Sosyal Medya Adaleti

Necmettin Şimşek

Pandemi sürecinde ülkemizde en popüler uygulama Twitter oldu. Takipçi sayıları inanılmaz derecede arttı. Sağlık Bakanlığı 1,7 milyon takipçisi varken Sağlık Bakanı’nın takipçi sayısı 5,7 milyon.

Görev değişimi olduğunda takipçi sayısı anlık azalıyor ve artıyor. İnsanlar artık takipçi sayısı ile ego tatmin ediyor.

Sosyal medya interaktif olması sebebi ile geleneksel medyaya göre çok daha etkili. Ana haber bülteni bile artık çok izlenmiyor.

Ülkemizde yaklaşık 25 aydır devam eden ekonomik verileri etkileyen en önemli etken, algı yönetimi. Güven ve adalet daha az konuşulursa ekonomik olarak daha iyi noktalara geliriz.

Türkiye neredeyse her hafta gündemin üst sıralarına çıkan bir veya iki olayda sosyal medya ile gelen adaleti konuşuyor.

Bazen ihbar ile bir dosyanın yeniden açılması bazen de üzeri kapatılmış dosyaların açılması için kullanılan sosyal medya baskısı artık günümüzde adeta kendi başına toplumsal vicdanın somutlaştığı ve denge-denetleme işlevi gördüğü bir erk haline geldi.

Sosyal medya şirketlerine ilişkin kararnameyi imzalayan ABD Başkanı Trump, "Kararnameyle sosyal medya şirketleri artık sorumluluktan muaf olmayacak. Bugün ifade özgürlüğünü en büyük tehlikelerden birinden korumak için buradayız" dedi.

Gelişen teknoloji ve internet erişiminin kolaylaşmasıyla beraber dünyada internet ve sosyal medya kullanımı gitgide artıyor. Araştırma sonuçlarına göre; dünya nüfusunun % 53'ünü oluşturan 4 milyar 200 bin kişi internet kullanıyor. Sosyal medya kullanıcılarının toplam nüfus içerisindeki payı ise % 42.

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de insanlar her gün 7 saat 15 dakikalarını internette geçiriyor. Türkiye’de bir insan ortalama olarak 7 saat 30 dakika uyumaktadır.

Olaya bu perspektiften baktığımızda sosyal medyada yapılan bir paylaşımın insanlara ne kadar hızlı ulaşabileceğini daha iyi kavramaktayız. Gösterilen reaksiyonlar kamuda infiale sebep olabilmektedir. Kamuda oluşan infial nedeniyle yargı kararlarının değişmesi toplumda yargıya duyulan güveni sarsmakta ve adaletin yargı aracılığı ile sağlanamayacağı görüşünü toplum içinde yaygınlaştırmaktadır.

Bu yüzden yargı karşısında adaletsizliğe uğradığını veya uğranıldığını düşünen kişiler günümüzün etkin bir kitle iletişim aracı olan ve saniyeler içerisinde milyonlara hitap edilebilen sosyal medyayı kullanarak yargılama organları üzerinde baskı oluşturmaya çalışmaktadırlar.

Belki de sebebi bu baskı olmasa da insanların amaçları hâsıl oldukça bu yola rağbet artmakta artık insanlar adalet konusundaki umutlarının yargılama makamlarına değil sosyal medyaya bağlamaktadır.

İnsanlar artık bu platformlardan verdikleri tepkilerle, oluşturdukları tepki kitleleri ile ceza muhakemesi süjelerinin kararlarını değiştirebileceklerini düşünmekte ve buna inananların sayısı her geçen gün daha da fazlalaşmaktadır.

İnsanlar her geçen gün yargılama makamlarının adalete değil başkaca çıkarlara hizmet ettiği yönündeki görüşe daha fazla yönelim göstermektedirler.

Sonuç olarak;

Twitter’da çok yakın bir zamanda profesyonel ve ücretli olacak. Adalet sisteminde yapılan yanlışlıklarda insandır şaşırabilir diyoruz fakat 5 yıl içinde robot ve yapay zekâ adalet sisteminde de kullanılacak. Bazı düzenlemeler yapılsa bile organik dediğimiz sosyal medya hesapları her zaman olacaktır.

Kendi adımıza kurumsal veya bireysel hesapları kullanırken yaptığımız her paylaşımın, beğeninin veya yorumun etkisi çok daha fazla olabileceğini düşünmeliyiz.