Günümüzde teknolojinin baş döndürücü bir şekilde gelişmesiyle küresel bir köy haline gelen dünyada sosyal medya, iletişim hayatımızın önemli bir evresini oluşturmaktadır. Söz konusu platformlarda iletişim sanal ortamlarda gerçekleşse de ortaya çıkardığı etki, gerçek hayatta karşımıza çıkmaktadır. Bilinçsizce kullanımının açtığı manevi yaralar, meydana getirdiği toplumsal yıkımlar, gerek bireylerde gerekse toplumun geniş kesimlerinde onarılması güç tahribatlar meydana getirmektedir.
Herhangi bir yaş sınırı olmadan erişiminin kolaylıkla sağlandığı sosyal platform ve benzeri dijital uygulamalar, maalesef insanî sınırları zorlayacak derecede temel ahlak değerlerini hiçe sayan bir içerikle ön plana çıkıyor. Gençler arasında son derece popüler olan sosyal medya platformlarından Tik-Tok, internet kullanım raporlarına göre günümüzde en çok ziyaret edilen sosyal mecra olması oldukça düşündürücü. Dünya genelinde 500 milyondan fazla kullanıcısının Türkiye’de de 30 milyona yakın takipçisinin olması tehlikenin boyutlarını tahmin etmemiz açısından bizlere ipucu veriyor. Ahlaki erozyona sebebiyet veren Tik-Tok, popülaritesini her geçen gün artırarak göz bebeğimiz çocuklarımızı, gençlerimizi ve toplumun diğer kesimlerini olumsuz yönde etkilemesi son derce rahatsız edici bir durumdur.
Özellikle İslami değerlerin alay konusu olması bir kaç kişiyi güldürmek ve üç beş kuruş para kazanma uğruna mukaddes değerlerin mizah konusu olması toplumun belirli bir kesiminin nasıl bir boşluk içinde olduğunun en belirgin ifadesidir. Bunun yanında kullanıcılarını her gün, her hafta yeni bir akımla tanıştırması, insanlara normal hayatta asla yapmayacakları hâl ve hareketleri “akım” kisvesi altında şirin gösterip ve türlü şaklabanlıkları popüler kültüre adapte etmesi uygulamanın sinsiliğini göstermektedir. Sürü psikolojisini dijital ortama uyarlayarak toplumumuzda gayri ahlâkî görülen birçok davranışı “herkes yapıyor, ben de yapayım” psikolojisiyle harmanlıyor ve maalesef her türlü saçmalığı zihinlerde meşru bir zemine oturtmayı başarıyor.
Örneğin geçtiğimiz günlerde birçok sitede yer alan habere göre erkek olmasına rağmen aylardır hamileyim diye ortada gezen ve belirli bir süre sonra da doğum yaptım diye bu aymazlığına masum bir bebeği alet eden birinin Tik-Tok saçmalığına toplumca şahitlik ettik. Bu ve benzeri akıl almaz durumlar toplumsal yapımıza ve inanç dünyamıza atılan en büyük darbedir. Zaman ve mekân kavramlarının sınırlarını ortadan kaldıran sosyal medyanın, aynı zamanda ahlâkî, toplumsal ve dini değerleri de ortadan kaldırmak üzere ciddi bir ivme kazandığı açık seçik ortadadır. Öyle ki anne-babasının, aile bireylerinin mahremiyetini bir kazanç kapısı gibi görüp sanal ortamın sarhoşluğuna kapılıp edep sınırlarını alt üst eden paylaşımlara, toplumun en kutsal birimi aileleri dağıtan bu tür uygulamalara devlet eliyle sınırlama getirilmelidir. Toplumumuzun inanç ve ahlak genetiğiyle oynayan bizi biz yapan değerlerin alt üst edilmesine sebebiyet veren Tik-Tok ve benzeri sosyal medya platformlarının zararlı yönlerinden korunmak için toplumun tüm kesimlerine bilgilendirici ve bilinçlendirici çalışmalar yapılmalıdır. Bu başıboşluk devam ederse sosyal medyanın Türk toplum ve aile yapısına zararı önlenemez boyutlara gelecektir. Selam ve dua ile.