SORUN DOĞRU ANLATILAMAMASI…

Murat Can

Başkanlık sistemiyle ilgili en önemli sorun sistemin halka anlatılamamış olmasıdır.

Vatandaşın öngörülen sistemi bilmemesi ise kuşkulara neden olmaktadır.

Bu durum sık sık karşımıza aynı tip soruları çıkartmaktadır.

Sistemin nasıl olacağını bilmeyen vatandaş, başkanlık sistemiyle eyalet sisteminin aynı olduğunu düşünmekte bu yüzdende sisteme mesafeli durmaktadır.

Başkanlık sistemiyle ilgili en sık sorulan sorulara gelince…

  • Amerika gibi eyalet sistemi mi getirilecek?
  • Doğu eyalet mi olacak?
  • Çift meclis, yani senato mu gelecek?

Bu soruları cevaplamaya çalışayım.

Sayın Cumhurbaşkanımızın başından beri vurguladığı bir tanım var.

Türk tipi başkanlık sistemi…

Bugün başkanlık sistemi dediğinizde akla gelen ilk model ABD’nin sistemi.

Sanırım film sektörüne ABD’nin hâkimiyeti göz önünde bulundurulduğundan, sık sık Beyaz Saray’la ve başkanla ilgili filmler yapıldığından olsa gerek, milletimiz Amerikan başkanlık modelini biraz tanıyor. Bu tanımayla birlikte “başkanlık” dediğinizde de akla ilk ABD başkanlık sistemi geliyor diye düşünüyorum ben.

Kabaca vatandaş tarafından bilinen ABD modeliyle ilgili yanlış bir algıya da yeri gelmişken değinelim.

Amerika Başkanı özellikle filmlerde güçlü siyasi karakter olarak resmedilir. Haliyle vatandaşımızda bunun böyle olduğunu düşünür.

Hâlbuki görünen gerçeklerden farklıdır.

Amerika’da Senato Başkan’dan güçlüdür.

“Kurucu Babalar” devleti kurarken milyonlarca nüfusu olan New York’a da, nüfusu bugün milyonu bulmayan Alaska’ya da 2 senatörle temsil hakkı vermiş.

Bunun sebebi eyaletlerin eşit şartlarda bir araya getirilerek federal devletlerin sisteminden ayrılmasını engellemekti.

Tabi bu yapı senatörlerin güçlü birer aktör haline gelmesine neden oldu.

Nitekim ABD’de başkanlık seçimleri ile senato seçimleri farklı zamanlarda yapılmakta. Şayet başkan diyelim Cumhuriyetçiler’den çıktı, senatoda çoğunluğunu Demokratlar ele geçirdiği zamanlarda ki bu durum sık sık yaşanmakta ABD’de,  tam bir hükümet krizi yaşanıyor.

Hani o gördüğümüz güçlü başkan senato izin vermezse bir ülkeye büyükelçi bile atayamıyor.

Peki, Türkiye’de sistem böyle mi işleyecek?

Öngörülen sistem hangisi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk Tipi Başkanlık Sistemi kavramını literatürümüze kazandırdı.

Bu sistemde neler öngörülüyor tek tek ifade edeyim.

Öncelikle düşünülen başkanlık sisteminde federe bir yöntem öngörmüyor.

Yani kesinlikle eyalet sistemi yok.

Devletin yapısı korunuyor. Hatta son yaşanan özerklik çıkışı ve Kürtler adına siyaset yapıyoruz diyenlerin uluslararası güçlerle işbirliği yaparak bölgeyi getirdikleri noktadan sonra yerelleşmenin mümkün olmayacağı görünüyor.

Bu yüzden Başkanlık sisteminde eyalet sistemi olmadığı gibi merkezi idarenin güçlendirileceğini söyleyebilirim.

Diğer bir husus iki meclis mi olacak?

Hayır…

Öngörülen sistemde tek meclis olacak. Ancak ABD’de olduğu gibi Başkanlık seçimleri ile milletvekili seçimleri farklı zamanda olmayacak, aynı anda yapılacak.

Kuvvetler ayrılığı parlamenter sistemde olduğu gibi korunacak.

Kurumların başına getirilecek isimler, il başsavcıları ve yüksek yargı üyelerini meclis seçecek.

Seçim nasıl yapılacak?

Başkan adayı milletvekili aday listesiyle seçime gidecek.

En yüksek oyu alan parti ve başkan adayı mecliste çoğunluğu oluşturacak. Kısaca hükümeti kuracak.

Aslında kabaca anlatmak gerekirse seçim yöntemi ve sistemi bugünkünden pek farklı olmayacak. Sadece başbakanlık ve cumhurbaşkanlığının birleştirilmiş gibi düşünebilirsiniz.

Buradaki en önemli sorun şu: bu reform gerçekleştirilebilir mi?

Meclis aritmetiği bunun için yeterli görünmüyor.

Anayasa değişikliği için en az 330 oy gerekli, Ak Parti’nin sandalye sayısı 317. Kısaca söylemek gerekirse başkanlık sistemi için en az 17 oy daha gerekiyor. Türkiye’nin kaderi bu 17 oyun bulunmasına bağlı diyebiliriz.