BDP bildiğiniz gibi siyasi parti olmaktan çoktan çıktı tam anlamıyla terörist örgüt gibi hareket ediyor. Cengiz Çandar, Zülfü Livaneli gibi uzatmalı aydınları da yanına almış ve CHP’lilerinde çarklarına su taşıması ile büyük bir kombinasyon oluşturmaya ve Türkiye’nin burnundan gelmeye çalışıyorlar.
Net bir şekilde anlaşılıyor, oyun çok büyük mahzenlerde, büyük oyuncular tarafından kurgulanmış. İçerdeki uzantıları bir şekilde bu oyunu oynamaya çalışıyor. “Evet, bak kral çıplak görüyoruz” dediğimizde de bizi hamaset yapmakla suçluyorlar.
Ah bir de milletimiz onların oyununa geliverse, üniversiteler karışıverse, şehirler karışıverse, milleti bir hareketlendiriverseler, biliyorlar ki Arap baharı, kışı derken Türkiye’yi katakulliye tam anlamıyla getirmiş olacaklar.
Ama sadece aradıkları zemini birkaç Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgemizdeki illerde, onu da çoğu zorlamayla, çoğu satın alınarak, buluyorlar, bunun dışında millet, ne oldukları belli olmayan çakal sürüsüne fırsat vermiyor.
Normal, sıradan, haber kanallarını izliyorsunuz sanki çok masum bir talep varmış, insani bir istek ile taleplerini dile getiriyorlarmış havası estiriyorlar.
Oysa adamlar ciddi ciddi binlerce askerimizi, insanımızı şehit eden, milletin başına yıllardır bela olan terörist grubun başındaki engereğe (umarım bu benzetmeden engerek üzüntü duymamıştır, o hayvan kendi yaratılış gereğini yapıyor, ama bunlar başka çıyan) özgürlük istiyorlar.
Devlet o hain hayvandan bile aşağı caniyi hapis edildiği adadan getirsin, normal bir suçlu gibi eve yerleştirsin, orada ev hapsi adı altında teröristleri yönetsin, diyorlar.
O kadar masummuş gibi yapıyorlar ki bir de şerefini kaybetmiş bu satılmış güruh “ölümlerden hükümet sorumlu” mavalı okuyorlar.
Neden hükümet sorumlu olsun? Terörist başını hapis etti diye mi? Hayvanlardan bile aşağı olan bir topluluğun lideri olmuş çıyan başına verilen hapis cezasını uyguladı diye mi hükümet suçlu oluyor?
Oysa bu hükümet böyle bir yanlış yapsa, milletimiz ne Sayın Başbakanı, ne de kabinesini affeder. Bu kesinlikle böyledir. Ha idamı tekrar getiriyormuş, yasalarda bir değişiklik yapıp terörist başını asıyormuş, işte meydan, bunu başarsın vallahide, tallahide bu milletin hem duasını alır hem de en az yüzde atmış oy.
Terör yatakçısı milletvekilini dinliyorum, normal ekrana baktığınızda bir insana benziyor ama konuşmalarını dinliyorsunuz, yok insan değil, adam tutmuş Artuklu Üniversitesinin ismini sorguluyor.
Neymiş, Kürtçe değilmiş. Ulan hayvandan bile aşağı yaratılmış olan, git Mardinlilere sor, Mardinliler Artuklu isminden dolayı nasıl bir rahatsızlık içindeler?
Ve yaratılmışların en sefillerinden olan terörist, hain, bölücü işin kötü tarafı sizin benim hayal bile edemeyeceğimiz düzeyde devletimizden maaş alıyor. Milletvekiliymiş, hangi milletin vekili bu adamlar. Kandilin vekilleri mi oluyorlar? Peki devletimiz teröristlerin vekillerine daha ne zamana kadar maaş ödeyecek?
Yahu insanın ciğeri yanıyor, her gün şehit haberi geliyor, her gün askerimize kurşun sıkıyorlar ve onların temsilcileri bu ülkede ölüm orucu mavalı ile milleti, devleti burkmaya, kolunu bükmeye, hizaya getirmeye çalışıyorlar. Devlette bu ite köpeğe maaş ödüyor. Devletin parası ile devlete düşmanlık, iyi valla, ne güzel…
Çok açık yazayım, benim askerime, benim insanıma acımayana ben acımam, o açlık grevindeki, hapis içinde ya da meclis içinde fark etmez, bütün teröristler ölse ben sadece sevinirim. Yahu adamlar ülkeme savaş açmış, ben ülkemle savaşan düşmanların tabi ki ölmesini isteyeceğim. Merhamet etmeyene merhamet edilmez, bir de bu insanlar bize silah sıktıkça, biz onlara ne yapacağız? Hapishaneye girecekler, devleti milleti hizaya getirecekler, biz de izleyeceğiz öyle mi?
Şükür hala Konya’dayız, Şükür hala birileri bizleri satın alamadı, Şükür hala biz bu ülkenin birliğinden dirliğinden yanayız, Şükür hala bu ülkede kardeşliğe düşman olanların karşısındayız.
Kimse kendisini kandırmasın bu ülkede Kürtlere düşmanlık falan yapan yok, bu ülkede her yerde Kürtler istedikleri gibi yaşarlar, birinci sınıf ülkenin asli unsuru vatandaş olarak. BDP ya da PKK ya da KCK fark etmez, terör gruplarının oyununa Kürt, Türk kim gelirse bilesiniz ki karşısındayız ve onlarla her daim mücadelemizi sürdüreceğiz.
Akıllı olalım, Kürtlerde akıllı olsun, Türklerde, bu ülke hepimizin, bu ülkede yaşanacak her olumsuzluk hepimize zarar verir. Başka Türkiye yok, hepimiz bilelim.
Çok açık ifade edelim, Konya’da falan teröristlere destek mahiyetinde gösteri yapan üç beş çapulcu görüyorum, bunlara polisimizde müsaade etmesin, bu tür provokasyon kokan işleri mutlaka emniyetimiz önlesin. O çapulcularda milletin sabrını fazla zorlamasın. Bu milletin teröriste de, terörist başına da acımasını kimse bekleyemez, Cengiz Çandar, CHP’liler, duygusal liberal şovmenler, Zülfü Livaneli gibi uzatmalı sözde aydınlar acıyabilir. Hürriyet Gazetesinin, Milliyet Gazetesinin, Radikal Gazetesinin yazarları acıyabilir. Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan acıyabilir. Ama biz acımayız, zira biz bu ülkeye kaderimiz bağlamışız, burası bizim vatanımız, bedeli belli, kanla yoğrulmuş vatanın çelik siperleri olmaya hepimiz ant içmişiz. Kimse bu milletle de, bu topraklarla da oynamaya kalkmasın. Kalkışanda cevabını net alır…
Hepimize görev düşüyor tabi, bizlerde hem provokasyonlara dikkat edelim, hem de ülkemizi duygusal şovmenlerin ayak oyunlarına gelip de maceraya sürüklemeyelim…
Allah bu milleti, vatanımızı, askerimizi, polisimizi, korusun. Unutmayalım “ya devlet başa, ya da kuzgun leşe”…