Alim bir zât, karşısında duran iki adamı ilgiyle süzerek, “Mesele nedir?” diye sormuş.
Adamlardan biri diğerine işaret ederek; “O, yaptığı dedikodularla sadece benim şöhretimi mahvetmekle kalmadı, bu köydeki pek çok insanın da canını yaktı!” demiş.
Öteki hemen atılmış: “Üzgünüm… Böyle olsun istememiştim. Söylediklerimin hepsini geri alıyorum.”
“Yaa… Bunun gerçekten her şeyi düzelteceğini mi sanıyorsun?” diye söze katılmış âlim zât, “Yarın köy meydanına kuş tüyü yastığınla gel.”
“Nasıl yani?…”
“Dediğimi yaparsan anlayacaksın.”
Ertesi gün köy meydanında buluşmuşlar. Alim zât, adamın eline bir makas vermiş ve yastığı kesip içindeki tüyleri boşaltmasını söylemiş. Yastıktan boşalan tüyler rüzgârla birlikte etrafa savrulunca, “Şimdi,” demiş bilge, “Bunların hepsini toplayıp bana getir.”
Adam şaşkınlıkla, “Ama bu mümkün değil!” diye cevap vermiş. “Baksanıza, duvarların ardındaki bahçelere kadar savruldular. Öyle geniş bir alana yayıldılar ki, bunların hepsini toplamak imkânsız…”
“Tıpkı başkalarının hakkında sarf ettiğin sözler gibi” demiş âlim zât, “Yaptığın dedikoduların nerelere, ne kadar uzak mesafelere kadar gittiğini ve nelere sebep olduğunu bilebilir misin, söylesene?…”
Yorum sizin.