SKY’den çıkan Deliler Dahiler, Kapılar Köprüler, Senbeno adlı kitap geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız ikinci baskısını yaptı. Bu münasebetle 23 Kasım Cumartesi Selçukya Kültür Evinde Yazar Kemal Yarcı bir imza günüyle Konyalı okurlarıyla buluştu. Kitap, bir iyilik hareketinin içerisinde yaşanan gerçek hikayelerden oluşuyor. Yarcı hem kitaptaki hikayeleri yazmış hem de bu iyilik hareketinin başında buluyor. Kitabı okuyunca sadece maddi yardımın yapılmadığını, aynı zamanda iyiliğin de insanlığa dağıtıldığı hissine kapıldım. Günümüzde böyle bir şeye ne kadar çok ihtiyacımız var anlatamam. Şimdi sizleri kitabın sayfalarında bir küçük geziye çıkarmak istiyorum.
Kitabın girişinde Şafak Aras’ın yazından bir paragraf: Bir varmış bir yokmuş. ‘Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde’ diye başlayan hikâyeler, masallar anlatmayı çok isterdik. Ya fırsat bulamadık ya da bizim, bu hikâyeleri dinleyecek vaktimiz olmadı. Biz öyle hikâyelerin içine girdik ki sizler de bu hikâyeleri okudukça belki de ‘belki de’ değil mutlaka ‘bir kitap okudum, hayatım değişti’ diyeceksiniz.
Tayyar Yıldırım’ın yazdığı önsöz şöyle başlıyor: “İnsanın merhameti, yumuşaklığı ve cömertliği kendisini düşmanlarına bile sevdirir.” (Sadi Şirazi)
Bu kitap; “Tek bir kişiyi de olsun mutlu edebilir miyiz, onu da dünya nimetlerinden faydalandırabilir miyiz, nefes alıp verme nimetini sürdürebilmesi için ona nasıl faydalı olabiliriz?” diye yola çıkılmış bir iyilik hareketini, iyilik hareketi ailesini anlatan bir kitaptır.
Ve bu iyilik hareketine gelen mektuplardan bir örnek: “Her çocuğun babası onun gözünde bir kahramandır, sen de benim kahramanım oldun Kemal amca. Senden öğrendiğim o kadar çok şey var ki şu hayatta… En güzeli ise vicdan sahibi bir insan olmak…
Bana ömrüm boyunca, ‘Vicdanımı rahatsız eden hiçbir şeyi asla yapmamam gerektiğini...’ öğretirken doğru cümlelerle doğru dersler vermişsin aslında… Bunun için sana minnettarım. Şimdi mezun olurken de senin söylediğin her cümle kulağımda yankılanıyor. Senin yolundan gitmeyi hiçbir zaman bırakmayacağım Kemal amca... Her zaman senin gibi iyi kalpli olmaya çalışacağım. Bugün mezuniyette, tekrar anladım ki ben sahip olunabilecek en iyi kahramana sahibim. İyi ki varsın Kemal amca...
Harçlık ihtiyacı olunca, darda kalınca sırtını dayayacağın birilerinin olduğunu bilme duygusu dahi insanın, gurbet elde içini rahatlatır. İyi ki varsınız”
KEMAL YARCI KİMDİR?
Kendi tabiriyle, mesleğimiz ve unvanımız ne olursa olsun, hepimiz aslında aynı mahallenin, aynı vatanın çocuklarıyız:
Biz aslında aynı misketi oynadık, biz bu misketi o çukura beraber yuvarladık. Otuz iki numaradan çıktım ben asker oldum, otuz numaradan çıkan profesör oldu. Yirmi sekiz numaradaki doktor, yirmi altıdaki polis oldu. Yani aynı mahallenin çocuklarıyız aslında biz.
Sosyoloji mezunu öğrencilerimizden Şeyma Nur Kırmızı’nın Kemal Yarcı ile 2017 yılı mayıs ayında ‘hersanat.com’ için yapmış olduğu röportajdaki şu cümleyi alıntı yaparak onu tanımaya devam edelim:
İnsan kendini iyiliğin içinde bulduğu zaman etrafında birilerini mutlaka buluyor. Külliyen yanlış bir adam düşünün. O adamda mutlaka bir iyilik vardır. Şimdi sen bir iyilik yaptığın zaman, o adama da yaklaşabildiğin zaman, o adam da diyor ki ‘ya bende de var bu, ben bu iyiliğin yanında olmalıyım’ diyor.
Röportajın bir başka yerindeki, şu ifadeler onun bakış açısını görmeye yeter:
Haddini bilmek konusu var. Şimdi nasıl ki hastanelerde bir acil var, bir de uzmanlık alanı var ya! Şimdi Kemal Yarcı’nın konusu acilse, Kemal ameliyat etmeyecek. Sıdıka Nineye ekmek lazımsa, ona baklava götürme derdine düşmeyecek. Çünkü hem Sıdıka Ninenin, mesela şeker hastalığı varsa baklava onu öldürür, hem de Kemal gücünden fazlasını yaparsa kendisini bitirir. Merzifon/Amasya doğumlu Kemal Yarcı, yıllarca 1950 rakımlı Kütahya Hava Radar Mevzi Komutanlığında çalıştıktan sonra emekli olmuş, fahri Kütahyalı.
Ramazan aylarında, personel ve erlerle birlikte ihtiyaç sahibi ailelere erzak yardımı yapıyor.
Günün birinde erlerden biri komutanım, ‘Ramazan bitince, fakirlik bitiyor mu?’ diye soruyor. Kendi tabiriyle bu soru onun paradigmalarını değiştiriyor
Bundan sonra kimin maddi manevi neye ihtiyacı varsa, erzak, elektrik, su, odun vs. bu işleri yapacağız’ bu işleri yaparken de belki incineceğiz fakat asla incitmeyeceğiz der ve başlar.
Sevgiyle kalın.