Zaman ta başında
İnsanlarla hayvanlar paylaşırken yeryüzünü
Aynı dili konuşurlarmış
Söz büyüymüş o zamanlar
İnsan ruhunun güçleri varmış
Rastgele söylenen bir söz
Garip sonuçlar doğurur
Bir Eskimo şiiri
Guarani Kızılderilileri çocuk doğduğunda “söz kendine oturacak bir yer sağlıyor” diye bildirirlermiş. İnsanın değeri söylediği sözlerle orantılıdır. Ne söylediği kadar nasıl söylediği de önemlidir. Konuşmak sanattır derdi eskiler. İnsanlığın kelimeleri olmasaydı, sahip olduğu hiçbir şeyin esamisi okunmazdı. Kelimeler en az insana verilmiş bütün nimetler kadar değerlidir bu yüzden. Bütün toplumlarda söz önemli bulunmuş ve atasözleri, deyimler, veciz sözler söylenmiş söz üstüne.
Bizim kültürümüzde de sözün değeri çok yükseklerdedir.” İnsanda güzel olan yüzdür, / Yüzde güzel olan gözdür, / Ama insanı insan yapan ağzından çıkan sözdür.” Mevlana’nın bu sözü insanı sözle eşitler sanki. “Güzel sözler petekten damla damla sızan bala benzer, insanın ruhuna tat verir" Süleyman (a.s.) böyle söylerken insan mutluluğunun da sözden geçtiğini anlarız. “Lüzumsuz söz yanan ateş gibidir; onu ağızdan çıkarmamalısın, sonra kendin yanarsın. Dilin söylediği iyi söz ise akarsu gibidir; nereye akarsa orada çiçekler açar.” Yusuf Has Hacib ise mutlulukla mutsuzluğun sınırlarını sözün belirlediğini böyle anlatır. “Kuru kaşık ağza, kuru söz kulağa yakışmaz.” Kaçkarlı Mahmut sözün çirkinini ağza ve kulağa yakıştıramaz. Geçmişte bize yön tayin eden insanların sözlerine dalarsak bu yazı uzar gider. Ama hiç anmadan da olmazdı ki tavsiyemiz arada dönüp onları hatırlamanın gerekliliğidir.
Günümüzde sözün gerçek değerinden düşürüldüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz. Günlük hayatta kullanılan kelimelere baktığımızda ne kadar çok argoya kaydığımızı, aynı kelimeler etrafında dönüp durduğumuzu gözlemleyebiliriz. Uzun metinlerden uzak durduğumuzu, yok olan mektup yazma alışkanlığımızı unuttuğumuzu ve kısa mesajlarla büyük meselelerimizi çözmeye çalıştığımızı görürüz hemencecik. Bu yüzden flörtler, evlilikler ve kadın erkek ilişkisinin bütün aşamaları çözülmesi imkânsız sorunlarla cebelleşip duruyor. Boşanmalar, parçalanan aileler, arada kalan çocuklar ve kadın cinayetlerine varan facialar… Sözün bozulmasıyla başlayan toplum değerleri de alt üst oldu. Dilinin kemiği olmayanların dininin ilkelerine uyması beklenemezdi elbette. Her sözü her yerde söyleyebilen kadın ya da erkek en büyük değerlerimizden biri olan ahlak konusunda onarılması güç hasarlara yol açıyorlar. Her şeyi her yerde söyleyenler, her şeyi her yerde yapma özgürlüğüne kavuştuklarını sanıyorlar. Oysa sınırları doğru konmamış her alan tehlikenin de yolunu açıyor.
Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz
Kişi bile söz demini, demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini, Sekiz cennet ede bir söz
Yunus şimdi söz yatından, söyle sözü gayretinden
Pek sakın o sah katından, seni ırak ede bir söz
Bizim Yunus ne güzel tarif etmiş sözün özünü bu şiirinde. Söz sanatıyla uğraşan şairlerimize, yazarlarımıza da çok önemli sorumluluklar olduğunu söylemeliyiz. Toplum ahlakını zedeleyecek sözü, Kudrete dokunacak cümleyi eserlerinde kullanmaktan kaçınmak gerekiyor. Dünya hayatımızı da ahiret hayatımızı da hesap ederek bir eser ortaya koymalıyız ki hem bu dünyadaki ruhumuz şen olsun hem de ahirete intikal ettiğimizde hesabımız kolay olsun.
Günümüzde etkili olan mecraların başında medya geliyor. Yazılı ya da görsel basında kullanılan dilin sağlıklı olduğunu düşünmek çok zor. Zira yazılan haber metinlerinden tutun, dizi senaryolarına kadar bütün medya argümanlarında sözün düştüğü seviye gerçekten içler acısı. Bu kadar geniş bir imkânı bu kadar kötü kullanmak, cahillikle falan açıklamak mümkün değil. Sanki bir yerlerden idare edilen bir kültür saldırısı altında olduğumuzu söylememiz lazım. Türkçemizin kötü kullanımından öte, kültürümüze, ahlakımıza ve inancımıza aykırı mesajların sürekli medya aracılığı ile pompalandığını görmemek safdillik olur.
Eğer bütün bu olumsuzlukları tamir etmek, düzeltmek, ıslah etmek istiyorsak buna sözlerimizden başlamamız gerekiyor. Her ne kadar kötü söz sahibine ait olsa da o sahip yaşadığı toplumu bozacağı için buna bir son vermek, kötü sözü sahibinden, sahibini kötü sözden kurtarmanın çaresine bakmamızın zamanı geldi geçiyor.
Sevgiyle kalın.