İkinci bir dünyası var artık insanın. Yaşı müsait olanlar bu ikinci dünyayı çoktan keşfe çıktı bile. Bilenler biliyor “keşfete düşmek” kavramını; görünmek görünür olmak, fark edilmek, beğenilmek, akla gelmek… Hepsi için farklı taktikler, özel formüller, zamanlamalar var. Sanırım durumu anladınız; sıklıkla cep telefonlarıyla dâhil olduğumuz sanal dünya ülkesi. Sanal âlem, sosyal medya adını aldığı andan itibaren sosyalleşmek denilen kavramın tanımı, içeriği, şekli şemaili değişmiş oldu.
Sosyal medya üzerine çokça kelam ettik daha da edilecek. Vazgeçilmez bir sanal dünya teknolojinin de desteğiyle çoktan inşa edildi. İyisi kötüsü, zararı faydası kâh bilim adamları kâh kahve adamları tarafından konuşulup enikonu tartışılacak zaten.
Bugün mevzuyu sanal dünyanın en bitirim delikanlıları olan karakterden açayım dedim. Niye mi? Haydi Cuma mesajı atayım istedin, aramak yerine iki satır yazdın tek tuşla herkese gönderdin. Haydi, bu da iyi niyetten… Diyelim ki sana gönderilen bir mesajı, tekrar uğraşıp yorulmayayım diye kopyala yapıştır yapıp yönlendirdin. “Nasılsa hazır yapılmışı var” mantığı…
Cuma mübarek gün, bir ayet bir hadis münasip de peki Kurtlar Vadisi Cendere müziği ile elde tespih, düğmeler açık, gözde güneş gözlüğü yumurta topuklu ayakkabılar, şahin görünümlü doğanın önünde poz verip bir de afili bir söz ekleyip herkese göndermenin yetmemiş gibi sosyal medya hesabında paylaşmanın adını ne koyacağız?
Delikanlılar, gençler, genç hissedenler kocaman lafları, kendilerinden ağır baba cümleleri, kallavi şarkı sözlerini, kamyon arkası adamlık naralarını paylaşırken eminim delikanlılık raconunun gereğini yerine getirmiş hissediyorlar. Kızdığım için değil hatta kimi sözlerin altına imzamı atarak soracağım; bu sözlerin bu pozların kaçta kaçı var dostum sende?
Gönderdiği mesajlarda, sosyal medya hesabında, paylaştığı fotoğrafların kıyısında köşesinde keskin ve sivri, acımasız ve sert delikanlılık cümleleri yazmak sanal dünyada ne kadar pirim yapar ölçmüş değilim. Lakin gerçek hayatta yapamadığın şeyleri, hakikaten göstermediğin delikanlılığı, duruş sahibi olmayı aksiyon film müziği eşliğinde yayınlamak ne kadar sahici bilemiyorum doğrusu.
Ekranı başından oturduğu kafede, çalıştığı iş yerinde, evinde kanepesinde kelli felli cümleler yazarak delikanlı olduğunu ispata çalışmak anca o dünyada pirim yapar. Yapmadığı, yapamayacağı şeyleri söylemek, yazmak, poz kesmek kimi kandırmaya yeter. Yeni ergen gençlerin biran önce büyümek, büyüdüğünü göstermek için sanal dünyada girdikleri bu tavırlar inandırıcı gelmediği kadar sahte bir gerçeklik algısı oluşturuyor sadece.
Yazdığın cümle güzel, paylaştığın söz adam gibi, güzel de poz vermişsin, müzik de uymuş lakin sen ekrandan ibaret değilsin, sanal dünyada olmaya çalıştığın kimlik gerçek kimliğin olmayacak. Bu da ilk önce kendini kandırmak demektir ki bu delikanlılık raconunda hoş karşılanmaz sanırım.