‘Nasıl iyi bir yazar olunur?’ sorusunun cevabını bilmiyorum.
Eminim onlarca yolu vardır.
Bu işin okulu var mıdır?
Bunun cevabını da bilmiyorum. Mutlaka işin püf noktalarını öğreten, hap çözümleri gösteren eğitimler, kurslar vardır. Ama iyi bir yazar olmak için yeterli mi bilmiyorum. Bildiğim bir şey var ise o da iyi bir yazar olmak için iyi bir okur olmak gerektiğidir, çok okumak gerektiğidir.
Tıpkı bir testi dolmadan taşmayacağı gibi okumadan, çok okumadan yazmak da mümkün değildir. En azından ben böyle düşünüyorum.
Kış boyu günlerce, gecelerce kar yağar, yağan karlar birikir, dağ olur. Bahar gelir, güneş açar, yağan karlar yavaş yavaş erimeye başlar. Eriyen karlar küçük dereler halinde ovalara akar. Ovaya yaklaştıkça dereler birleşir nehirlere dönüşür. Nihayetinde göl olur, deniz olur. Yazar olmak da böyle meşakkatli bir süreç. Yıllar boyu okumak, okuduklarımızı anlamlandırmak, yeni bilgilere dönüştürmek ve nihayetinde yazmak…
Gölde yüzümüzü yıkadığımız suyun hangi kar tanesine ait olduğu nasıl bilinemez ise bir yazarın kaleminden çıkan bir metnin hangi zamanda okunan bilginin hangi bilgiler ile karışması sonucu oluştuğu bilinemez. Yani demek istiyorum ki, bugünün yazarı olmak için dünün okuru olmak gerek. Hem de çok okumak.
Tabi yazmak ile iyi yazmak arasında da fark var.
Yazar olmak için çok okumak gerek dedik. İyi yazmak için ise başkaca şeyler lazım olmalı.
‘İyi yazmak için ne lazımdır?’ dediğimiz de ‘mutlaka şu lazımdır.’ diyemem. Ama şunu diyebilirim;
‘İyi yazmak için de bir vicdana sahip olmak gerek.’
Alak Sûresi’nde ‘O Rab ki, kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmediği şeyleri öğretti.’ Ve Bakara Süresinde ‘Bildiklerinizle amel ederseniz, Allah size bilmediklerinizi de öğretir.’
İlk emri ‘oku’ olan, bilmekten, öğretmekten, yazmaktan bahseden bir kitabımız var. 52 ayetten oluşan ‘Kalem’ ismi ile süremiz var. E vicdanımız da var. O zaman yazmak için, iyi yazmak için ne eksik?
Sadece okumak, bir de birbirimizi yazmaya teşvik etmek.
10. yılını kutlayan Yeni Haber Gazetesi’nin yazar kadrosuna 15 Eylül 2020’de katıldım. Evvelinde de 5 yıl şimdi internet gazetesi olarak yayın hayatına devam eden Memleket Gazetesi’nde yazdık. Toplamda 7-8 yıldır yazmaya çalışıyoruz.
Her pazartesi vicdanımızın sesi gazetedeki köşemde kamuoyuna duyuruluyor. Yazdıklarımız gazetemizdeki köşemizde yayınlanıp okundukça düşündüklerimiz, hissettiklerimiz okurlarımızın düşüncesine, hissiyatına dönüşüyor, dost meclislerinin sohbetine konu oluyor, çığlımız vicdanlarda makes buluyor.
Gazeteler ve bu arada Yeni Haber gazetesi bu alanda önemli bir eksikliği tamamlıyor. Bir de;
Bir yazar için en büyük mutluluk kendi yazdığını okumak. Pazarı pazartesiye bağlayan gece saat 24.00’de yazımız Yeni Haber Gazetesinin web sayfasında yayınlanıyor. Gece 24.00’e kadar kendi yazdığım yazıyı okumak için bekliyorum ve kendi yazdığımı okumadan yatmıyorum. O da ayrı bir heyecan, ayrı bir mutluluk kaynağı. Pazartesi sabah da hemen Yeni Haber Gazetesi alıp bir de fiziki olarak gazeteden kendi yazdığımı okuyorum. Yazdıklarımın kritiğini yapıyorum.
‘Şurada noktalama hatası yapmışız.’
‘Şurasında anlatım bozukluğu varmış.’…
Böylece okuma kalitemizi arttırırken yazma yeteneğimizi de geliştiriyoruz.
Eminim her yazar ya da yazar adayı yapıyordur.
Özü; okumak güzel şey, yazmak ise çok güzel…