Savaşın Gizli Kazananı Ermeni Diasporası

Fazlı Kartal

Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi ile Avrupa’nın göbeğinde başlayan savaş devam ediyor. Savaş ile ilgili yapılan tv programları ve sosyal medya da sürekli olarak kazananlar ve kaybedenlerden bahsediliyor. Savaşın yeni kazanacakları anlatılıyor. İşte enerji kaynaklarına sahip olan İran ve Venezüella gibi. Tabi bir yerde savaş varsa kaybetmeyecek tek devlet olan Amerika Birleşik Devletleri gibi. Eee bunlar herkesin tahmin edebileceği ve ön görebildiği gerçekler. Kaybedenler tarafına baktığımızda da başta Ukrayna gelmektedir. Batı dünyası uygulayacağı yaptırımlarla Rusya’yı da kaybedenler kulübüne dâhil etmek istiyor. Bu da açık seçik görülen ve tahmin edilebilecek gerçek. Dünya kamuoyu savaşın etkilerine odaklandığından gizli kazananları görmüyor.

ABD Başkanı Joe Biden'ın 24 Nisan 2021 tarihinde “Büyük Felaket” kavramı yerine “soykırım” kavramını kullanmasının ardından Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi’nin birinci yıldönümünde İngiltere ve İsrail’de dikkat çekici bir gelişmeler yaşanmıştı. Birleşik Krallık Parlamentosu’nun alt kanadı olan Avam Kamarası’nda sözde Ermeni soykırımını tanıyan yasa tasarısı oylandı. Gerçekleşen oturumda oybirliğiyle onay kararı çıktı. Bu yasa tasarısı ile ilgili bir sonraki oylama ise 18 Mart 2022’de yani Birleşik Krallığın Birinci Dünya Savaşı’nda en ağır mağlubiyeti olan Çanakkale Deniz Zaferimizin yıldönümünde yapılacak. Yani Ermeni diasporası, sessiz sedasız dünya kamuoyunun ve Türkiye kamuoyunun gözünü bu savaşa ve savaşın etkilerine çevirmesinden yararlanmaktadır. Kısacası her kesin göz ardı ettiği bir dönemde Birleşik Krallık’ta Ermeni soykırımını tanıyan yasa tasarısını kabul ettirmek üzereler. Yani Ermeni diasporası savaş ile hiç alakası ilgisi olmamasına rağmen savaşın gizli kazananlarından biri olmak üzere. Doğal olarak da bizde gizli kaybedenlerinden biri olacağız.

Maalesef ki hiçbir mecrada Ermenilerin yalanlar üzerine kurguladığı yasa tasarısına karşı girişimimiz olmadı ya da sesimizi duyurabilecek düzeyde değil. Birleşik Krallık parlamentosu üyelerine gerçeklerin duyurulması adına hiçbir organize çalışmamız bulunmuyor. Özellikle günümüzün en önemli iletişim ve etkileşim kaynağı olan sosyal medya da her hangi girişimimiz yok. Oylamaya on günden daha az bir süre kaldı. Artık teşkilatlı bir şekilde sosyal medya mecraları üzerinden haklı davamızı duyurmalıyız.

Bu suskunluğumuz nedeniyle de Ermeni diasporası sadece bu politik olaylarla yetinmiyor. Sessiz bir şekilde Asala’yı yeniden diriltmek adına VOMA adlı yeni bir terör örgütü kurdu. Terör örgütünün çalışma sistemi de, “18 ile 55 yaş arası insanları para karşılığında kendi bünyesinde topluyor. Avrupa’dan katılanlar için de uçak biletleri dâhil tüm masraflarını karşılıyor. Bunları Ermenistan’da topluyorlar, çok ciddi bir eğitim içerisinde dağda hayatta kalma, ateşli silah kullanma, bıçak kullanma, diğer insanlarla iletişim gibi emekli askerlerden, iletişim uzmanlarından eğitim aldırıyorlar. VOMA terör örgütü amaçlarını şöyle açıklıyor, ‘Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan, Ermenistan topraklarını işgal etmiş ve kalan yerleri de işgal etmek istiyor. Tüm Ermenileri de ortadan kaldırmak niyetinde. Türkiye ve Azerbaycan için böyle bir suçlamayı yapıyorlar. Ermenistan ordusu bununla baş edebilecek güçte değil, o nedenle siviller olarak bizimde bir ordu oluşturmamız lazım, gelecekte bu saldırılara karşı tavır alabilelim diye, engel olabilelim diye’ açıklayarak örgütüne militan devşirmeye çalışıyor. Çok dikkatli olmalıyız. Çünkü bu eğitimlerin temelinde Türk düşmanlığı var. Türk düşmanlığını enjekte ederek bunları kin ve nefretle dolduruyorlar. İşte 19. yüzyıldan itibaren yüzbinlerce Türk insanını katletmiş bir organizasyondan bahsediyoruz. Bunu sadece tarih değil, bundan 29 yıl önce Hocalı’da 613 insanımızı katleden bir güruhtan bahsediyoruz. Dolayısıyla ileride bu örgütün daha büyüyüp bize sorunlar çıkarmaması için mutlaka önlem almak zorundayız. Buna çok dikkat etmeliyiz.”

Ermeni diasporasının bu sessiz ve derinden yaptıklarına karşı çok geç olmadan artık harekete geçmeliyiz.