Şerif ve Şeref

Necmettin Şimşek

* Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır. Bir lokma ekmek için şerefini çiğnetmeye, bir anlık eğlence için servetini tüketmeye, bir zamanlık mevkii için el ayak öpmeye, insanları ezip geçmeye, günlük menfaatler için onurunu terk etmeye değmez bu hayat. Geçtiğimiz hafta 2 farklı olay bence gündem. Birincisi Konya basın camiasının sevdiği isim Karatay Belediyesi Basın Bürosu çalışanı Şerif Onar, ofiste vefat etti. Ekonomik güçlüklerle mücadele ettiğini ifade ettiği belirtildi. Bu durum, hem belediye çalışanlarını, mesai arkadaşlarını ve çevredeki vatandaşlar arasında büyük üzüntü yarattı. Bu olay, ekonomik zorlukların bireyler üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzman birileri, bu tür olayların önlenmesi için psikolojik destek ve ekonomik yardım mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Sadece vurguyla kaldı. Kenar-ı Dicle’de bir kurt bir koyunu aşırsa, adli İlahi gelir bunun hesabını Ömer’den sorar diye düşünmedi.

** İkincisi ise Manisa'da yaşanan olayda yolcu Emirhan, taksici Hakan Paktan’ın taksisine bindi. Adrese geldiklerinde yolcu, taksiciden ücreti kartla ödeyeceğini belirterek pos cihazını istedi. Taksici, pos cihazına ücreti yazdığı sırada Emirhan, belindeki bıçağı çıkarıp, şoförün göğüs kısmına doğru hamle yaptı. Ani bir refleksle bıçağın keskin kısmını eliyle tutan taksi Paktan, bir süre araç içinde Emirhan ile boğuştu. Taksici Paktan, boğuşma sırasında emniyet kemerini çözüp, araçtan indi. Emirhan ise olay yerinden kaçtı. Yaşanan olayı taksinin güvenlik kamerası kaydetti. Jandarma tarafından yakalanan Emirhan, çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Hakan Paktan’ın ise yaşanan olayın ardından mesleği bıraktığı öğrenildi. Serbest bırakılmasından sonra araç içi kamera görüntüleri sosyal medyada yayılınca Emirhan tekrar gözaltına alındı ve tutuklandı. Manisa Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklama ise şu şekilde Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 13/12/2024 tarihli basın açıklamasıdır. 29/11/2024 günü saat: 00:00 sıralarında ilimiz Yunusemre ilçesi, Akgedik Mahallesinde ticari taksi sürücüsü H.P.’ye yönelik saldırı olayına ilişkin olarak Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli E.Ü. gözaltına alınmış olup hakkında Sulh Ceza Hâkimliğince adli kontrol kararı uygulanmıştır. Ticari araç içindeki olay anına ait görüntülerin kolluk birimleri tarafından Cumhuriyet Başsavcılığımıza 12/12/2024 tarihinde sunulması üzerine yapılan inceleme sonucu, bu görüntüler yeni delil niteliğinde olduğundan Cumhuriyet Başsavcılığımızca şüpheli hakkında yakalama kararı verilmiştir. Soruşturma titizlikle sürdürülmektedir.

*** Yeryüzündeki 57 İslam ülkesinin 30’u dünyanın en fakir ülkesi ama dolar milyarderlerinin dörtte biri bu ülkelerin yöneticileri. Dönem olarak parayı bilginin kontrol ettiği bir dönemdeyiz. Bilginin yaratıldığı kaynağın başındakiler paraya hükmediyor bu mutlak gücü de beraberinde getiriyor. TÜİK’e göre gini katsayısı, kişisel gelir dağılımını ölçmek için, yaygın olarak kullanılan bir dağılım ölçüsü. Gini ölçüsü 0 ile 1 arasında değişir. Bir toplumda, gelir adaletli olarak paylaşılmışsa, gini katsayısı 0’a eşit, toplumdaki gelirleri yalnız bir kişi almışsa, gini katsayısı 1’e eşit olur. Gini katsayısını 100 ile çarparak gösteren indeksler de var. AB İstatistik Ofisi Eurostat verilerine göre AB’de Ggni katsayısı 29,6. Eurostat’ta Türkiye’ye ise 42,6. Türkiye bu değerle Avrupa’da 36 ülke içinde ilk sırada yer alıyor. Bu değer, gelir dağılımı eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke Türkiye. Türkiye’nin arkasından Bulgaristan 38,4, Litvanya 36,2 ve Letonya 34,3 geliyor Slovakya 21,2 ise gelir dağılımın eşitsizliğinin en düşük olduğu ülke ardından Slovenya 23,2, Çekya 24,8 ve Belçika 24,9 geliyor. Gini katsayısı Fransa’da 29,8 ile AB’nin hemen üstünde. Almanya ise 29 ile AB’nin hemen altında bulunuyor. Dünya Bankası verileri de dünyadaki gelir dağılımı eşitsizliğini ortaya koyuyor. Türkiye 130 ülke içinde 28. sırada. Türkiye dünyada gelir dağılımı eşitsizliğinin en iyi olduğu 102. ülke konumunda. Dünya Bankasına göre Türkiye’nin gini endeksi 41,9 oldu.

****Sonuç olarak, bu iki olay ana gündemdir, diğer konuşulan her olay sadece yan gündem olabilir. En önemli gündemimiz adalet ve ekonomi. Ülkemizde kamu hariç 17 milyon çalışanın 9 milyonu asgari ücret alıyor. Hayatımız, değerlerimiz kadar kıymetlidir. İnsan neye değer veriyorsa, kendi değerini de belirlemiş olur. Değer, kabule dayanır. Enflasyonun en büyük yıkımı, değerleri çürütmesidir. Mantık açısından değer, doğru ve yanlış bakımından değerlendirilir. Ahlak olarak değer iyi ve kötü, estetik olarak ise güzel ve çirkin olarak belirgindir. Değer, bir yargıdır. Ölçülür, bakılır, fayda veya zararı sonra karar verilir. Tüm ölçülebilen şeyleri geriye atar, içinde oluşan yargıya değer dersin. Rahatın bozulmasın diye, hangi doğrulardan vazgeçtiysen, o fiyata satılmışsındır. İçinde var olduğumuz toplumda, değerler mi ön planda yoksa ilişkiler mi. Değerler toplumu, bireylerin ortaklaşa kabul ettiği kavramların bütünüdür. İlişkiler toplumunda bireylere, kavramlara biçilen değer, fiyatı üzerinden veya güce yakınlığı derecesinden gelir. Değerler toplumu, sürdürülebilirdir de ilişkiler toplumu; çıkar ilişkileri bozulana dek ayakta kalır. Tarihi, değerler toplumu dinamikleri şekillendirmiştir. İlişkiler toplumu ise menfaat üretilmediği noktada çöker. Yığınlar bencildir. Kümeler; değer üretebildikleri sürece var olurlar. Bireyleri bencil yığınlar, kalıcı değer üretemezler. Kurnazdırlar. Nimeti alıp külfeti öteleme eğilimindedirler. Uğruna bedel ödenesi anlayış, toplumun çimentosu olur. Değerler kaybolduğunda toplum çözülür, çürür ve yok olur. İçinde kıvrandığımız enflasyonist süreçte, endeksler çıktığı gibi iner de enflasyonun değerleri çürütmesiyle yıkılan ahlak, çok kolay geri gelmez. Enflasyonu indirmek ekonomik maliyetlere bağlıdır ancak giden ahlakı getirmek, çok büyük toplumsal maliyetlere hatta kuşak kayıplarına yol açar.