Bugün sosyal medyada gezinirken karşıma çıkan iki gönderi bütün gün beynimde döndü durdu. Gönderilerde Uluırmak ve Üçler Mezarlığı’nda bulunan tarihi mezar taşlarının son durumu fotoğraflanmıştı.
Tarihimizde önemli bir yere sahip olan ve değer görüp korunması gereken bu taşlar, şu anda yürüyüş yolunun içerisine gömülmüş vaziyette. Etrafı kilitli taşlarla kaplanmış bu mezar taşlarını gördüğüm an inanın bir tarihçi olarak kahroldum.
Çünkü bizim ecdadımız o kadar naif düşünceli, o kadar nezaket sahibi insanlardı ki mevtaya bile kıymet verirlerdi. Her bir taşı ince ince işlerler, kadınsa çiçeklerle bezerler, erkekse taşın tepesine sarık ya da fes yaparlardı. Hatta mezarlarına o kadar sahip çıkarlardı ki, mezarlıklarını şehirden uzak değil de hayatın içinde hep gözlerinin önünde olacak yerlere yaparlardı. Üzerlerini edebi metinlerle bezeyerek maniler yazarlardı.
Günümüzde bu metinler ve işlemeler çoğu tarihçinin eserlerinde kült bir mana kazandı. Ve kazanmaya devam edecek. Eğer izin verilirse tabi!
Böyle nazik ve hassas yürekli ataların evlatları nasıl böyle düşüncesiz olabiliyor bilmiyorum. Daha önce bu tarz bir fotoğrafı “İstanbul’daki mezar taşlarına yapılan muamele” olarak televizyonda gördüğüm de de aynı şekilde öfkelenmiştim. İstanbul’u kirleten metropol düzeni bize de sıçramış, aynı hastalık bize de bulaşmış maalesef!
Biz tarihçiler atalarımıza sahip çıkalım, tarihi sevdirelim diye uğraşırken aslında ne kadar önem verilmediğini bu karelerden görüp üzülüyoruz. O taşlar bizim tapu senetlerimiz. Üzerlerinde yazan her bir kelime, kazınmış her bir işaret bize ilham, ışık…
Türklerde heykel tarzı yapılar hoş görülmediği için, elimizde inceleyebileceğimiz en önemli eserler bunlar. O taşlar tarihin canlı şahitleri gibi… O mezarlar yabancı turistlerin bile dikkatini çekerken, onlar bile hepsini teker teker incelerken, biz neden böyle bir muamele yapıyoruz anlamıyorum. Daha ne kadar tarihimizin üzerine basıp geçeceğiz!
Bu konuda, Mezarlıklar Müdürlüğü ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın tepkisiz kalmasını bilgileri olmamasına bağlıyorum. Bahsi geçen mezarlıklardaki, tarihi mezar taşlarının en kısa sürede hak ettikleri değeri bulmasını, Başkan Altay’ın ve Mezarlıklar Müdürlüğü’nün konuya el atmasını temenni ediyorum.
Zaten unutturulan tarih iyice yok olsun istemiyorsak naçizane düşüncem en başta birinci elden kaynak niteliğindeki eserlerimize sahip çıkalım.