Seçimler bitti nihayet. Gergin, kızgın, yüksek tansiyonlu, hararetli bir propaganda sürecinden sonra sakin denebilecek bir seçim geride kaldı. Matematik konuşacak şimdi; artı bir yapan ipi göğüslemiş olacak. Hazımsızlık çekenler olmadı değil, onlara soda tavsiye ediyoruz. Kazanan kim, kaybeden kim tartışması yapılacak bir müddet daha. Yazarlar, çizerler, akademisyenler sandıktan çıkan mesajı yorumlayacaklar.
Nihayetinde dönüp dolaşacak “Şimdi ne olacak?” sorusuna gelecek tüm sohbetler. Aslında seçim ve politika açısından olan bir şey yok. Başkanlar mazbatalarını alacak ve görevlerine başlayacaklar, fazla geçmeden kimin kaç oy aldığı arşivlerde kalacak. Fakat “şimdi ne olacak” sorusu ucu açık bir soru olarak sürgit devam edecek.
Seçim öncesinde bir başka varyasyon deneyen hâkim güçler için iki şey söylenebilir, ilki; bu sonucu öngörmüş ve buna göre bir pozisyon almışlardır, yani oyunun aslında halen devam ettiğini düşünebiliriz. İkincisi, yeni bir tezgâhın peşine düşmüş olabilirler. Her ikisi de mümkün olmakla birlikte ben gayrimüslim unsurların nihai planlarında sapma olmadığı kanaatindeyim.
Bununla birlikte bahsi geçen unsurların bu milletin hassasiyeti, feraseti ile ilgili hiçbir öngörüsü isabetli çıkmamıştır. İmanını ve millet hayatını her şeyin üzerinde tutmayı son tahlilde hep başarmış bir tavırdan bahsediyoruz. Bu tavır prensip olarak inanç temelli kaynaktan beslenmektedir. Nitekim mesele budur; inanmayanlar olduğu sürece, inananlar mücadele içinde olacaktır.
Soruyu yineleyelim; şimdi ne olacak? Denildiği gibi yeni bir Türkiye mi doğuyor. Bugün artık dünden çok mu farklı olacak? Her türlü darbenin yaşandığı bir ülke olarak başka bir darbe girişimi olmayacak mı? Sorular çoğaldıkça işin sosyal, tarihi yönü de artacak. O halde kısaca cevaplayalım, elbette dün gibi olamayacak hiçbir şey ama zihniyet değişmedikçe bizim çok daha farklı mânialarla karşılaşacağımız kesindir.
Daha özelde söylenecekler de var elbet, insanların adalet duygusuna dünden daha çok ihtiyaçları var. Paralel mi değil mi bilmek istiyor insanlar. Haklıyı bulmak kişiye göre değişse de, olanı bilmek vatandaş olarak bireyleri tatmin edecektir. İntikam duygusuyla değil ama haddi bilmek prensibiyle bu millete ve varlığına kim kastediyorsa tanımak ve ona göre pozisyon almak isabetli olacaktır.
Gerek içerde gerekse uluslararası arenada hallolmayı bekleyen çok mesele var. Bunlar aslında büyüyerek çetrefilleşti. Tedirginliğim, bu ülkeye varlık sahasını dar etmeye niyet etmiş güçlerin daha da büyük bir öfkeyle harekete geçecek olmasıdır.