Geçen Hafta yazımda siz değerli okurlarıma sorular yöneltip bunun yanıtlarını hep beraber verelim demiştim (yeni aramıza katılan okurlarım arşivden geçen haftaki yazıya ulaşabilirler) Şimdi bu yanıtları bilinenin dışında bir yöntemle ünümüzdeki süreçlerde yeri geldikçe vermeye çalışalım.
Evet! Günümüzde Nasrettin Hoca ve Timur’un arsında geçtiği idea edilen yaklaşık 1500 yakın fıkra vardır bunların arasında en meşhurlarından biride içerisinde “fillerin” olduğudur. Tabi biz fıkranın tamamını anlatmak yerini ki hepinizin bildiğinden yâda en azından duyduğunuzdan şüphem yok bizim için elzem olan kısmına değineceğiz.
Bildiğiniz üzere devirin birinde Hocanın da içinde yaşadığı bir bölgenin bakımına bir fil verilmiş. İlerleyen süreçte bakımı çok maliyetli olduğundan halk arasında huzursuzluk çıkmış ve bundan kurtulmanın yollarını arar olmuşlar. Bu arada bu işi çözse çözse bizim Hoca çözer demişler ve Hocanın yanına gelerek durumu anlatmışlar. Hoca durumu dinledikten sonra tamam bu durumu hep beraber gidip Timur’a anlatalım sözcünüzde sizin istediğiniz gibi ben olayım demiş. Ertesi gün sabah hep beraber kalabalık bir gurupla Hoca önde gurup arkada Timur’un otağına doğru yol almaya başlamışlar. Otağ gözükmeye başlayıp yaklaşıldıkça guruptan kopmalar olmaya başlamış ta ki otağı yanına geldiklerinde gurupta Hocadan başka kimse kalmamış. Timur Hocayı hemen kabul etmiş ve ne için geldiğini sormuş? Hoca Timur’un huzuruna vardığında arkasında kimsenin kalmadığını da fark edince; Efendim demiş bizim halkımız bize verdiğiniz filde çok memulun ama yazık hayvancağıza böyle eşsiz ser sefil oluyor bunun yanına birde eş istiyorlar demiş. Tabi ordusunda önemli bir değeri olan fillerin birinin bakımını daha hem de gönüllü yüklenmek isteyen Hoca efendin hatırını kırmamış Timur ve hem bir fil daha verilmesini emretmiş.
Günümüze uyarladığımız zaman insanlarımızın birçoğuna baktığımızda, liberal-kapitalist sistemin dişlileri arasında iyice sıkıştıklarını (kendim de dâhil olmak kaydıyla) ev, araba, tüketici kredisi ödeme derdine düştüklerini görüyorum. Sözde daha rahat bir yaşam için daha çok para yâda daha yüksek makam arayışı içerisinde olan tam bir materyalist yaklaşım, bizi biz yapan değerlerden uzak genetiğimize aykırı bir yaşam şekli.
Tamda böyle bir ortamda bu kapitalist sistemin kurucuları bizim artık kıvama geldiğimizi ve ülke bütünlüğüne ve dinimize yapılacak saldırılara da duyarsız kalacağımızı düşünüyor olmalılar ki önce 15 Temmuz şimdide topyekûn (ABD+AB) NATO ki bunun yanına daha başka ülkeleri de katabiliriz bize aleni olarak saldırıyorlar. Terör örgütleri ile içerdeki kendilerine bağladıkları siyasetçi müsveddeleri ve iş adamı kılığında yıllardır bu milletin kanını emen vampirlerle saldırıyorlar.
Sanıyorlar ki Hocanın hikâyesindeki gibi bu güne kadar içimize koydukları bu kapitalist+faiz sisteminin ki Timur’un fili bu sistemin yanında çok masum kalır, esiri olmaya devam edeceğiz ve bu sisteme köle olarak hizmete devam edeceğiz. Bunun içinde buna karşı duran Liderimizin yâda liderlerimizin araksında yer almayacağız onları yalnız bırakacağız.
Yok yok asla Rabbimin izni ile böyle bir şey olmayacak, bu millet artık uyanmıştır. Rabbimin izni ve yardımı ile Afrin’de başlayıp tüm güney sınırımızı kapsayacak bu harekât aynı zamanda artık söylenemeyenlerin söylendiği, gizliliklerin aşikâr olduğu ve inşallah yalan siyasetin ortadan kalktığı bir sürecinde başlangıcı olacak inşallah.
Tabi Kulluk vazifelerimizi yerine getirir isek…..