Teröre karşı Türk milletinin sergilediği dayanışma ve kökünün kazınması noktasında oluşan kararlılık Türkiye’yi Türkiye yapan ana unsurlar arasında sayılmaktadır. Çok şükür ki, milletimiz sıkıntılı günlerde beraber hareket edebiliyor.
Son bir haftadır iyiden iyiye kızışan terör ve terörist saldırıların netice alma ihtimalinin bulunmadığını tecrübelerimiz gösteriyor. Binlerce yıllık devlet refleksleri böyle kritik zamanlarda ortaya çıkıyor. En zor kararları alabilen ve nereye varırsa varsın, o kararları uygulayabilen bir devletimiz bulunuyor.
Geçen hafta başlatılan süreç terörün sonlandırılması noktasında önemli bir eşik. Kriz dönemi, tansiyon yükseldi. Nihayetinde dalgalanmadan durulmuyor. Bugün dalga büyük. Neticesi de o kadar iyi olabilir.
Suriye ve Kuzey Irak’a yapılan hava operasyonları belli neticeler almak için ilk ve önemli bir adımdı. Bundan sonra da muhtemelen yeni operasyonlar olacak. Ancak yeterli olmadığını biliyoruz. Mutlaka kara güçleriyle takibinin yapılması gerekiyor.
Suriye’de savaşan ve düşman olduğu söylenen PYD ve IŞİD güçleri yanlarına DHKP-C’yi de alıp, Türkiye’yi hedefe oturttular. İlginç bir koalisyon var. Bir araya gelme ihtimali olmadığı düşünülen tüm gruplar milletimizi hedef almış durumdalar.
Bu işbirliği bile karşımızdaki güçlerin ne kadar karanlık, ne kadar pis olduğunun işaretleri. Bu kadar muamma, bu çaplı ilişkiler milletimizi uyandırma noktasında önemli ipuçları veriyor. Uzunca süredir dillendirdiğimiz kirli ilişkileri açığa çıkarıyor.
Terör örgütüne karşı yürütülen operasyon neticesinde HDP cephesinden yapılan ‘konuşarak halledilemeyecek meselemiz yok’ ifadeleri bize doğru adresi gösteriyor. PKK – HDP arasındaki organik ve duygusal bağı ortaya koyuyor.
Olabilecekleri düşündükçe uykuları kaçıyor…
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı hala ne bekliyor anlamadım. Açsınlar artık kapatma davasını. HDP’li siyasetçiler ülkenin anayasal düzenini silah zoruyla değiştirmeye çalışan terörist bir örgüt ağzıyla konuşuyor, onların taleplerini topluma yayıyorlar. Eş başkan tarafından dillendirilen ‘arkalarını PYD’ye dayama’ muhabbeti meseleyi daha açık hale getiriyor.
Kontrollerindeki belediyeler mühimmat deposuna dönüştürülmüş. Ortaya saçılan görüntüler vahameti ortaya koyuyor. HDP’liler sadece terörü ve teröristi övmüyor, ellerinde silahları da bulunan ve bizzat şiddete yönelen kişiler.
Toplumumuzun unutur göründüğü şey, devletin elindeki istihbarat bilgileri ve karşı tarafın konumu. Son iki – üç yıldır MİT ve diğer istihbarat birimleri boş durmuyorlar. İmralı görüşmelerine MİT nezaret ediyor. Terör örgütü elebaşı tarafından örgüte hangi mesajların verildiğini, kimler eliyle onların ilgililerine ulaştırıldığını bilen bir MİT var bugün.
Tüm kritik kararlardan haberdar: Ne yapılacağını, nasıl yapılacağını bilen bir devletimiz bulunuyor. Çatışmasızlık dönemini iyi değerlendirdiklerini tahmin edebiliyoruz.
Ülkenin her tarafında yapılan operasyonlarla evlerinden teker teker toplanan örgüt mensupları bu iddiamızı doğruluyor.
Son günlerde iyice artan ‘güvenlik kuvvetlerine teslim olan teröristler’ evlerine, barklarına dönmediler. Onlar PKK’nin şehir yapılanmasını, KCK’yı canlandırmak üzere döndürüldüler. Bunların hepsinden devletin haberi var. Takip altındalar…
İkincisi, PKK bugün PYD’ye yardım etmek üzere Suriye’de. İçeride kalanlar sadece oraya eleman temin etmeye, lojistik sağlamaya çalışanlar. O kesimler de takip altında. Onlar da izleniyor. Kimin ne yaptığı biliniyor.
Suriye’de PYD’ye yardım edenlerin bildiği bir başka şey Suriye’nin coğrafi şartlarının Türkiye gibi olmadığı. Şartlar çetin değil. Suriye boşaltıldığı için Türk ordusu rahatça mücadele edebilir. Gerekirse terör bölgelerini kökünden kazıyabilirler. Düz arazi ve bölgenin Türkmen ve Arap unsurlarından temizlenmesi Türkiye’nin elini rahatlatıyor.
90’lı yılların Türkiye şartları yok artık…
Bahçeli’nin de dediği gibi, ‘Kobani’da çocuk mu kaldı ki?’ Evet yok. Hava saldırısı veya ağır silahlarla bölgeyi vurduğunuz zaman karşınızda teröristler var. Ne kadar çok kişi öldürürseniz, o kadar çok teröristi bertaraf etmiş oluyorsunuz.
Elimizi rahatlatan bu hususları düşünemeyecek kadar akılsız ve dışa bağımlı olan Kürtler için her geçen dakika zararlarına.
Kurulamayan hükümet, topyekûn saldırı ve oluşturulmaya çalışılan olumsuzluklar toplumu korkutmasın. Bu meselenin eceli geldi. Herkes konumunu alsın. HDP destekçileri bir kez daha düşünsün.
İnşallah bu defa kökleri kazınacak…