Pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turunu Cumhur İttifakı adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kazandı.
Erdoğan’ın zaferi Türkiye’nin yanında İslam coğrafyasının dört bir yanında coşkuyla kutlandı.
Beyrut’ta, Trablus’ta ve daha birçok yerde insanlar Türk bayraklarıyla sokaklara döküldü.
Rekor bir katılımla sakin bir havada gerçekleşen temiz ve şeffaf rekabet Türk demokrasisinin olgunluğunu gösterdi.
Adayların aldıkları oy oranları bir yana, önceki gün Türk halkı terör örgütleriyle işbirliği yapanlara karşı milli güvenliğine ve istikrarına sahip çıktı.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği’ne (AB) karşı büyük bir zafer elde etti.
Joe Biden’ın muhalefeti destekleyerek Erdoğan’ı devirme planı bozuldu.
Resmi olmayan sonuçların açıklanmasından sonra dünyanın dört bir yanından Erdoğan’a tebrik mesajları gelmeye başladı.
Pazar günü mülteci düşmanlığı ve yalan üzerine kurulu kirli politika kaybetti.
Türk halkına hizmet politikası kazandı.
Türkiye Yüzyılı’nın kapısı sonuna kadar aralandı.
Dünyanın gözü ülkemizin üzerindeydi ve nefesler tutularak Türk halkının özgür iradesi dört gözle beklendi.
Altılı Masa’ya bel bağlayan Batılılar, ilk turda sandıktan çıkan sonuçların ardından masa başı anketlerle aldatıldıklarını fark etmişlerdi.
Dolayısıyla ikinci turdan önce Erdoğan’ın kazanacağına dair haberler yayınladılar.
Fakat bu onların Erdoğan’ın yenilmesini ve Altılı Masa’nın adayının kazanmasını yürekten arzu ettikleri gerçeğini değiştirmez.
Türk milleti ülkesini kurtar sofrasına yem etmeyeceğini ve vatanını soğana, sarımsağa satmayacağını gösterdi.
Seçimin kaybedenleri bu saatten sonra koltuklarını koruyabilmek için oyunun kuralını vesaire göz ardı ederek, “Her iki kişiden biri Erdoğan’a oy vermedi” türünden bahanelere sarılabilirler.
Kutuplaşmadan falan söz edebilirler.
Erdoğan’a oy verenlerin cahil olduğunu öne sürüp her seçim yenilgisinden sonra yaptıkları gibi halkı suçlayabilirler.
Bütün bu sızlanmalarının hiçbir anlamı yok.
Erdoğan adeta tüm dünyanın desteklediği rakibi karşısında tartışmasız bir zafer kazandı ve Allah’ın izniyle beş yıl süreyle ülkenin başında kalacak.
Türkiye’nin başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda yakaladığı ivmeyi ve elde ettiği başarıları daha da ileriye taşımasına öncülük edecek.
Terörle mücadele hem sınırlarımız içinde hem de sınırlarımız dışında kararlılıkla sürdürülecek.
Altılı Masa’nın adayı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanması için seferber olan ve liderleri açıklama üzerine açıklama yapan bölücü terör örgütü kaybetti.
Türk askerinin Kuzey Suriye’den çekilmesini ve orada bir terör devleti kurmayı hayal edenlerin hayalleri suya düştü.
Türk halkı terör örgütü yandaşlarıyla gizli pazarlıklar yapıp ilk turdan sonra milliyetçilik maskesi takanlara prim vermedi.
Bu seçim zaferi beş yıllık bir maratonu başlattı.
Bir yandan deprem felaketinin yaralarını sarmaya devam ederken diğer yandan enflasyonla mücadele sürdürülmeli.
Ama en önemlisi Türk halkının özgür iradesini Batı başkentlerinden yönlendirme girişimlerinin yeniden tekrarlanmaması için önümüzdeki beş yılda gereken önlemler alınmalı.
Dilerim beş yıl sonra adayların hepsinin programlarında ve vaatlerinde ABD ve AB’nin politikalarını değil Türkiye’nin milli menfaatlerini ve Türk halkına hizmeti gözettikleri bir seçim yaşanır.