Ne çok soru var cevaplanması gereken ve aslında ne çok cevap var sorusu sorulmayan. “Cumhurbaşkanı kim olacak?” sorusunun doğal olması kadar “Süreç sabote ediliyor” cevabı garip ve havada kalıyor.
Gizli Dünya Devleti, oyunlarını oynamaya, yenilerini hazırlamaya devam ediyor. Bitmemiş ve bitmeyecek bir savaşın içindeyiz. Mücadele hâlâ sürüyor derinlerde bir yerlerde. Bu yetmemiş olacak ki derinlerdeki savaşı yüzeye çıkarma telaşında birileri.
Şimdi ben bunu böyle söyleyince “her olanı da onlar planlamış olamaz” ya da “sendeki bu paranoya ne diyenler” olmuyor değil. Lakin olanlara bakınca durumun aslında çok daha vahim olduğunu anlamak gerekiyor. Evet, kimse malum şahsa “çık, şu bayrağı gönderden indir” dememiştir. Sosyal medyayı sallayan abuk sabuk mesajları bizzat İsrail ya da İngiltere, Amerika ya da Rusya yazmıyor. Musul konsolosluğunu tehditle ele geçirin diye konuşmuyor birileri.
Saati kurmak gibi bir şey bu, tüm pay ve payda durumunda olanları belirli bir sahaya çekip müsabakayı başlatmak gibi ya da sinema filminde rolleri gelince sahneye çıkarmak gibi. Kafese konulan hayvanlar artık o kadar alanda yaşamak ve kendilerine tanınan imkân kadar hayat sürmek durumunda kalırlar. Bu kadarla kalmıyor zaten, kafese ait olmayan diğerleri de salıveriliyor içeriye. Aslanla ceylan, tazıyla tavşan hep aynı sınırlar içinde.
Nedenlerini alt alta yazabilirim bu oyunun lakin şunu yeniden hatırlamak gerekiyor. Oynanan tüm oyunlar benim üzerimden planlanıyor. Bu topraklar üzerinden tasarlanıyor. “benim” üzerimden derken yekpare bütün bir coğrafyayı kastediyorum. Elbette Türkiye bu coğrafyanın kalbi, damarları ve körleridir. Bu yüzden plan ve tezgâh nihayetinde zayıf, biçare ezik ve suskun bir Anadolu hedefine dayanır.
Dün Saddam’ı yönetenler bugün yeni Sisi’ler çıkarma peşindeler. Bilmem kaç oldu duyduğum “Saddam bundan daha mı iyiydi ne” sorusu. Saddam’a ihtiyaç duydurmak tam bir batı kafası tam bir derin dünya tezgâhı olsa gerek. Şimdi ateş çemberi içindeyiz, durduğumuz an devrileceğiz. Sürekli dengede durmak hep tetikte olmak elzemdir.
Tetikte olmak elzem de kime ve nasıl olacak kestirmek zorlaşıyor git gide. Kim kimin kuyruğunda, kim hangi tezgâhın dümeninde ayırt etmek zor. Çözdükçe zorlaşan bir labirent bulmaca gibi yaşananlar. Biliyorum dün de aynı zihniyet beni yıkıp yok etmenin peşindeydi bugün onların nesilleri sürdürüyor oyunu. Lakin oyunun kuralları çok değişti, kaygan bir zeminde bulanık suların dibini görmeden ayakta kalmaya çabalıyoruz.
Algılarımız tahminlerimiz devasa bir orduyla bombalanıyor. Sezgilerimize, köklerimizden gelen şüphe ve tedbirli hallerimize ne çok ihtiyacımız var…