7 Haziran seçimlerinde Doğu ve Güneydoğudaki bazı sandıklarda HDP’ye firesiz oy çıktığı bilgisi Kamuoyuna yansımıştı.
Lakin yeterince gündem olmadı, çünkü seçim sonuçları bazı kesimlerde yeterince tatmin edici olduğu için, yapılan oy hırsızlıkları görmezden gelindi…
Doğu ve Güneydoğudaki sandıklarda, en otoriter rejimlerde dahi görülmesi pek mümkün olmayan şekilde kayıtlı seçmen sayısı kadar HDP’ye oy çıkmış olması hayatın olağan akışıyla bağdaşmayan bir durumdur… Zira hiçbir seçimde %100 katılım oranını yakalamak mümkün değildir, diyelim ki yinede seçmen eksiksiz sandığa gitti, böylesi bir durumda dahi geçersiz oyların söz konusu olması gerekir…
Muhalefetteki diğer partilerinde bu durum karşısında suskunluğunu koruması bir o kadar ironiktir, eğer Ak Parti sandıktan güçlü bir şekilde çıkmış olsaydı, seçim öncesinde pompalanan ‘’oy hırsızlığı’’ şayiaları tüm partilerce gündemden düşürülmeyecekti, tıpkı ‘’trafoya kedi girdi’’ meselesinde olduğu gibi…
Mevcut durum Ak Parti aleyhine geliştiği için, seçim akşamında Ak Parti açık ara önde giderken dillendirilen plakasız araçlar meselesi bir anda ortadan kayboldu… Milli iradenin sandığa tecelli etmesi konusunda ‘’çok hassas’’ olan bu kesim, sandıklardan çıkan firesiz HDP oylarına ise adeta olması gereken oldu şeklinde baktığından olsa gerek, üzerinde durma gereği duymadı…
Mamafih, Ak Parti’nin de söz konusu bu durum için sorumluluğu yoktur diyemeyiz, zira iktidarda olan parti seçim güvenliğinin sağlanmasından direk sorumludur.. Seçimlerden haftalar önce tehdit konusu yüksek sesle konuşulurken, halkın iradesinin hiçbir etki altında kalmadan sandığa yansıması için gerekli zemin hazırlanmalıydı…
Küçük yerleşim yerlerindeki seçmenin büyük merkezlere getirilip, kendi hür iradesiyle oy kullanması için yapılacak olan çalışmalara, seçim kanundaki mevzuatın engel olduğunu Başbakan Ahmet Davutoğlu bizzat kendisi açıklamıştı…
Seçim sandığını büyük yerleşim yerlerine götüremiyorsak, sandığın olduğu her yeri en güvenli hale getirmemiz gerekir… Yani devletimiz halkına şefkat yüzünü esirgemeden gösterirken, bunun yanında gerektiğinde devletin bükülmez bileğiyle de vatandaşına kendini güvende hissettirmelidir…
İktidar partisinin bizzat kendi sandık müşahitlerinin dahi görev yerlerine gidemediği bir ortamda, demokratik bir seçimden bahsetmek; gerçeklere gözünü kapatmak, silaha boyun eğmek anlamına gelmektedir…
Yapılacak olan ilk seçimde, seçmenin hür iradesini sandığa en net şekilde yansıtacak bir kararlılıkla gidilmesi gerekmektedir.. Seçmenin sandığa karşı beklentisi, inancı ve umudu ancak bu şekilde canlı kalacaktır…
Selametle…