Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medyayla ilgili düzenleme yapılacağını açıkladıktan sonra öyle bir hava oluştu ki, sanki Twitter, Facebook ve Instagram kapatılacakmış gibi bir algı oluşturuldu. Türkiye’nin en önemli sorunu, sorunları doğru zeminde tartışamamak. Aslında sorsanız, herkes sosyal medyanın namus ve haysiyet celladı gibi kullanılmasından rahatsızdır ama iş bunu söylemeye gelince ideolojiden uzaklaşamazlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı yeni doğmuş bebeği üzerinden insanlık dışı saldırıya maruz kaldı. Bunlar güçlü insanlar her platformda kendilerini savunabilirler. Peki normal vatandaş ne yapacak?
TWITTER İŞBİRLİĞİNE YANAŞMIYOR
Twitter’da mahrem görüntüleri yayınlananlar, insanlık dışı küfürlere, hakaretlere maruz kalanlar ne yapabiliyor? En fazla yargıya gidiyor. Siber suçlara bakan mahkeme karar veriyor. Bu ne kadar sürüyor? Süreç hızlandırıldı. Birkaç saatte sonuç alınıyor. Peki ondan sonra Twitter’dan bu görüntüyü kaldırtmak, IP numaralarını tespit etmek ne kadar sürüyor? Mehmetçiğin yurtdışı operasyonlarda olduğu sırada FETÖ ya da PKK terör örgütleri Türkiye aleyhinde kampanya yürütüyorlar. Bunu Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtları sırasında gördük. Hatta 15 Temmuz gecesi yaptılar. Başka ülkelerdeki görüntüleri boğaz köprüsünde boğazı kesilen asker diye servis ettiler. Peki Türkiye ne yapıyor? Bu görüntülerin kaldırılması için mahkeme kararı çıkarılıyor. Twitter yardımcı olmuyor. Zaten ülkemizde temsilcisi yok. Görüntüler kaldırılmayınca ceza, idari para cezasına çevriliyor. Ama kime tebliğ edeceksiniz? Bu karar İngilizceye çevriliyor, Adalet Bakanlığı üzerinden ABD’ye gönderiliyor. ABD Adalet Bakanlığı üzerinden Twitter’a ulaştırılıyor. Ne kadar sürüyor? Tam 1 yıl. Bunun önüne geçmek için Türkiye kendi imkânlarıyla ne kadar sürede bu görüntüleri engelleyebiliyorsa engelliyor. Ama saniyeler içinde servis edilen görüntüler anında yayılıyor, kaldırılması günler sürüyor. Bu arada o insan zaten olacağı kadar mağdur oluyor. Türk yetkili makamları bu konuda en çok Twitter ile sorun yaşadıklarını söylüyorlar. Namus ve şeref düşmanlığına hayır ama düşünce ve fikir hürriyeti için sonuna kadar mücadele etmeliyiz. Zaten biri diğerinin alternatifi değil.
KUZEY KORE Mİ, ALMANYA-FRANSA MI?
Sosyal medyayla ilgili tartışmalar yapılırken, iki örnek üzerinde duruluyor. Türkiye, sosyal medyanın kısıtlı olduğu Kuzey Kore gibi mi, yoksa sosyal medyaya düzenleme getiren ancak özgürlükleri kısıtlamayan Almanya-Fransa gibi mi olacak?
Elbette ki yasa teklifi ortaya çıktıktan ve uygulamaya geçildikten sonra ne olacağını göreceğiz. Ama yapılan açıklamalarda her defasında “Amaç engelleme değil. Almanya ve Fransa düzenleme yaptı ama bu ülkelerde sosyal medya platformları kullanılıyor. Ayrıca o ülkelerde de bantlarda bir daralma yok. Sadece idari para cezaları kesildiğinde yerine getirilmediği takdirde geçici bant daralması uygulanıyor. Kuzey Kore modeli bizim hiçbir zaman gündemimizde olmadı. Almanya-Fransa modelini esas alıyoruz” deniliyor.
HUKUKİ VE MALİ YÜKÜMLÜLÜKLER GELİYOR
Yeni düzenlemeyle sosyal medyaya “Hukuki ve mali yükümlülük” getiriliyor. Bunun için;
1. Sosyal medyada yer alan hukuka aykırı içeriğin kaldırılması veya erişimin engellenmesi için şirketlerin Türkiye’de temsilci bulundurmaları,
2. Hesapların gerçek kimlikleri üzerinden açılması zorunluluğunun getirilmesi, sahte hesapların engellenmesi,
3. Kişilik haklarının ihlali ve özel hayatın gizliliğinin ihlali durumunda yapılan başvuruların 48 saat içinde cevaplandırılması yükümlülüğü getirilmesi,
4. Sosyal medya platformlarına içeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasına ve başvurulara yönelik yapılan işlemlere ilişkin olarak 3 ve 6 ayda raporlama yükümlülüğü konulması planlanıyor.
YAPTIRIM İÇİN BANT KISITLAMASI
5. Düzenlemede temsilci atamamakta direnen şirketlere yaptırım açısından bant kısıtlamasına dönük bir düzenlemenin yer alması planlanıyor.
Yasa çıktıktan sonra ihtar edilmelerine rağmen 30 gün içinde Türkiye’ye temsilci atamazlarsa bant genişliğinin yüzde 50 daraltılması, buna rağmen temsilci atamamakta direnmesi durumunda ikinci bir ihtarda bulunulup 30 gün içinde bant genişliğinin yüzde 95 oranında daraltılması düşünülüyor.
PARA CEZASI GETİRİLİYOR
6. Mahkeme kararı ile içerikleri kaldırmayan sosyal medya ağlarına kademeli bir para cezası da getiriliyor. Sosyal ağlar içeriğin kaldırılmasına ilişkin başvurulara 48 saat içinde cevap vermedikleri takdirde 5 milyon TL, raporlar ve istatistiki bilgi verilmediğinde 10 milyon TL, verilerin Türkiye’de barındırılmadığının tespit edilmesi halinde ise 50 milyon TL para cezası öngörülüyor.
Yani artık kimse nasıl olsa denetim yok diye sosyal medyada elini kolunu sallayarak dolaşamayacak. Zaten yasaklar daha çok kullanıcılar için değil sosyal medya sağlayıcıları için. Böylece karanlık güçler tarafından sosyal medyanın kötü amaçlı kullanılmasının önüne geçilecek.