TAHLİYE GİRİŞİMLERİ HAKKINDA

Murat Güçlü

Geçen hafta sonu Türkiye yine Yargı eliyle yapılmaya çalışılan bir operasyona maruz kaldı. Tutuklu şüpheliler hakkında bir mahkeme herhangi bir yetkisi olmamasına rağmen tahliye kararı verdi. Bu karar basına kamikaze kararları olarak yansıdı. Görevsiz hakimlerin yok hükmünde kararlar vererek tutuklu şüphelileri usulsüz ve Kanunun açık hükümlerine aykırı bir şekilde gece yarısı operasyonu ile ceza evinden kaçırma girişimleri son derece önemlidir. Ceza Usul Hukukumuzda Asliye Ceza Mahkemelerinin soruşturma aşamasında tutukluluk halini sona erdiren bir karar verme görev ve yetkileri bulunmamaktadır. Ayrıca iddia edildiği üzere tüm Sulh Ceza Hakimlerinin toptan reddiyle tüm görevli hakimlerin tüketilmesi bunun sonucunda görevsiz Asliye Ceza mahkemesinin görevli hale gelmesi gibi bir usul bulunmamaktadır. 

Diğer taraftan tahliye kararlarına giden yolda yasal usullere uyulmamış ve zorunlulukların hiç biri yerine getirilmeden  soruşturma dosyaları dahi istenmeden cumartesi gece yarısı operasyonu ile tahliye kararı verilmiştir.

Hatırlanacak olursa cezaevinden çıkartılmak istenen bu şüpheliler haklarında terör örgütü yönettikleri ve terör örgütüne üye oldukları iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanmışlardır. Tutuklama gerekçesinde kaçma, delilleri yok etme, gizleme, tanık ve mağdurlar üzerinde baskı oluşturma şüphelerinin bulunduğu belirtilmiştir.

​ Böyle bir soruşturma dosyasına usulsüz ve pervasız bir müdahale ile şüphelileri cezaevinden kaçırma girişimi hem şüpheleriler hakkındaki suç örgütü kurma veya üye olma iddialarını kuvvetlendirmiş hem de yargıda etkisinin devam ettiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu pervasızlık, soruşturma kapsamında bazı önemli ipuçlarına ulaşıldığını bu sebeple bu şüphelilerin kurtarılmasının zorunlu hale geldiğinin de göstergesidir.  Bu durum bundan sonra açıklığa kavuşacaktır.

Türkiye’nin tüm bu hukuk dışı ve millet iradesini hiçe sayan yapılardan, vesayet makamlarından kurtarılması gerekmektedir. Memleketin çivisi çıktı, herkesin ittifak ettiği husus hukuk dışına çıkıldığı. Nasıl oluyor da olayın tüm tarafları aynı olayda hukuk dışına çıkıldığından bahsediyor. Bunun çözümü yeniden hukuk düzeninin tesisidir ancak önce milletin egemenliğinin ve iradesinin esas olduğunun ön şart olarak herkes tarafından kabul edilmesi gerekmektedir.