Eğitim bir toplumun dirilişine vesiledir. Diriliş ise o toplumun ayakta kalması için gereklidir. Eğitimle insanın düşünce yapısı gelişir, idraki artar. Özgüven sahibi olur ve hayata bakışı değişir. Dar kalıplar içerisinde kalamaz. Kendi dünyası dışına da çıkarak toplum için yararlı olacak işler peşine düşer.
Eğitim dedim ya; her eğitim böyle midir, tartışılır. Öyle eğitim alanlar var ki, adeta bu ülke için birer canlı bombalar. Ellerinden ayaklarından iğrençlik damlıyor, kendilerini görmeyip başkalarına çamur atma derdine düşüyorlar.
Geçtiğimiz günlerde, ismi lazım değil, yönetmen olduğunu iddia eden biri sosyal medya hesabından İmam Hatiplilere, fütursuzca hakaret etme cüretini kendisinde bulup benim yazımda dahi yazamayacağım cümleler sarf etti.
Bu insanlar da güya eğitim gördüler, belli meslekler edindiler. Eğitim, insanın sivri yanlarını törpüler, aklı ile kalbi arasında denge kurar, köprü oluşturur. Bu denge bozuldu mu, dilinden çıkan denge ürünü olamaz.
Bir İmam Hatipli olarak sözlerini kendisine iade ediyorum. Hiç kimse bir başka kişiye hakaret etme hakkına sahip değildir. Ağzına geleni söyleyenler, feraset sahibi insanlar zümresine hiçbir zaman dahil olamaz. Söylemeden önce bir tartmak gerekir ki, laf değil söz olsun.
İmam Hatipleri dolamayın ağzınıza, dürüstçe deyin ki biz dine karşıyız. Kimse sizi İmam Hatiplere gitmeye zorluyor mu, sizin çocuklarınıza dayatılıyor mu illa bu okullara gideceksiniz diye. Özgürlükten dem vuruyorsunuz da mevzunuz başka; bizden olan özgür olsun, gerisinin köküne kibrit suyu diyorsunuz. Kusura bakmayın, yok öyle bir dünya.
İşçi bayramında açılan pankart da neyin nesi? İşçi hakkıysa sorunlarını dile getir, çözüm iste, hatta çözümü sen sun. Bunları yapmak yerine “İmam Hatipler Kapatılsın” pankartıyla yürüyüş yaparsanız bu düşüncenize saygı duymamızı bekleyemezsiniz.
İmam Hatipler ya da İmam Hatipliler neden bu kadar rahatsız ediyor sizleri? İmam Hatipliler için genelde en güzel, en verimli yıllar İmam Hatipte geçen yıllardır. Bu okullarda, diğer okullarda öğretilenlerin aksi öğretilmiyor. İlave olarak din dersleri yapılıyor.
İmam Hatipliler daha çok çalışma durumundalar. Mesela diğer okullarda on saat ders görülüyorsa, İmam Hatiplerde on beş saat ders görülüyor. Daha çok yoruluyorlar, daha çok çaba sarf ediyorlar.
Burası yüzde doksan sekizinin Müslüman olduğu iddia edilen bir ülke. Müslümanca yaşamak isteyen yüz kişiden doksan sekizinin bu hakkı ellerinden alınamaz, alınmamalı. Dininin gereğini yapan insanları sevmek zorunda değil hiç kimse, ama saymak zorundadır.
İnsan Haklarından bahsediyoruz, yaygara koparıyoruz. Ne için? Kendi menfaatimiz için. Yekunun hiç kıymeti yok. Böyle mi olmalı? Neden herkesin birbirine, yaşam tarzına saygı duyduğu bir dünya oluşturmayalım? İstemek önemli, çevre baskısından kurtularak her bireye önce Yaratandan ötürü saygı duymayı öğrenmeli.
“Yirmi birinci yüzyıla geldik, hala…” diye devam eden cümleler kurulur ya; işte bu yüzyılda hala “İmam Hatipler kapatılsın, İmam Hatipliler şöyle böyle… “ diyenlere tek sözüm, bırakın artık bunlarla uğraşmayı, bunların hiç kimseye yararı yok.
Bir dine mensup olmasak bile, bir dine mensup olan insanlara saygı duymak zorundayız. Önce kendimizi aynada görüp sonra başkalarına dil uzatalım, tabi uzatabiliyorsak.