15 Mart 2016'da suya atlayıp boğulma tehlikesiyle karşılayan bir kadını suni teneffüsle müdahale etmiş bir polis. Aradan aylar geçmiş. Eylül ayında aynı polis fetö ile alakalı olarak tutuklanmış.
Gazetenin biri (cumhuriyet) manşet yapmış.
"Suni teneffüsle kadını kurtaran polis fetö'den tutuklandı".
Bu haberden siz ne anlarsınız?
Bir kadın var. Yerde yatıyor. Polis, kadına suni teneffüs yaptırıyor.
Bir ara facede bir video yayınlandı. Tıp birinci sınıf öğrencileri var. Bir madam hoca sınıfa giriyor. Tahakküm mü tahakküm edici tavırlar dikkatlerden kaçmıyor.
Tam bir madam. Hanım değil madam. Yani modern giyimli. Modernlik öyle tarif edilmişti ya bizlere, erken cumhuriyet devrinde.
Videoda bayan öğretim üyesi sınıfı şöyle bir süzüyor. Daha sonra soruyor;
"Bu bölümü isteyerek mi seçtiniz?"
Öğrenciler cevap veriyor?
"evet hocam".
Öğretim üyesi tekrar soruyor ve gözlerini bir öğrenciye kilitliyor;
"Emin misiniz? "
Madam öğretim üyesinin gözlerini kilitlediği öğrenci başı örtülü bir öğrenci.
Daha sonra madam, "bir deneme yapacağız ve anlayacağız" diyor.
Bir erkek öğrenci çağırıyor ve masanın üzerine yatırıyor. Daha sonra diyor ki, "şimdi düşünün ki, bu, trafik kazasına maruz kaldı. Suni teneffüs yapması gerekiyor. İçinizden gönüllü kim gelmek ister?".
Sınıfı şöyle bir süzüyor, madam...
Gözü yine başı örtülü kız öğrenciye kilitleniyor ve onu çağırıyor.
Ve diyor ki, "hadi bakalım bu hastaya bir suni teneffüs yap".
Senaryo gereği kız öğrenci çekiniyor.
Aslında böyle durumlarda İslam’ın yaklaşımı kız veya erkek tıbbın gereği neyse yapılır. Ama bizim Kemalist kafa veya peşin hükümlü beyinlerin kafası bu işlere basmadığından dolayı, madam şöyle kükrüyor kız öğrenciye;
"İşte gördünüz mü? Suni bir teneffüs yapmaya bile yanaşmıyor. Bunlar mı tıp öğrencisi olacak?
Bu palavrayı samimi Müslümanlar yutmamıştı o zaman. Ama o videoyu seyredenlerden yutanlar olmuştur mutlaka.
Zira, Biz Biliriz Ki, Her Malın Müşterisi Vardır Bu Memlekette.
Cumhuriyet Gazetesinin Bu Haberi Bana Yukarıdaki Senaryoyu Hatırlattı.
Atalarımız Ne Demiş;
Su Uyur Fakat Siz Uyumayın.
İşte, Gazetecilik Türkiye'de Böyledir.
Böyle bir vasatta ülkeyi idare edeceksiniz.
HAC
Tavaf eden hacıların ayakları sıcaktan yanmasın diye Kâbe'nin zeminine kâşî tuğlalar döşeyen,
Mekke ve Medine’deki ihtiyaç sahiplerine Surre alayları” adıyla her sene maddi yardımlar takdim eden,
Hacıların ayakları yanmasın diye Kabe’nin zeminine döşenen taşların altına adını (Mecid) yazdıran,
Ölüm döşeğinde bile Medine'den gelen mektubu zorla ayağa kalkarak ve abdestli olarak dinleyen (Sultan Abdulmecid ve Sultan Abdulhamid),
Osmanlı Hakanlarının Müslümanlıığını Sorgulayanların;
Ham Sofu,
Mezhep Kaçkını,
Fabrika Hatası,
İnsan Müsveddelerinin Aziz Milletimiz Alnını Karışlar.
Ağzının Payını Verir Ve Vermiştir.