Dün yazdık, Başbakanımızı Konya’ya bekliyoruz, bir davet yapıyoruz, Sayın Başbakanımız Konya’ya gelsin ve bir milyona Konyalı hep birlikte bu milletin Başbakanımızın yanında olduğunu barış içerisinde, kırmadan, dökmeden, ezmeden, herkesi kucaklayarak dosta düşmana ilan edelim…
Peki, niye, biz Başbakanımızı niye seviyoruz, birkaç gündür yazıyorum, Başbakanımız hakikaten bu milletin unutamayacağı adımlar attı. Dün Gülay Göktürk sosyal medyada “Erdoğan'ın miadı dolmadı ve kolay kolay da dolacak gibi görünmüyor. O, bu halkın bulduğu en sahici, en samimi liderdir.” Diyor. İşte biz de bu lideri seviyoruz.
Meselenin büyük bir özeti bu kelimelerde yatmaktadır. Sıradan bir vatandaş Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin bu ülkeye kolay gelmediğini çok iyi biliyor. Kimse salak değil ve bu millet kimi niye sevdiğini de biliyor.
Neyse tabiî ki biz de üzülüyoruz, birkaç çapulcu ülkenin gündemini kaç gündür meşgul ediyor. Önemli birçok konu tam anlamıyla güme gidiyor.
Konya gündemine nerede ise hiç değinemez olduk, bir sürü farklı senaryo, herkes kendi doğrusu ile bir gündem oluşturmaya çalışıyor ama öyle anlaşılıyor ki bu konu bir şekilde artık gündemden düşecek. Düşecek ama bu arada birilerinin borsada vurgun yapıp yapmadığı da bence çok iyi araştırılmalıdır.
Ayrıca, yine gizli kalmış gündem de Esed katili kaç bin insan katletmiştir ona çok iyi bakılmalıdır.
CHP’yi, Hürriyet Gazetesini, Milliyet Gazetesini, Garanti Bankasını, Boyner Holdingi, Koç’u, Sabancı’yı, İş Bankasını, İran ile ABD’nin aynı çizgiye geldiğini not etmemiz gerekiyor. Bu sürecin aktörleri, sözde çapulcu sanatçılar unutulmamalıdır.
Bu gün Başbakanımız Taksim Platformu ile görüşecekmiş. Umarım tamamen bu olaylar biter, temennimiz bu. Ayrıca polise taş atan çocukların bizim çocuklarımız olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu çocukları nasıl kazanacağız, bizim en fazla düşünmemiz gereken konu zannediyorum bu…
Ama CHP’nin hala bu millete düşman olduğunu göstermesi bakımında da bu eylemler önemliydi. CHP böyle giderse yerel seçimlerden de bütün elindeki belediyeleri kaybederek çıkar. Tamamen biter gider. CHP biterken milleti de bitirmek istiyor ama Rabbimiz CHP’ye fırsat vermez… Zira insaflı herkes herhalde CHP’nin teröristlerle birlikte hareket ettiğini görmüştür. Polise saldıran, küfür eden CHP’lileri bu ülkenin her kesiminden vatandaşı tarafından dışlanacağına inanıyorum ben.
Bu arada Reyhanlı'daki bombalı saldırıların bir numaralı zanlısı Nasır Eskiocak ' ın Suriye ye kaçmak isterken sınırda yakalandığı bildirildi. Buda o kadar can sıkıcı konunun arasında biraz sevindiğimiz bir gelişme oldu.
Ama tabi bu arada Esed katilinin Hizbullah ile birleşerek HALEP'e yürümeye başladığını öğreniyoruz. İnşa Allah bu yoğun gündem de Halep unutulmaz, Türkiye bu konuda gerekli adımları atar. Başbakanımızın, hükümetimizin, Dış İşleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun bu konuyla öyle anlaşılıyor ki birebir ilgilenmesi gerekecek.
Ne yazık ki Suriye’de istenmeyen bir süreç yaşanıyor, Esed, İran ve yıllarca İsrail’in bir tek burnunu kanatmaya Muaffak olamayan Hizbullah sayesinde Müslüman Kardeşlerimizi öldürüyor. Bir İsrailliyi öldüremeyen Hizbullah bakın canine Müslüman öldürüyor. Rabbimiz elbette onların cezalarını da verecektir fakat ne olursa olsun, artık o kanın durması elzem hale gelmiştir.
Bu konu ayrı bir konu ama devletimizin artık Esed’e haddini bildirme vakti gelmiştir.
Tabi yoğun bu kargaşada ekonomi bir anda ikinci plana itildi. Aman diyelim, ekonomimiz çok önemli. Bu konuda Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı Selçuk Öztürk’ün, "Olayların devam etmesiyle yeni yatırımların tehlikeye gireceği gibi başlayan turizm sezonunda önemli kayıplarımız da olacaktır. Her zaman demokratik tepkilere ve fikir hürriyetlerine saygılı olmamıza rağmen, olayların kötü amaçlı marjinal unsurların provokasyonlarına açık olması sebebiyle ülkemizin ekonomik kayıplarının artmasından endişe duymaktayız" şeklindeki uyarısı çok çok önemlidir.
Bir kere şunu çok iyi bilelim 11 yılda sağlanan kazanımların sürdürülmesinin yolu ekonomik büyüklükten geçmektedir. Eğer Türkiye istikrarını sürdüremezse bütün kazanımlar yok olur. Bu konunun önemini bilerek gündemden hiç düşürmeden istikrarlı büyümenin sağlanması elzemdir.
Neyse yazının sonunda tekrar yazıyoruz, Başbakanımızı Konya’ya davet ediyoruz. Aman Halep konusunu birinci gündem maddesi olarak görelim, diyoruz. Ve ekonomi risklerin oluşmasına müsaade etmeyelim diye de ekliyoruz.
Ayrıca bu süreç bize dostu düşmanı da göstermiştir, umarız ki bundan sonra başta Konya Büyükşehir Belediyemiz olarak bütün belediyelerimiz, kurumlarımız dostu düşmanı bilerek hareket eder…