Süper Lig’de yeni sezona merhaba dedik. Merhum Turgay Şeren’in adının verildiği yeni sezon Atiker Konyaspor adına ilk başta bazı sorunlarla başladı. Fenerbahçe’de Vitor Pereira’nın takımdan gönderilmesiyle sarı lacivertliler rotayı hocamız Aykut Kocaman’a çevirdi. Futbol ahlakı açısından etik olmayan bu davranış nedense Fenerbahçe hocasız kaldığında hep başımıza geliyor. Konyaspor taraftarı sosyal medyadan birlik oldu hocasını Fenerbahçe’ye yem etmedi. Neyse ki Aykut Hoca da bu kurgunun bir parçası olmayı reddetti ve Konyaspor’da kalmayı tercih etti.
Şu bir gerçek ki geçtiğimiz sezon UEFA’ya gitmeye hak kazanan, seneyi büyük başarılarla tamamlayan Aykut Kocaman kadrosunun başka bir teknik adamla aynı başarıları tekrarlaması oldukça zor olurdu. Konyaspor, teknik direktör takımından daha çok Aykut Kocaman takımı haline geldi. Son iki sezondur yapılan transferler sürekli genç oyunculardan yapıldı ve gelecek adına plan yapıldı. Benim kanaatim bu takıma yeni bir antrenör geldiğinde sil baştan kadro planlaması yapılacak ve takımdaki ahenk yerle bir olacaktı. Neyse ki olmadı. İnşallah Advocaat birkaç sezon kovulmadan Fener’e istediğini verir de uzun bir süre daha bizi taciz etmeyi bırakırlar.
Sezon başı teknik heyette yaşanan sorun çözüldü. Yeni sezon Rize deplasmanında başladı. Yeşil beyazlılar açılışı beraberlikle yaptı. Bu kez maç sonu birçok ‘soru’ ortaya çıktı.
Şimdi gelelim o sorulara:
Tecrübeli kaleci Serkan Kırıntılı geçen sezonki performansını devam ettiriyor. Ama görünmez bir sakatlıkta veya kart cezasında yeni transfer Abdülaziz Demircan bu boşluğu doldurabilecek mi?
Dolduramazsa Kaya Tarakçı’ya ne kadar daha sabredeceğiz?
Mehmet Uslu neden hala bu takımın bir parçası? Hadi devam etti diyelim, Neden ilk 11 oyuncusu? Douglas’ın yokluğunda, 42 numarayı verdiğiniz Abdülkerim’e güvenilmiyor mu?
Takımın beyni Ali Çamdalı maç öncesi sakatlık geçirerek kadrodan çıkartıldı. Çamdalı olmayınca orta saha yol geçen hanına döndü. Daha Holmen’in boşluğu doldurulamamışken orta sahadaki bu belirsizlik ne olacak?
Genç Amir büyük gelecek vaat ediyor. Ancak dediğim gibi genç. Tecrübe yetersizliği var. Biliyorum ki bunu kısa sürede atlatacak. Ancak bu süreçte beklemede kalamayız değil mi? Kurtarıcımız yıllar sonra açılan Mbamba ile 3 günü sorunsuz 5 günü sorunlu Volkan Fındıklı mı olacak?
Milosevic hazırlık maçlarından da gördüğümüz kadarıyla kısa sürede takıma uyum sağladı. Ancak bunun yokluğunda performansını unuttuğumuz ve yeniden doğmasını beklediğimiz Ali Dere ne derece katkı sağlayabilecek?
Kendisinin de idol olarak gördüğü, geleceğin Arda Turan’ı olarak gösterilen Ömer Ali Şahiner henüz sezonun ilk maçında daha istekli bir görüntü sergileyemez miydi?
Romanya’da çatır çatır gol atıp Konyaspor’a transfer olan Ioan Hora’yı henüz kestiremiyoruz. Sonradan oyuna girdiği için yorum için daha erken fakat sahada kaldığı sürede ne derece etkili oldu ve geçen yılki performansını Konyaspor’da da gösterebilecek mi? Yoksa büyük umutlarla aldığımız Marica gibi elimizde mi patlayacak?
Bajic 10 numarayı kaptı. İnşallah, hakkını vererek terletir. Bu sezon ondan beklenti büyük. Şu ana kadar oynanan özel maçlarda da kendini göstermeye başladı. Ona bu yıl yeni transfer gözüyle bakabiliriz.
Son olarak ilk haftanın kârı kanaatimce Ali Turan oldu. Tecrübeli oyuncu takımın en hazır ismi olarak gözüktü. Ne yapıp ne edip rakibin topuna müdahale etmeyi başarıyor. Bu da savunmaya güven veriyor.
Vukovic’i unuttun diyebilirsiniz. Hayır bilerek yazmadım. Çünkü ona ayrı ve detaylı bir yazı gerekir. Kısaca bahsetmek gerekirse, Vukovic, takımın taçsız kralı. Hem maliyeti düşük, hem kaliteli, hem güçlü. Yani bir oyuncuda ne ararsanız onda mevcut. Savunmasını da hakkıyla yapıyor. Gollerine de devam ediyor. Açılış golümüzü de o attı.
İlk hafta itibariyle gözlemlediğim sorun ve soruları acizane dile getirdim. Gelecek yazılarda bu soruların cevaplarını yazabilmek ümidiyle kalın sağlıcakla…