T.C.’NİN İLK İHALESİNİ KİM ALDI?

Bekir Dolu

Yerli otomobil yapması beklenen en koç babayiğitten geçen hafta fosss diye bir ses geldi biliyorsunuz. Babayiğit “Yerli otomobil ticari intihardır” buyurarak resti çekti.

Aslına bakarsanız babayiğit de kendince haklı. Yıllarca montajcılığın kaymağını yiyip, serpilip palazlandıktan sonra kim uğraşır yerli markayla şimdi. Riskli iş, pahalı yatırım, argesi var, şusu var, busu var. Ne gerek var? Kimini ithal eder satar, kimini montajlar satar. Oh kebap! Yat uzan, para kazan!

Yıllarca bu halka gümrük duvarlarının arkasına sığınarak iteledikleri kuş serisi otomobilleri kullanmak intihar değil miydi sanki? Esas intihar bizim o araçları kullanmamızdı aslında. Lakin biz hiç naz-niyaz yapmadan aslanlar gibi yıllarca bu arabaları kullanarak intihar ettik.

Aynı grup milli tankımızı ve milli gemimizi de yapıyor mesela. Hem de hiç mızmızlanmadan. Tank ve gemi yapmak otodan daha kolay değil. Peki neden orada ses yok? Çünkü devletin alım garantisi var. Müşteri hazır anlayacağınız. Sıfır risk!

Bazı duyumlara göre yerli araba diye Fiat Albea prototipini yutturmaya çalışıp devletten 500 Milyon Euro indireceklerdi. Hükümet bunu yutmayınca, yerli oto ticari intihardır açıklaması geldi. Yine bazılarına göre esasen Koç yapsaydı zaten ona yerli denmezdi. Koç grubunun çekilmesi çok isabetli bir karar olmuştur.

Her türlü desteği vermeye hazırım diyor hükümet, daha ne yapsın! Ama adamlar; devlet baba bize öncelikle fabrikanın parasını bir versin, sonrasında da üreteceğim otomobile alım garantisi versin, babayiğitlik de bize kalsın istiyorlar. Tabi devlet eski devlet değil. Eskiden olduğu gibi havadan para vermeyince de cazgırlık yapıyorlar. Hatta bir nevi rest çekiyorlar.

Yapmayacaksan çık, ben yapamayacağım de. Aba altından sopa gösterip de yapacak olana gölge etme bari. Beyanın altındaki tehdit dikkatli gözlerden kaçmamıştır elbette. Girişimciye ve hükümete rest çekildi bir yerde, fakat benim bildiğim RTE bu resti görür.

Bir diğer dedikoduya göre ise hükümet köprü - otoyol ihalesini iptal edince “sen ihaleyi iptal ettin ben de araba işine takoz koyarım” diye inceden mesaj veriyor babayiğit. Ola ki Siirtli Fadıl misali biri çıkar diye aba altından sopanın ucunu da gösteriyor. (ilginç bir not: Köprü-otoyol ihalesinin diğer ortağı Murat Ülker de ressam Bedri Baykam’a yanaşarak hükümete diğer bir taraftan ayar veriyor gibi sanki)

Devlet ihaleleriyle kimler zengin edildi. 1920’lerde ilk meclisin çatısındaki kiremitleri değiştirme ihalesini aldıktan sonra yürü ya kulum denilen Ankaralı küçük bakkal dükkânının sahibi bu babayiğidin dedesi değil miydi?

Uçak yapabilen bir ülke ne hallere getirildi. Devrim arabaları kimin yüzünden rafa kalktı? Yerli otoyu bitiren kim? Bu ülkeyi iğneden ipliğe ithalat bağımlısı kılanlar kimler. 1960’lardan beri kimler perde arkasından bu ülkeyi yönetiyor. Ergenekon’un ekonomi ayağına da bir operasyon yapılsa acaba ne olur diye çok merak ediyorum.

Kapitalist mantık, gölgesinden yararlanamadığı ağacı kökünden keser. Babayiğidin mantık da aynen böyle işliyor haliyle.  Ben yapmam, niyetlisi varsa ona da yaptırmam ağa deniliyor. Hülasa zaten bu yerli araba işi yapılırsa bile, bazılarına rağmen yapılacak.

Son Söz:

Ne demişler; Para peşindeysen al-sat, nam peşindeysen yap-sat.