Geçen hafta 53 yaşında üç çocuk babası Sami Okumuşlar kardeşimiz sessiz-sedasız aramızdan ayrıldı ve Rabbine kavuştu. Epeyden beri meş’um hastalıkla boğuşuyordu. Bir yıl önce de aynı hastalıktan kardeşi Abdülkadir Okumuşlar 52 yaşında vefat etmişti. Rabbim her iki kardeşe de rahmetiyle muamele buyursun.
Sami ve Abdülkadir Okumuşlar Sebat matbaası sahibi merhum Ahmet Okumuşlar abinin oğulları idi. Ben Abdülkadir ve Sami’yi 1983’lü yıllarda tanımıştım. Yolumuz sık sık sebat matbaasına düşerdi. Eski balıkçılar halinin yanında bulunan Sebat matbaası, Ahmet ve Recep Okumuşlar abilere aitti. İkisi de çok nüktedan, okuyan, düşünen insanlardı. Sebat matbaası o günlerde bir okuldu. Burada farklı neşriyatla birlikte özellikle bizim camiaya ait birçok dergi ve kitap basılırdı. Özellikle Konya’nın dini hayatının neşriyat yoluyla gelişmesinde bu matbaanın çok büyük bir katkısı olmuştur. Hatta kimi zaman bu matbaada bazı dergilerin ve kitapların basımından para alınmazdı. Bizim de çorbada bir tuzumuz olsun kabilinden meccanen rıza-ı Bari için basılırdı. Benim Bütün Yönleriyle Cahiliye kitabımın ilk baskısı burada yapıldı ve Ahmet ve Recep abiler basım parası almamışlardı. Ahmet abinin hediye ettiği İsmail Fenni Ertuğrul’a ait Hakikat Nurları adlı kitap hala kütüphanemde mevcuttur. O günlerde Konya İlahiyat Fakültesi’nde talebe idim. Aynı zamanda Meram/Dere Emirler camiinde din görevlisi olarak çalışıyordum. Hiç unutmam, bir kış günü boğaz enfeksiyonu olmuştum. Rahmetli Recep abi birçok bitkisel karışımdan bir içecek yapmış ve bunları iç hocam kısa zamanda toparlarsın diye ta evime kadar bu karışımı getirmişti. Rabbim her ikisine de rahmetiyle muamele etsin. Aslında Sebat matbaasının geçmişi, misyonu ve Konya’nın hatta Türkiye’nin dini hayatına katkıları üzerine yüksek lisans düzeyinde akademik bir çalışma yapılabilir.
İşte bizim yolumuz zaman zaman sebat matbaasına düşerdi. Matbaanın sahibi Ahmet ve Recep abilerin yanı sıra Abdülkadir ve Sami kardeşlerle de sohbet ederdik. Ama daha çok Sami kardeşimizle okuma, edebiyat ve dergicilik gibi konular üzerinde konuşurduk. Çünkü Sami, belli bir dönem Ribat dergisinin yayın yönetmeni de olmuştu. Derginin mizanpajından kapağına, içeriğinden makalelere varıncaya kadar yakından ilgileniyordu. Derginin tanınmasında büyük payı olmuştu.
Sami Okumuşlar kardeşimiz kabına sığmayan, matbaacılık alanında yeniliklere açık bir kardeşimizdi. Açılmak da istiyordu. Zaman zaman bu konularda konuşuyorduk. Kafasından geçen bu düşünceleri hayata geçirmek için müstakil olarak çalışmak istediğini ifade ediyordu. Sonra da amacına ulaşmıştı. Ankara’ya bu maksatla hicret etmiş ve orada kısa zamanda çevre edinmiş ve içinden geçenleri hayata geçirmişti.
Sami kardeşimiz, sadece bir iş adamı değildi. Bir fikir adamı, bir dava adamı idi. Cemiyet meseleleriyle de yakından ilgileniyordu. Bu sebeple (KAMED) Kadim Medeniyet Değerleri Derneği Kurucu Başkanlığını da yapıyordu. Hem Türkiye’nin ve hem de İslam dünyasının sorunlarıyla yakından ilgileniyor, İslam dünyasının sorunlarını ve çözüm yollarını işin uzmanlarıyla konuşuyordu. Bütün Müslümanlar arasında bir an önce sosyal birliğin sağlanması için çalışıyordu.
Sami Okumuşlar kardeşimiz “ah teslimiyet” sözünü vird edinmiş, bütün sorunlarımızın kökeninde bu teslimiyetin hakkıyla olmadığını dile getirirdi. O, cömert, vefalı ve kadir bilir bir kardeşimizdi. Ne diyelim Rabbim onu aramızdan genç yaşta aldı. Demek ki O’nun ömrü de bu kadarmış. Rabbim O’nu ve bizi Salihlerin zümresine dahil etsin. İyiliklerini artırsın, varsa seyyiatı onu da hasenata çevirsin. Meş’um hastalıktan çektiği sıkıntıları günahlarına keffaret kılsın.
Seni çok özleyeceğiz Sami’ciğim, sevgili kardeşim. Yakınlarına ve sevdiklerine baş sağlığı diliyorum. Makamın âli, mekânın cennet olsun. Mahşerde görüşmek dileğiyle!..