ODTÜ’ye Tepki başlıklı yazımızda Selçuk Üniversitesinin yaşanan menfur olaylarla ilgili şiddeti öven ve terör estirenlere karşı tepki göstermemesini eleştirmiştik. Selçuk Üniversitesinin canlı ve aktif bir basın biriminin olduğunu zaten biliyoruz. Dün sabah erken saatlerde Selçuk Üniversitesinin Basın Biriminin başında olan Basın Müşaviri Değerli Dostumuz Kerem Pulgat aradı ve Selçuk Üniversitesinin de tepkisini gösterdiğini ifade etti. Doğrusu biz de önceki gün açıklamayı okumuştuk ama iş işten geçmişti yazı çoktan gitmişti işin yoğunluğundan o açıklamayı okuyamamış ve Selçuk Üniversitemizi de haksız bir şekilde itham etmiştik.
Neticede biz özür dilemeyi biliriz, zaten hiç sorun değil özür de dileyelim, onları öven yazılarda yazalım ama bizim beklentimiz üniversitelerimizden toplumsal olaylar karşısında haklının, adaletin, ülke geleceğinin yanında yer almalarıdır.
Fakat belirtelim KTO Karatay Üniversitemiz ve Mevlana Üniversitemiz daha tepki göstermediler. Taraf mı olmak istemiyorlar? “Şiddetin karşısındayız” demenin neresi kötü bilmiyorum ama bunu söylediklerinde bir taraf olacaklarından korkuyorlarsa bilsinler ki kesinlikle doğrunun yanında ve yanlışların karşısında olmuş olurlar, bu çok mu kötü?
KTO Karatay Üniversitemiz ve Mevlana Üniversitemiz eğer Necmettin Erbakan Üniversitesi ile Selçuk Üniversitesinin gösterdiği bu cesareti gösteremezlerse bilsinler ki tarihin karşısında sorumlu olarak kalırlar. Sonra bilsinler genelde taraf olmayanın bertaraf olmak gibi bir tehlikesi vardır. Bizden söylemesi. Bugün biz doğrunun haklının yanında yer alamazsak bu ülkenin geleceği ile oynayan derin ve kirli odaklar inanınız bir hafta içinde bütün ülkeyi savaş alanına çevirirler. Bütün kazanımlar kaybolur, 1980’li yıllarda ülkemizde oynanan oyunun bir benzeri yine oynanmış olur.
Şunu kesinlikle bilmeliyiz ki bu ülkenin üzerinde oynanacak bir oyuna müsaade edersek inanınız bir daha hiçbir zaman belimizi doğrultamayacak düzeyde yara görürüz. Çocuklarımız, hatta torunlarımız bile bu yıkıntının altında kalır.
Derin odaklar oynadıkları kirli oyunlarla istiyorlar ki Türkiye dışa bağımlı olsun, istiyorlar ki Türkiye gelişemesin, üreten değil tüketen bir toplum olalım, cahil kalalım ve ülkenin geleceği üzerinde oynanan oyunların esiri olalım.
İşte biz ise, bu ülkenin evlatları olarak ülkemizin gelişmesini istiyoruz, bu ülkeyi ileriye taşıyan devlet büyüklerimizi takdir ediyoruz.
Bizi asıl mutlu eden ise Selçuk Üniversitesi Kampusu’nda toplanan öğrenciler bu kirli oyunu kınadıklarına dair bir açıklama yaptılar.
Bu açıklamanın da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu ülkede Üniversitelerin marjinal ve terörize olmuş sol grupların tepinme yeri olmadığını göstermesi bakımından öğrenci açıklamaları çok önemlidir.
Konya’daki açıklamayı Akademik Kültür Topluluğu Sözcüsü Munise Öğeç yaptı ve ODTÜ'te yaşanan olayların SÜ öğrencilerini üzdüğünü söyledi.
Öğrencinin çantasında molotofkokteyli değil kitap, defter ve kalem taşıması gerektiğini belirten Öğeç, ''Yapılan eylemlerde amaç hak arayışı veya özgürlük değildir. Türkiye’mizin güç göstergelerinden olan Göktürk-2'nin başarısı, milletimizin gurur duyacağı bir başarıdır. Bazı şer odaklı insanlar, üniversite gençliğini kullanarak provokatif eylemler gerçekleştirmiştir. SÜ öğrencileri olarak, bu üzücü olayların tekrar yaşanmaması ümidini taşımaktayız. Bu eylemleri kınıyor ve milletimize fayda sağlamayacağını duyuruyoruz” demiş.
Bizde tabi İstanbul’dan Van’a ODTÜ’deki bu kirli oyunu görüp kınayan herkesi, üniversite yönetimlerimizi, öğrencilerimi kutluyoruz.
Şimdi diyeceğim ki bizi Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları üzdü. Tabi bu bir yalan olur, beni üzmedi ben zaten bu kirli tezgâhları tertip edenlere CHP’nin destek verdiğini dün de yazmıştım. Şaşırmıyorum, şaşırdığım konu CHP gibi bir partinin %20’nin üzerinde ülkemizde oy alması. CHP marjinalleşmiştir. Bugün yapılan açıklamalar durulan nokta gerçekten çok vahimdir diyeceğim ama bu da yalan olur. Çünkü BAS Suriye için ne amaçlarla kurgulandıysa CHP’de bu ülke için onun, Türkiye’miz için o amaçla kurgulandı.
Dünyayı 100 yıldır CHP ya da BAS tipi partilerle bu topraklar hizaya getirildi. Mevzu uzun, ben konunun uzmanlarından gördüğüm Doç. Dr. Caner Arabacı’nın bu konuda bir konferansını doğrusu dinlemek isterdim.
CHP sıradan bir mantıkla kurgulanmış bir sistem değildir bunu bilelim de…
Kılıçdaroğlu’nun Uludere konusundaki açıklamalarına bakın. Bu ülkeye karşı, hükümetine karşı ve tabi askerde onların güdümünden çıkınca askere de karşı, asıl agresif olduğunu görebilirsiniz.
Uludere olaylarında Türkiye kendi sınırlarını korumuştur ve Türkiye’nin kendi sınırlarını koruma hakkı vardır. Sanki ölenler köyde normal bir şekilde yaşayan sıradan vatandaşlardı.
Evet, o insanlar terörist değildi, kaçakçıydı ama Türkiye’de masum vatandaşlarını falan öldürmedi. O insanlar teröristlerin askerimizin operasyonlarını durdurması için yem ettiği zavallılardı. Peki, neden Türkiye suçlu olsun? Türkiye kendi sınırını koruma zafiyetine düşemez, herkes bunu bilmeli.
Netice itibariyle CHP tarihin kendisine yüklediği misyonu layıkıyla yapıyor ve bu da bizi şaşırtmıyor.
Ben ayrıca ODTÜ olaylarının senaristi ile Uludere’de kaçakçıları kurban eden senaristin aynı mihrak olduğuna da inanıyorum.
Onun içinde iki de bir aman dikkat deyip duruyoruz.
Bilmiyorum biz daha ne diyelim.