Özellikle sosyal medya ortamında son zamanlarda yine Suriyelilere karşı bir toplumsal tepki oluşturulmaya başladığını görüyoruz.
Bu algıyı oluşturanların başında, bazı siyasetçilerin yanı sıra, sırf kuru milliyetçilik uğruna paylaşım yapanlar da önemli yer tutuyor.
Elbette toplumumuzun hassasiyetleri önemli... Örfümüze, geleneğimize ve yasalarımıza aykırı hiç bir faaliyet kabul edilemez ama ufacık bir olayı alıp getirip sosyal medyada türlü yalanlarla insanların gözüne sokmak da kimseye bir şey kazandırmaz.
4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyoruz. Bu kadar yüksek bir sayının içinde elbette suç işleyenler var. Ancak, birkaç kişinin işlediği suçu tüm Suriyelilere ithaf etmek haksızlık… Halbuki Suriyelilerin suç işleme oranı, bizim kendi vatandaşlarımızın daha düşük seviyede seyrediyor.
Dileğim odur ki Suriye bir an önce huzura kavuşsun ve güvenli bölgeler oluştukça herkes kendi topraklarına dönsün.
Suriyelilerin ekonomik yükü elbette kolay bir yük değil. Bu konuda ülkemizin ne kadar fazla fedakarlık yaptığını hepimiz biliyoruz.
Konu tam da buraya gelmişken, hepimizin sıkça duyduğu bir mesele var.
‘Suriyeliler giderse sanayi çöker…’
Bu meselenin ne derece tutarlı olduğunu aslında ben de sık sık yaşayarak öğreniyorum.
Gazetemizin hemen arka tarafında bulunan tekstil pazarında mesela… Neredeyse Türk çalışan yok tekstil pazarında. Keza organizede ve ayakkabıcılarda da durum farklı değil…
Bunun sebebini sorduğumda, Türk gençleri artık işçilik yapmaya yanaşmıyor, ya hizmet sektöründe çalışmak istiyorlar ya da okula gidiyorlar cevabını alıyorum. Bizim gençlerimizin artık çıraklık veya kalfalık gibi bir sevdası olmadığından dert yanıyor esnaf abiler.
Eğer onlar olmasa fabrikalar durur diye de ekliyorlar…
Fakat bizim gençlerimiz ise Suriyeliler yüzünden işsiz olduklarını iddia ediyorlar. Yorumu size bırakıyorum…
Türkiye, Suriye’den gelen 4 milyon insanı beşeri sermaye olarak da görmelidir… Bu bence ayıp bir şey değil. Bu nüfus içerisinde yüksek tahsilliler, uzmanlar da var. Çoğunu her ne kadar Almanya gibi ülkelere kaptırmış olsak da bu sermayeden biz de faydalanabilmeliyiz diye düşünüyorum.
Suriyelileri Türkiye ekonomisine yaptıkları katkı sandığınız gibi küçük değil…
Dün, Konya Ticaret Odası’nın hazırladığı ‘2018 Yılı Ekonomi Raporu’nu incelediğimde bunu bir kez daha gördüm.
Rapora göre; 2018 yıl sonu itibariyle Türkiye’de 181 ülkeden 65.533 yabancı sermayeli firma aktif olarak faaliyet gösteriyor. Ülkeler bazında Türkiye’de 10.521 firma ile faaliyet gösteren Suriye 1. sırada yer alıyor.
Suriyelilerin, toplam yabancı yatırımcılar arasındaki payı ise %16,1 oranında.
Oldukça şaşırtıcı aslında.
Mesela Konya’da 50 ülkeden 340 yabancı sermayeli firma bulunuyor. Bu 340 firmanın 211’inin son 5 yılda giriş yaptığı görülüyor.
Konya'da da en fazla yabancı sermayeli firmaya sahip ülke 84 firma ile Suriye...
Suriyeli firmaların Konya’daki yabancı yatırımcı firmalar arasındaki payı ise %24,7. Yani Konya’daki yabancı yatırımcıların 4’te biri Suriyeli…
Suriyeli 84 firmadan 76’sının da son 5 yılda Konya’ya giriş yaptığı görülüyor. En fazla yabancı sermayeli firmaya sahip 2. ülke 31 firma ile Almanya, 3. ülke ise 28 firma ile Irak olarak tespit edilmiş...
Rakamların da ifade ettiği gibi, Türkiye’nin Suriye ile yaşadığı problemlerin olumsuz yansımalarının yanı sıra olumlu etkilerini de yabancı sermayenin yaptığı yatırımlarla görüyoruz.
2017 yılında Konya’da 293 yabancı sermayeli firma yer alırken 2018 yılında bu sayısı 340’a çıkarak büyük bir sıçrama göstermiş. İhracatın istenilen seviyelere gelebilmesi için bu tarz artışların takip edilmesi ve desteklenmesi gerekiyor.
2018 yılında Türkiye’nin ihracat yaptığı hemen hemen bütün sektörler içerisinde Konya’dan yabancı sermayeli firmalar var. Katma değerli ürünlerin büyük önem kazandığı günümüzde, imalat sanayinde başı çeken Konya, farklı ana sektör ve alt sektörde yabancı sermayeli firma bulundurarak uluslararası yatırımlar noktasında güven veriyor.
Bu açıdan bakılınca Suriyeliler Konya için bir kazanç…