Türkiye geçen Pazar günü sandık başına giderek seçimini yaptı. 13 yıllık tek başına Ak Parti iktidarı sonlandı. Önümüzdeki dönem koalisyon hükümeti veya erken seçim ihtimalleri bulunmaktadır. Koalisyon için çalışmalar başlamış, partiler hem yetkili kurullarında ve teşkilatlarında hem de diğer partilerle görüşmelerine başlamış durumdalar. Birçok görüşmenin el altında yapıldığını söylemeye gerek yok sanırım.
Bu görüşmelerin sonucunda bir koalisyon çıkar mı? Çıkarsa ne kadar uzun ömürlü olur? Toplumun en temel değerlerinde dahi asgari müştereki yakalayamaması tüm partileri uzlaşmadan ziyade çatışmaya dönük bir dil kullanılmasının ucuzluğuna itti. Bugün bu ayrışmacı dilin zararlarını görüyoruz. Hem hükümeti kurmakta hem de kurulacak hükümetin uzun soluklu devamında hepimizin ciddi endişeleri var.
Seçimler partilerin er meydanıdır. Her siyasi partinin seçim sonuçlarını doğru analiz etmesi ve gelecek dönemlere dair planlarını buna göre yapması gerekir.
Buradan hareketle seçimde açık ara birinci olmasına rağmen oy kaybı yaşayan Ak Parti, başta Sayın Davutoğlu olmak üzere, oy kayıplarının sebeplerinin titizlikle inceleneceğini ve buna göre planlamalar yapılacağını beyan etti. Bu konuda da ciddi ciddi çalışmalarını yürütmekte. Her türlü eleştiriye rağmen halkın tek iktidar alternatifinin neden Ak Parti olduğunun bir sebebi de budur.
Ak Parti oy kayıplarının sebebini araştıracağını ve buna karşı önlemler alacağını beyan ettiğini belirtmiştim. İlk kez seçimlerde oy kaybeden Ak Parti’nin bu kayıpları doğru tahlil etmesi ve buna göre politikalar belirlemesi, bunun sonucunda oylarını tekrar arttırması Ak Parti’nin kurumsallaşması adına hayati önemdedir.
Lideri değişmiş, kadroları yenilenmiş ve bir miktar oy kaybetmiş dahası tek başına iktidar olma imkanı kalmamış bir Ak Parti’nin hem seçim sonuçlarını doğru değerlendirmesi hem de olası bir hükümet ortaklığı veya muhalefet görevini layıkıyla yapması halinde buradan daha güçlü çıkacağı kanaatindeyim. Bu durumda Ak Parti kurumsal bir parti olur ve daha uzun seneler Türk siyasi hayatına damga vurmaya devam eder.
Bu arada bir parantez açarak şunu söylemek isterim. Ak Parti haklı olarak oy kayıplarının tahlilini yapacaktır, bu doğrudur ancak asıl önemli olan 13 yıllık bir iktidar yorgunluğuna, uluslar arası medyanın menfi yayınlarına, Ak Parti ve Erdoğan düşmanlığında birleşen ittifaklara rağmen alınan yüksek oy oranı ve gitmeyen oyların da üzerinde durmalıdır. İnsanlar neden hala AK Parti’ye güveniyor. Bu Ak Parti açısından tespiti gereken en önemli husustur. Ak Parti’nin yapacağı en büyük yanlış kendini oluşturan ana omurganın beklentilerini doğru tespit edememek ve bunları küstürmektir.
Diğer siyasi partilerimize gelince hepsi seçimi kazanmış havasındalar. Hiçbiri seçim sonuçlarının tahlili hususunda bir çalışmadan bahsetmiyor. Tek denilen Ak Parti durduruldu, gerisi önemli değil. Böyle bir yaklaşımdan iktidar alternatifi çıkmaz, zaten çıkmadı da.
Halkın tercihleri ve verdiği mesajın siyaset tarafından doğru okunması gerekmektedir. Doğru okuyamayanların yeri meclis veya hükümet değil tarihtir.