Sizin Konuşmaya Hakkınız Yok

Ramazan Yaşar

Diğerlerinin de aslında konuşmaya hakkı yok ama, şimdi ismini vereceğim ülke ve kişilerin konuşmaya  hiç hakları yok. Ermeni lobisinin 1915 olaylarıyla ilgili sıkı çalıştıkları, birilerinin de böyle bir günü dört gözle beklediklerini biliyorduk. Hristiyan dünyası devlet temsilcileri, ağız birliği etmişçesine, kiliselerde toplanıp Osmanlı’ya, Türkiye’ye, Müslümanlara kin ve nefretini kusmak, intikam almak için sıraya girdiler adeta…

1915 olaylarıyla ilgili “soykırım” ifadesini kullanan ülke ve isimleri burada tek tek anlatmaya gerek yok. Ancak birileriyle ilgi bir şeyler söylemem gerekiyor. Bu ülke ve isimlerin “soykırım” ifadesinin yanından geçmeleri için önce tarihlerini bir kez daha okumaları gerekiyor. Bu isimlerden ikisi dışardan, biri içerden. Dışardakilerini hadi anladım da içerdekine ne oluyor onu anlamadığımı baştan ifade edeyim.

Rusya Devlet Başkanı Putin, “soykırım” ifadesini kullanarak “1915 olaylarının” yaşanmasının perde arkasındaki aktörü olan Eski Rusya’yı saklayabileceğini zannediyorsa büyük bir yanılgı yaşıyor. Bildiğiniz gibi 1915 olayları birinci dünya savaşı sırasında Rusların Osmanlıyı içerden yıkma, Doğu ve Güneydoğu üzerinden Arap ülkelerine ulaşma, Doğu’da bir Ermeni Devleti kurma vaadinin oluşturduğu kavga ve kaosun adıdır.

Ermeni lobisi bir yerlerden hesap soracaksa, buna, atalarını kışkırtıp, yüzyıllardır barış, huzur ve kardeşlik hukuku içinde yaşadıkları Osmanlı’ya karşı kendilerini kullanan Rusya’dan başlasınlar. Putin, dedelerinin Ermenileri nasıl kandırıp, Müslüman Türk ve Kürt komşularına saldırmalarını teşvik ve desteklediklerini de anlatsın.

Rusların kanlı ve soykırım çetelesi için çok gerilere gitmeye gerek yok. Sırpların, Boşnak Müslümanlara uyguladığı soykırımın arkasında Rusya vardı. Yüzbinlerce Boşnak Avrupa’nın göbeğinde, bugün 1915 olaylarına “soykırım” demek için sıraya girmiş Avrupa ülkelerinin gözü önünde ve onların verdiği silahlarla katledildi. Suriye’de 300 bin Suriyeli’nin katledilmesinde, soykırıma, din kırımına tabi tutulmasında en büyük pay Rusya, ABD ve AB ülkelerine aittir. Esat sadece onların kılıcını sallayan bir cellattır.

İkinci ebleh Almanya Cumhurbaşkanı Gauck. Berliner Dom katedralinde Almanya'daki kiliselerin ortak düzenlediği “Ermenilere, Süryanilere ve Pontus-Rumlarına uygulanan soykırımı anma törenine(!?)” katılan Gauck, “soykırım” ifadesini kullanarak¸ “Fark gözetmeksizin, kadınlar ve erkekler, çocuklar ve yaşlılar zorla götürüldü, ölüm yürüyüşüne gönderildi, korumasız ve gıdasız bozkırlarda ve çöllerde bırakıldı, diri diri yakıldı, ölünceye dek kovalandı, öldürüldü ve vuruldu” iddiasında bulundu. Bu cümleleri bir yerden hatırladınız mı? Bu cümlenin öznesini “Yahudiler”, tarihini de 1939 olarak değiştirdiğinizde Almanya’nın Musevilere yaptığı soykırımla karşı karşıya kaldığınızı görürüsünüz.

İçimizde söz söyleme hakkı olmayan kişi ise Selahattin Demirtaştır. Selahattin Demirtaş, Meclisin “Soykırım kararlarına” karşı yayınladığı bildiriye parti olarak imza koymamakla hata etmiştir. Kürt seçmeni temsil ettiğini söyleyen bir parti liderinin, 1915 olayları sırasında Ermeni Çeteleri tarafından öldürülenlerin çoğunun Kürt olduğunu bilmeme ihtimali olduğunu zannetmiyorum. Ermenilerin katlettiği Müslüman Osmanlı tebasının çoğu Kürttü.

Demirtaş’ın ikinci hatası, 1915 olayları için, “Ermenilere yönelik bir soykırımdır” demesidir. Kimseye görüş dikte etme, sen de benim gibi düşünmek zorundasın deme hakkımız ve haddimiz yok. Ancak, “Ermenilere yapılanlar soykırımdır” dedikten sonra ben de bir Kürt olarak sizden ikinci bir cümle bekliyorum.

Ermeni Çetelerinin öldürdüğü Kürtler sizin için ne ifade ediyor? Onların anısı için de söyleyecek birkaç cümleniz yok mu? Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlere yapılan haksızlıkların peşine düştüğünüzü söyleyip, Ermeni Çetelerinin Kürtleri katletmesini görmezden gelmek büyük bir çelişkidir. Cumhuriyetin Kürtlere yaptığı baskı ve zulümlere karşı nasıl mücadele yürütmeyi hak olarak gördüyseniz; 1915’de öldürülen Kürt kardeşlerimizin hak ve hukuklarının da savunucusu olmanızı beklerdim.

Ve dünyaya birkaç söz…

İnsanları dininden, dilinden ve farklılıklarından dolayı bugüne kadar öldürenler, “Batı” diye ifade ettiğimiz, İslam düşmanlarıydı. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”, “Bir insanı haksız yere öldüren, bir alemi öldürmüş gibidir” diyen Muhammed’in (SAV) ümmeti kimseyi haksız yere öldürmez, öldürmemiştir. Kanlı ellerinizi üzerimize sürüp, belki elbiselerimizi kirletebilirsiniz. Ancak inandığımız dini, o dinin sancaktarları olan kişi, millet ve devletleri kirletmeye gücünüz yetmez.

Öldürdüğünüz milyonlarca masum insan sizi mahşer meydanında “Biz masumduk. Siz katilsiniz. Siz soykırımcısınız. Siz din kırımcısınız” afişleri ile bekliyor. Haberiniz olsun…