Bu yazımda, diğer yazılarımı okuyanlardan çok özür dilerim. Artık ekonomi kısmı çok daha az, teknoloji ve sektör yazılarıma daha çok ağırlık vereceğim. Ekonomi başlığında öngörülerim, ülke olarak ve şehir olarak ne noktadayız diye yazdıklarım hala geçerli, çok önceden yazdıklarım yeni yeni oluşuyor. Dünyada %1’lik kısımız toplamda ekonomiye katılmayıp bekleyenlerden dolayı %0.75 olarak devam ediyoruz 30 aydır.
Özür dilemek iyi bir özellik gibi gözükse de benim bakış açımdan İngilizce sorry (özür dilerim) ve excuse me (affedersiniz) gibi farkı olabilecek bir durum. Hata ve yanlış farkı gibi. Özür dileme noktasına hiç gelmeyelim.
Sebze ve meyve gibi ürünleri sadece markette gören gençler ve çocuklar var.
Bu ürünleri zincir marketlerin özel olarak ürettiğini zanneden bu çoğunluk beni korkutuyor.
***Konya tahıl ambarımız değil miydi?
Gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler kategorisi hep olacak. Biz ülke olarak gelişmekte olan ülkelerdeniz, sınıf atlamak ülkedeki en zayıf halkadan başlaması gerekliliğini öğrendiğimiz zaman gerçekleşecek.
Ayçiçek olayı bu yılın en çok konuşulan haberiydi.
Türkiye'nin 'tahıl ambarı' olarak bilinen, tarım şehri Konya'da yer altı su seviyesi, yerin 45 metre derinliklerine kadar geriledi.
Konya’daki yağışlar uzun yıllar ortalamasının 3’de 1'i seviyesinde. Kış mevsimi için uzun yıllar ortalaması metrekareye yaklaşık 150 litreydi. Şu an ortalama yağışlar metrekareye yaklaşık 50 litre.
***Tarım teknolojilerinde dünya.
Önümüzdeki 10 yılda özellikle gıda güvenliği ve nüfus artışı hızı en önemli gündem. Tarımı dijitalleştirme ve ar-ge yatırımı olmayan ülkeler aç kalacak. Üretilen katma değer çok büyük.
Tarım teknolojilerine yapılan yatırımlarda dünyada başı çeken ilk üç ülke; İsrail, Amerika, Kanada’dır. Sadece İsrail’de 450 civarında tarım teknolojisi firması bulunmaktadır ve bu firmaların %50’sinden fazlası son yıllarda yapılan yatırımlarla ortaya çıkmış start-up firmalarıdır. Bu yatırımlar sayesinde her ülkede önemli oranda faaliyet gösteren büyük markalar ortaya çıkarmışlardır.
***Hollanda Konya kadar bir ülke.
Hollanda 41.543 km² ve Konya 40.838 km². Hollanda bu konuda ciddi yol aldı ve daha önce yapmış olduğu yatırımların meyvelerini toplamaya başladı. Ekilebilir tarım arazisi olarak Türkiye’nin %3,8’ine eşit olan bir alana sahip olmasına rağmen Hollanda, dünyada en fazla tarım ihracatı yapan 2. ülke. Hollanda’nın tarım gelirlerin yaklaşık %10’u yani 10 Milyar$ kısmı tarım teknolojileri ihracatı kalemidir. Yani Hollanda teknolojiden hem üretim aşamasında hem de paylaşım aşamasında iki defa para kazanmaktadır.
Günümüzde 112 Milyar $’ı aşmış tarım ihracatı gelirleri ile Hollanda inanılması güç bir başarıya imza atmıştır. Türkiye ise bitki çeşitliliği ve tarımsal ürünler açısından dünyada ilk 5 ülke arasında olmasına ve son derece elverişli topraklara sahip olmasına karşın 18 Milyar $’lık tarım ihracatı geliri ile 26’ıncı sırada yer bulabilmektedir. Bu farkı yaratan tarım teknolojilerine yapılan yatırımlar ve tarım ile ilgili ar-ge modelleri üzerine daha fazla yatırım yapılması gerekmektedir.
***Sonuç olarak;
Bu yıl 265 milyon insanın kıtlık sınırına yaklaşacağını, 821 milyon kişinin ise halen kronik açlık çekeceği öngörülüyor.
Ülke olarak hatta Konya olarak ekilebilir alanları, sanayide üretim yapamadığımız zamanlar normalleşme için ideal bir yöntem gibi.
Teknoloji gıdaya genetiği değiştirilmiş organizmalar ile girdi. Adı bile takı aldıkça kötüleştiği gibi kötü. Müdür, genel müdür hatta genel müdür yardımcısı gibi.
Tarım hiç kimseden özür dilemez, teknoloji ile birleşirse ve kooperatif mantığı ile şehri hatta ülkeyi üst lige çıkarır. Mevcut arazileri, ekilebilecek alanları ekmeyip güneş panelleri için bekletirseniz, kalkınma için daha çok beklersiniz.