemi gördük. İlkbahar yağışları gelmez diye kuraklığa hazırlık amacıyla depolarımızı doldurduk. Devlet olmanın gereği de bu tür durumlara hazırlıklı olmaktır. Şubat ayından sonra mevsim normallerinde yağışlar geldi. Bu yağışlar, özellikle hububat ekili alanlarda verime önemli katkılar sağladı. Geçen sene seviyelerinde belki de bir miktar üstünde verimlilik olacağını öngörüyoruz. Şunu da söylemek lazım: Geçen sene hububat üreticilerinin hem alım hem de fiyat konusunda çok memnun oldukları bir sezon yaşandı. Dolayısıyla bu sonbaharda buğday ekilişinde artışlar oldu. Öncelikle yurt içinden kendi üreticimizin ürünleriyle depolarımızı doldurmak istiyoruz. İyi bir rekolteyi, iyi bir sezonu yaşayacağız.” Dedi.
“Un ve yem regülasyon çalışmamız devam ediyor.”
Programda TMO’nun yürütmekte olduğu un ve yem regülasyon çalışmalarına ilişkin bilgiler de paylaşan Güldal “TMO olarak bizim çalışmalarımız alım ve tüketim dönemi olarak ayrı ayrıdır. Un fiyatlarını istikrarlı tutup süreci yönetiyoruz. Son bir yıla baktığımızda TMO, un fiyatını sabit tutmak için elindeki stokları un sanayicilerine makul bir fiyatla sattı. Ayrıca TMO olarak hayvancılıkla ilgili üretim maliyetlerinin azaltılması yönünde çok çaba sarf ediyoruz. Yem regülasyonu kapsamında yem ham maddelerinden bazılarına üreticimizin daha uygun fiyatlarla ulaşmasını sağlıyoruz. Yeni hasat döneminde de bu uygulamamıza devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
TMO’nun iştigal alanına giren ürünleri, satış büfelerinde devam eden perakende ve uygun fiyatlı satışlarla tüketiciye ulaştırarak tüketiciye yönelik faaliyetlerde de bulunduğunu kaydeden Güldal, “Ülke genelinde satış büfelerimiz ve yaklaşık 2000 Tarım Kredi Kooperatif Marketi var. Biz, onlarla birlikte çalışıyoruz ve bizdeki tüm ürünleri onlar üzerinden çok makul fiyatlarla tüketicilerimizle buluşturuyoruz. Ayrıca yine tüm ürünlerimiz, PTT AVM üzerinden satışa sunuluyor. Fiyatlarımız piyasanın altında olduğu için tüketicimizin mutfağına katkı sağlıyor.” dedi.
TMO’nun ülkemizin önemli ihracat ürünlerinden olan kuru üzüm ve fındıkla ilgili çalışmalarından da söz eden Güldal, “Son beş yıldır hem kuru üzümde hem de fındıkta kesintisiz görev aldık. Çok şükür başarıyla yönetmeye gayret ettik. 2022 yılında hem kuru üzüm hem de fındık üretiminde ciddi artışlar oldu. Özellikle bu ürünlerin ihracat amaçlı kullanılmasını istiyoruz, ülkemize döviz olarak dönmesini istiyoruz. 2020-2021 yılında kuru kayısı ve kuru incirde de görev aldık.” Şeklinde konuştu.
“TMO lisanslı depoları etkin şekilde kullanmaya devam edecek.”
Kendisine yöneltilen, lisanslı depoculuk faaliyetlerine yönelik soruyu da yanıtlayan Genel Müdür Ahmet Güldal, “Lisanslı depo; ürünlerin en sağlıklı, en kaliteli muhafaza edilebildiği ve ürünlerin elektronik ticarete konabildiği bir yatırım türüdür. Biz, TMO olarak en büyük destek ve teşviki, lisanslı depolardan ürün alarak yani üreticilerimizin lisanslı depolara verdiği ürünleri herkese satabildikleri gibi TMO’ya da satmalarının önünü açarak yaptık.” dedi. Türkiye’de lisanslı depo kapasitesinin 9 milyon tonu geçtiği aktaran GÜLDAL “Ürünü depoya teslim ettikten sonra üreticinin ürünü depolama sıkıntısı kalmıyor. Ülkemiz bu işi son yıllarda çok iyi yürütüyor. Bunda TMO’nun katkısı büyük. TMO stoklarının yaklaşık yüzde altmışı lisanslı depolarda muhafaza ediliyor.” diyerek önümüzdeki süreçte de TMO’nun bu depoları etkin şekilde kullanmaya devam edeceğini vurguladı.
Programda kenevirle ilgili de konuşan Güldal, uyuşturucu maddelerle ilgili tekeli yürütmenin TMO’nun görevleri arasında olduğunu hatırlattı ve “Haşhaşta çok başarılıyız, şükür. Kenevirde de aynı gayreti ve başarıyı sürdürmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“TMO, dünya markasıdır”
Üretici ve tüketici nezdinde TMO’nun “Dost” olarak nitelendirildiğini hatırlatan sunucuya Genel Müdür Güldal, “TMO, çiftçinin dostudur. 85 yıllık tarihi olan ve o günden bugüne tarımsal üretimin, tarla ziraatının, üreticinin ilk olarak akılına gelen kurumdur. Üreticilerimizin her sohbetinin içinde TMO vardır. Aslında TMO, dünyada da bir markadır. Hangi ülkeye giderseniz bu sektörle ilgili hangi platformda bulunursanız bulunun TMO adı geçtiği zaman insanların veya sektörlerin dikkat kesildiği bir markadır. Bir yanda uluslararası bir kabulü, etkisi, gücü varken yurt içinde de üreticilerimizin ürünlerini pazarlama noktasında en garanti gördüğü ve güvendiği kurum TMO’dur. Elbette hem üretici hem de tüketicinin dostuyuz ve dost olmaya da devam edeceğiz.” dedi.