İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Şanlıurfa'da 16, Adıyaman'da 2 olmak üzere sel felaketinde 18 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.
BAKAN SOYLU: SUYUN KESİLMESİ GEREKİYORDU
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, selin etkilediği Şanlıurfa 112 Acil Çağrı Merkezi'nde açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu'ya açıklaması sırasında Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, DSİ ve AFAD yetkilileri ile kurum müdürleri eşlik etti. Bakan Soylu, kentte suyun kesilme nedenini açıkladı.
Bakan Soylu, yetkili personelin yaptıkları ölçümler sonucunda tüm birimlerin değerlendirme gerçekleştirdiğini ve bu suyun şehre verildiği zaman bundan sonra çalışacak bütün sistemin minimum 6 ay çalışamaz duruma geleceğini tespit ettiklerini aktardı. Atatürk Barajı'ndan 4 milyon metreküp bir suyun neredeyse tamamının çamur olduğunu aktaran Soylu, kapakların kapatılıp sabaha kadar bu suyun boşaltıldığını kaydetti.
Kent geneline içme suyu takviyelerinin yapıldığını ifade eden Soylu,'16 Mart 2023 tarihinde saat 17.00'da Şanlıurfa'ya verilen su ile ilgili bir sorun oluştu. Öğleden sonra yapılan ölçümlerde kendi birim değerlendirmesine göre aslında 25 NTO olması gereken birim 4 bin 800 NTO çıktı. 17.00 ölçümünde bu ölçüm 4 bin 300'e düştü. Sonrasında daha düşmedi. Bu şu demektir. Bulanıklığın çamur hali olan bir su. Tüm birimlerimizle oturulup bir değerlendirme yapıldı. Eğer bu su şehrin tamamına verilmeye devam edilirse maalesef şehrin bütün sistemleri bundan sonra çalışacak bütün sistem minimum 6 ay çalışamaz duruma gelecek. Gerek ev şebekeleri gerek eve gelen şebekelerin tamamı çalışamaz duruma gelecek. Arkadaşlarımızla birlikte karar aldık, sadece sel olan yerlerde değil, şehrin tamamında suların kesilmesi kararı aldık. Atatürk Barajı'ndan 4 milyon metreküp bir suyun geldiği bir havuza kadar neredeyse tamamı çamur oldu. Kapaklar kapatıldı, sabaha kadar 4 milyon metreküp su boşaltıldı. Akıtıldıktan sonra Atatürk Barajı'ndan yeniden su çekildi. Bahsetmiş olduğumuz bu NTO 25'lere kadar düştü. Normal seviyelere kadar geldi şu saate kadar. Sürekli olarak kontrol ediyoruz. Öncelikle arıtmaya da başlanıldı. Arıtma olmaz ise buranın kendi adına imkânlarıyla şehre su verilmesi de mümkün değil. Su şu anda arıtılıyor. Önümüzdeki sabah saat 05.00'a kadar bu arıtma devam edecek. Aslında Eyübbiye'nin bir bölümüne akşam 17.00'a kadar su verebiliriz ancak biz bir değerlendirme daha yaptık. Sabaha kadar suyun daha temiz hale gelmesini arıtmayı riske etmeden tam anlamıyla bir noktaya geldiğinde sabah 05.00 itibarıyla vereceğiz. Alçak yerlere 09.00 gibi ulaşacaktır. Bu sırada 100'ün üzerinde tanker getirdik kullanma suyu için. Arazözlerimiz çalışıyor. Yine 100 TIR'ın üzerinde içme suyumuz geldi. Böyle bir riskle karşı karşıya kalındı. Arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Riski görüp suyu zamanında kapattılar. Kanallara yönelik kararlar aldılar. Şimdi itibarıyla su arıtma sistemine geldi. Eğer suyun ilk halini vermiş olsaydık Şanlıurfa'nın genelinde büyük bir sorunla karşı karşıya kalacaktık" dedi.
'GAZETECİLİK DEĞİL, PALYAÇOLUKTUR'
Şanlıurfa'da sel felaketinden ötürü içme suyuna kanalizasyon karıştığı yönündeki haber ve paylaşımlara da değinen Bakan Soylu, "Tabi ki bir üzüntümüz var. Depremde de bu tür işlerle karşılaşıyoruz, burada da karşılaşıyoruz. Bir provakatif yaklaşımla bir dezenfermasyon ile. Yani burada maalesef kendisini gazeteci olarak nitelendirenler suya kanalizasyon karıştığını ve suyun da bunun için kapatıldığını böyle bir problem olduğunu söylüyorlar. Yani ben bu insanların Allah'tan korktuğuna, insanlardan utandığını hiçbir şekilde inanmıyorum. Beni bağışlasınlar ama insanların zor zamanlarını istismar etmek, ancak Allah korkusu olmayanların işidir. Burada canla başla mücadele ediyoruz. Suya kanalizasyon karıştı diye kesildi yalanını ortaya koymak gazetecilik değil, palyaçoluktur. Allah'ta bunun hesabını sorar, millet de bunun hesabını sorar. Bunun için Şanlıurfalı hemşehrilerimiz rahat olsunlar ama ilk gelen suyu biz söyleyene kadar sadece ve sadece kullanma suyu olarak değerlendirsinler. Biz içme suyu takviyelerini yapmaya devam edeceğiz. Sonrasında her şey normale döndüğünde ilgili kurumlarımız gerekli açıklamaları yapacaktır" diye konuştu.
'ÖLÜ SAYISI 16'YA YÜKSELDİ'
Şanlıurfa'da ölü sayısının 16'ya yükseldiğini ve Şanlıurfa-Bozova yolunda bir kişinin arama-kurtarma çalışmasının devam ettiğini aktaran Bakan Soylu, "Biliyorsunuz Şanlıurfa'da ölü sayımız 12 idi. Sonrasında kavşakta 2 vatandaşımızı maalesef kaybettik. Ardından alışveriş merkezinde çalışan arama-kurtarma ekibimiz maalesef 3 kişinin daha cansız bedenlerine ulaştılar. Allah rahmet eylesin. Bununla birlikte ölü sayımız 15 olmuştu. Bugün de hastanede yoğun bakımda olan bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Ölü sayımız maalesef 16'ya yükseldi. 16 Şanlıurfa, 2 kişi ise Adıyaman'ın Tut ilçesinde olmak üzere sel felaketinden toplam 18 vatandaşımız hayatını kaybetti. Şanlıurfa-Bozova yolunda bir kişiyi arama kurtarma çalışması devam ediyor. Adıyaman'da da 2 kişiyi arama- kurtarma çalışması ilgili ırmak ve derelerde halen devam ediyor. Şu anda burada hasar tespit ve temizleme çalışmalarımız 10 bin personel, 3 bin aracımız ile devam etmektedir. Özellikle burada hasar gören evlere yönelik ödemeler hem AFAD hem de kaymakamlıklar tarafından başlatılmıştır. Hiçbir vatandaşımızı yalnız bırakmayacağız. Burada ilk ödemeler şu anda başlamış durumda. Hasar tespit çalışması tamamlanınca diğer ödemelerde yapılacaktır. Esnaflar ile ilgili, araçlar ile ilgili hasar tespitler devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
'FELAKETLERİN BÜYÜKLÜĞÜNÜN ARKASINA SIĞINMAYIZ'
Bakan Soylu, felaketlerin büyüklüğünü anlatırken kullandıkları tabirlerin alaya alındığını belirterek, bunun arkasına sığınmayacaklarını ve devletin hiçbir vatandaşı mağdur etmeden çalışmalarına devam edeceğini söyledi. Bakan Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Allah kimseye böyle bir afet vermesin. 1 yılda yağan yağmur 1- 2 gün içerisinde yağdı. Yine üzüldüğüm bir konu da bu. Bunu da alaya alıyorlar. Deprem olunca yüzyılın afeti diyorlar diye. Sanki daha büyük bir deprem görmüşler gibi. Sanki Şanlıurfa'da da büyük bir sel olduğunda büyük afet dediğimiz zaman bizim meselelerde afetin büyüklüğüne sığındığımız gibi bir anlayış ortaya koyuyorlar. Maalesef böyle bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Bir yandan afetle mücadele ediyoruz. Bunu herkes görüyor ama diğer taraftan da bu kötücül ruhların söylemleri ile mücadele ediyoruz. Hem oraya yetişirken, diğer tarafa da neyin doğru neyin yalan olduğunu anlatmaya çalışıyoruz"