Ülke olarak çalışmayı sevmeyen üretici ve çalışanlarımız olarak iş yapmama bahanemiz çok. Henüz seçimlerin getirdiği durgunluk dönemini yeni atlattık ki bir başka yatma bahanemiz Ramazan kapımızı çaldı. Yaşamın sürekli hareketli geçtiği İstanbul dışında birçok il Ramazan’dan etkileniyor. Üretim duruyor, tüketim azalıyor, herkeste bir çalışmama bahaneleri ortaya çıkıyor. Bir hafta öncesinden Ramazan’ın gelişi için olağan üstü hal ilan edildi bile. Oysaki Ramazan ayı birçok firmanın özellikle perakende firmalarının satışlarını arttırması için büyük fırsat. Çapraz satışları güçlendirmek, satış sürekliliği sağlamak için bu fırsatı firmalarımız yatma dönemi olarak değerlendirerek kaçırıyor. Bilimsel olarak da kanıtlanan bir durum var ki insanlar karınları açken daha çok ürün alma eğilimindedir. Hatta ihtiyaç fazlası alışveriş yapma imkânı da güçlüdür. Tüketicilerin zihinsel olarak alışveriş yapmaya hazır, hatta fazlasıyla alışverişe güdülü olduğu bu dönemi iletişim kuran firmalar fırsata çevirebilir. Belki de firmalarımız yıl boyunca yapacakları en çok ciroyu Ramazan içerisinde gerçekleştirebilir. Özellikle bu sene Konya’da ciddi bir rekabetin yaşanması gerekiyor. Geçtiğimiz hafta açılan Novada Outlet’in faaliyete başlamasıyla birlikte Konya Outlet kültürü ile tanıştı ve daha önce belirli noktalarda küçük alanlarla pazarda varlığını bildiğimiz Migros metrekare bazında büyük bir alan açarak aslında Konya perakende pazarında ben de varım dedi. Ulusal kültürü bilen, reklam refleksi gelişmiş markaların şehirde olmaları diğer firmaları da iletişim kurmaya zorlayacağı kesin. En azından Ramazan gibi özel dönemlerde doğru reklam yapma refleksleri elde etmiş olurlar. Bu dönemde diğer AVM ve marketlerin yöneticileri de nasılsa bizim müşterimiz bize gelir diye düşünmemeli, Ramazan içerisinde tüketicileri çekecek bir iletişim kampanyası hazırlamalı.
Rakipleri Ramazan’ı yatma ayı olarak değerlendirirken iletişim kuran, reklam yapan, tüketicileri mağazasına çekmeyi başaran firmalar bu dönemi kârlı geçirmesi kaçınılmaz. Tabi ki bu dönemde dışarıda ve mağaza içerisinde kurulan iletişim de özel bir strateji gerektiriyor. Klasik indirim reklamlarıyla tüketicileri artık mağazalara çekmek çok zor. Zaten sizin yaptığınız indirimi tüm firmalar yapıyor ve ortalık yine indirim rekabetine dönüyor. Dışarıda insanların mağazalarınıza çağıracak etkili iletişimler kurmalısınız. Sizdeki rehavet insanlarda da var onları evlerden çıkarmak gerekiyor. Tabi ki insanları sadece mağazaya çekmek yetmiyor aynı zamanda içeride de raf düzeniyle, mağaza içi iletişim materyalleriyle tüketicileri alışverişe ve çapraz satışlara güdüleyecek iletişimi kurmak gerekiyor. Bu anlamda P.O.P’lar (Point of Purchase) (satış noktası uygulamaları) tüketicilerin dikkatini çekmek için iyi bir araç. Tüketicilere iyi bir marka deneyimi yaşatmak üzerine odaklanın ve insanlar sizi zihinlerinde sadece indirim yapan firma olarak hatırlamasın. Reklam kampanyanızı gördüklerinde, mağazanıza girdiğinde ve raflarınızın arasında dolaşırken sunduğunuz deneyimi onlara hissettirin. Özellikle insanların özlediği Ramazan günlerini hatırlatacak duygular üzerine kurulan iletişimler bu dönemde başarılı olabilir.
Ramazan içerisinde güzel bir iletişim rekabeti görmeyi umuyor, bu sene rehavet çökmüş firmalar görmek yerine çalışan, iletişim kuran ve insanları evlerinden çıkaran firmaları izlemeyi diliyorum.