Küçüktük büyüklerimizin muhabbetlerine kulak misafiri olurduk. Bizim mahallenin büyükleri, yazarları, aydınları hep aynı şeyleri söylerlerdi. Ülkemiz öyle zengin doğal kaynaklara sahipti ki dünya devi olabilirdik… Ama… Evet aması vardı. Bazı kaynakları çıkartmamızı istemiyorlardı, bazı kaynaklarımızı ise tespit edip işe yaramaz diyerek üzerlerini kapatmışlardı. Yıllarca benzer şeyler konuşuldu, yazıldı, çizildi.
Düşünsenize öyle bir coğrafi konuma sahibiz ki dünyanın en zengin petrol yatakları ülkemizin etrafında evet evet kuzeyinde, güneyinde, doğusunda… Ama bizde yok (!) Çokta haksızlık etmeyelim var da az var, çıkarmışlar da işte burada da var demek için çıkartmışlar…
Yani muhakkak bizim ülkemizde de zengin kaynaklar olmalı…
Petrol aramaya Ak Parti önem verdi… Doğalgaz aramaya Ak Parti önem verdi… Kendi doğalgaz sondaj gemilerimize sahip olduk…
Peki ne oldu? Üzeri seneler önce kapatılan işe yaramaz, değmez denilen kuyulardan birinden çokta değecek miktarda petrol çıktı…
Peki ne oldu? Karadeniz’de burnumuzun dibinde doğal gaz yatakları bir bir tespit edilmeye başlandı…
Peki ne oldu? Akdeniz’de batılı devletlerin iştahını kabartan doğalgaz rezervleri Türkiye olmadan çıkarılmayacak. Büyük ihtimalle yakında Akdeniz doğalgaz kaynaklarının haberleri ardı ardına gelecek.
Ve gördük ki senelerce konuşulanlar doğruymuş…
Tüm bu gelişmelerden sonra ne mi oldu?
Bizim mahallenin bir kısmı dün konuştuklarının tam tersini konuşmaya başladılar. Hem de dün aleyhlerinde konuştukları, suçladıkları tarafla birlik oldular…
Size ne oldu? Sizi ne değiştirdi? Diye soruyoruz ama nafile… Aslında onlar da hep aynıydılar…
Evet Türkiye beton dökülen kuyuları bir bir açacak güce ulaştı hamdolsun lakin beton dökülen zihinleri yeniden nasıl açabiliriz bilemiyorum…
Dün bir gün gelecek Türkiye zenginlikleriyle yeniden dünyaya hükmedecek diyenler, bugün zenginlikleri çıkarmak için uğraşan Türkiye’yi yeniden dünyanın merkez ülkesi yapmak için çaba gösteren iktidarın karşısındalar.
Dirilişler sancısız olmaz. Yeniden ayağa kalkıyoruz. Hamlamış kemiklerimiz zorlanacak, kaslarımız sızlayacak elbet. Biz gücümüzü biliyoruz ta orta Asya’nın bozkırlarından Avrupa içlerine, Afrika’nın savanalarından Çin denizine dünya da biliyor…
Geçmişimiz kadar şanlı bir geleceğe yürüyoruz… Sanıyorsanız bu yürüyüş gül yaprakları dökülmüş yumuşak yollarda olacak çok yanılıyorsunuz. Yoracaklar, yıpratacaklar. Biz inzivadayken bu yolu olanca zorlukla döşediler zaten.
Bizim mahallenin yazarları, çizerleri, siyasetçileri kendinize gelin artık hele şu yolu bir aşalım…