Seni senden önce düşünen bir Rabbin var!

Sema Kavasçinay

"Bazen hoşlanmadığınız bir şey, hakkınızda iyi olabilir." buyrulur Bakara Sûresi’nde.

Ne kadar huzur verici bir âyet. Ortasından çatlamış umutları, yarım kalmış sevinçleri sarıyor sarmalıyor ve ‘kulum üzülmesin’ diyor Rabbimiz. Kirpiklere tutunan ne kadar yaş varsa bu sefer Ona olan teslimiyetten akıyor.

O ki bizim fısıltılarımıza önem verir, duyar; göğüsler de gizli olanı bilir. Yürürken sen 'mağlûb oldum' dersin hüzün kalbinin odacıklarına dökülür. Cam kırıklarını ayaklarının altında hissedersin, hayâtın her zaman sevinç yüklü haberler getirmeyeceğini, kara kışların da olduğunu anlarsın...

Sana ve bana düşen her daim yürümektir. Yol insanı terbiye eder, elbet bu yolculuklar bitecek, seferîlik son bulacak, konuştuğumuz şeylerin içine yerleşip kaybolan saklıbahçemizi, cennetimizi ve Onun rızasını bulacağız.

Yukarıda geçen âyet yürürken bize çok şey öğretsin; lakin ben iki şey söyleyeyim:

Olumsuzluklar önüne gelirse bunlara tahammül göster. Olgunluk -tecrübe- kalbin akla çeki düzen vermesi ve gerektiğin de yumruklamasıdır.

LÂ TAHZEN İNNELLAHE MEANÂ (ÜZÜLME, ALLAH BİZİMLE BERABERDİR)

Peygamber Efendimiz (sav) Hz. Ebubekir’le Mekke’den Medine’ye hicret ederken mağarada ona şöyle söylemişti: “Lâ tahzen, innallahe meanâ”

Peygamber Efendimiz (sav) ona üzülme diyordu, Allah bizimle beraberdir. Kendimizi Hz. Ebubekir’in (ra) yerine koyalım ve bu sözü Peygamberimiz’den (sav) işitmiş gibi iliklerimize kadar hissedelim… “Allah bizimle beraberdir.”

Evde, işte, çarşıda, pazarda…

Nerede olursak olalım gönlümüz Allah (cc) ile olsun, O’nun (cc) zikriyle meşgul olsun…

İnsanlarla birlikteliğimiz bizi Allah’tan (cc) uzak kılmasın.

Cenab-ı Hak “Size şah damarınızdan yakınım.” buyuruyor. Bize düşen bu yakınlığı anlamak ve yaşamak…

Kulluk bu yakınlığı anlamaya çalışmak değil midir zaten?

Allah dostları gönüllerinde bir an olsun Allah’tan gafil olmayı küfür saymışlar. Biz gönlümüzde nelerle meşgul olduğumuza bakalım.

La Tahzen! (Üzülme)                                           

"Eğer Allah seni bir zarara uğratırsa, onu kendisinden başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır verirse, (bunu da geri alacak yoktur). Şüphesiz O her şeye kadirdir." (En'am Suresi; 17. Ayet)

Başımıza gelen olumsuz bir olay neticesinde hemen ümitsizliğe kapılıp, kalbimizi karartmayalım.

"İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır." (Meryem Suresi; 96. Ayet)

İman edip, salih amel işleyen muttakileri müjdeleyen ayetlerdendir…

"De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler." (Tevbe Suresi; 51. Ayet)

Yaşadıklarımızın Allah'ın takdiri olduğunu unutmamamızı hatırlatıyor. "Keşke şöyle olsaydı, yapsaydım, etseydim" demeler boşa. Müslümanın keşkesi olmaz. Yaşadıklarımızı, hatalarımızı, kararlarımızı tabi ki gözden geçirip muhasebesini yapmalıyız. Fakat yazılan kaderi de unutmayalım.

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. (Bakara Suresi, 155. Ayet)

Olumsuzluklar karşısında sabır gösterip, kulluğumuzu unutmayacağız.