Eğitim, toplumlar için oldukça önemli bir ögedir. Bir toplumun ve o toplumu oluşturan genç kuşağın geleceğine yapılan en mühim yatırım eğitimdir. Bu vesileyle ülkemizde eğitime karşı yaklaşımlar ve hassasiyet geçmişten beri hep ön planda olmuştur. Eğitim sistemimiz felsefe olarak öğrencileri bilgi sahibi olmadan önce şahsiyet sahibi yapmalıdır. Ruh ve mana bakımından öğrenciyi ele almalıdır. Sadece maddi gelişimini değil ruhsal gelişimini de programların içine yerleştirmelidir. Karakter sahibi olmak bilgi sahibi olmaktan daha önemlidir.
Bugün ülkemizde eğitimde ulaşılmak istenen hedefler geri planda kalırken sınav modelli bir eğitim metodu maalesef tüm eğitim hayatımızın öznesi durumuna geldi. Sınava hazırlık kurslarıyla, özel takviye dersleriyle, onlarca sınav hazırlık kitabıyla eğitim adına sadece sınav puanı konuşur olduk. Bunun yanında ilkokuldan itibaren test modelli bir öğretim anlayışıyla öğrencilerimizi adeta testmatik yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Çocuklarımızın sosyal ve kültürel yaşantıları yok denecek kadar az. Birçok öğrenci kitap okuma etkinliğini bile paragraf sorularının çözümüne kolaylık sağlaması için okuyor ya da kitap okumanın zaman kaybı olduğu düşüncesiyle kitap okumak yerine paragraf sorusu çözüyor. Velhasıl ilkokuldan üniversiteye hep bir koşuşturma, sınav telaşı çocuklarımızın ve ailelerin üzerinde büyük bir baskı ve stres aracı oluşturmaktadır.
Bu baskının en çok hissedileceği sınavlardan biri de bu hafta sonu yapılacak olan YKS’dir. Tüm adaylara şimdiden başarılar diliyorum. 3 milyon 243 bin 425 aday sınavda ter döküp bir yandan da kendilerine yeni bir yol çizecekler. Aday sayısının çok fazla oluşu, okullar arası eğitim kalitesinin farklılıkları, bölgesel farklılıklar, kimi adayların sosyo ekonomik şartlardan dolayı sınava yeterince hazırlanamaması gibi etmenler öğrenciler üzerindeki baskıyı artırmaktadır.
Bunun yanında anne-babaların, çocuklarda beklentileri, onları başka çocuklarla kıyaslaması, çocuklarının başarılarını küçümsemesi gibi olumsuz davranışlar, sosyal çevre baskısı gibi etmenleri de eklediğimizde toplum olarak acınası bir insan modeli ortaya çıkarıyoruz. Çocuklarımızı sınav uğruna öylesine yoruyor, hırpalıyor ve kalıplara sokuyoruz ki toplumsal yaşamda kimlik bunalımı yaşayan, dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelere kayıtsız, kendi geleceğine dair bir planlama yapmaktan bile aciz kalıyorlar. Bu duruma kayıtsız kalmayarak ülke olarak yeni bir eğitim modeli hayata geçirmek zorundayız. Ülkemizin geleceği adına çocuklarımızı ve gençlerimizi bu test modelli girdaptan kurtarıp entelektüel birikime sahip bireyler yetiştirmeliyiz. İşte o zaman ülkece hep beraber geleceğimizi kazanırız. Selam ve dua ile…