Rahmetli Erbakan hocanın emaneti olan Saadet Partisi kongre yaptı. Bilmem haberiniz var mı? Bir döneme damga vuran milli görüş davasının partisi kongre yapıp yeni genel başkanını seçiyor fakat toplumun büyük bir kısmının haberi yok. Emanetin, hala bir felsefe olarak diri duran milli görüş davasının düşürüldüğü durum maalesef içler acısı.
30 Ekimde yapılan kongreden günler sonra haberim oldu. Eylül ayı içerisinde kongre ile ilgili haberlerde çok sayıda kişinin ismi adaylıkta geçiyordu. Fatih Erbakan, hemşerimiz Mustafa Özkafa, Lütfi Yalman, Veysel Candan vb. isimlerin aday olabileceği konuşuluyordu. Fakat her ne hikmetse bu isimlerin yerine Temel Karamollaoğlu tek aday olarak girdiği kongrede genel başkan seçilmiş. Temel beyin ismini daha önce duymamıştım. Bu da benim ayıbım olsun. Özgeçmişine baktığım zaman Temel beyin çok uzun yıllardır milli görüş camiası içerisinde yer aldığını öğrendim. Milletvekilliği, parti yöneticiliği, belediye başkanlığı gibi çeşitli kademelerde görev yapan Karamollaoğlu, yaklaşık 40 yıldır camianın içerisinde yer alan bir isim. Temel bey, Allah uzun ömür versin 75 yaşında.
Milli görüşünün Erbakan hocanın vefat etmesinden de önce en büyük sıkıntısı genç kadrolarının önünün açılmaması olmuştu. AK Parti’nin kuruluşuna kadar gitmeyeceğim. Son on yıllık süreçte önce Numan Kurtulmuş genel başkanlığa talip olmuş, izin verilmemişti. Erbakan hocanın vefatından sonra ise Fatih Erbakan aday olmuştu ama Mustafa Kamalak ile yola devam edilmişti. Bu geçen süre içerisinde ise partinin oyu her geçen gün erimeye devam etti. 1Kasım seçiminde ise yüzde 0,7 gibi trajikomik bir seviyeye düşmüştü. Mustafa Kamalak yönetimi partinin yalnızca oyunu değil imajını da yerle bir etmiş, bilerek ya da bilmeyerek partiyi paralel yapının çizgisine çekmişti. Kamalak’ın sırf paralel yapının medyasında sesini duyurmak uğruna Fethullah Gülen’e bir kefil olmadığı kaldı.
Açıkçası ben bu kongreden ümitliydim. Parti silkelenip kendine gelir gençlerin önü açılır diye düşünüyordum. Fakat partinin ak saçlıları yine bildiklerini okudular ve değişimin önüne geçtiler. Kusura bakmasınlar ama bu haliyle Saadet Partisi bir siyasi partiden çok sivil toplum kuruluşu, derneğe benziyor. Yaşını başını almış insanlar vakit geçirmek, hey gidi günler demek için bir araya gelmişler. Küçük olsun ama bizim kontrolümüzde olsun anlayışının partiyi getirdiği nokta bu işte. Temel bey ya da partinin diğer ileri gelenleri alınmasın. Kimse onların milli görüş davasına bağlılıklarını, hizmetlerini sorgulamıyor, bilakis takdir ediyor. Fakat partinin geldiği durumda ortada.
Yapılacak küçük bir testle partinin nasıl bitirildiği ortaya konulabilir. Milli görüşün kalesi olan Konya’da Zafer meydanına çıkıp, yirmi kişiye Saadet Partisi’nin yeni genel başkanının adı ne diye sorulsun. Eminim doğru cevabı verecek beş kişi çıkmaz… Teşkilatlanma yapısı, yetiştirdiği gençlerin potansiyeli düşünüldüğünde Saadet Partisi çok daha iyi noktalarda olmalı. Tabi ki bunun için önce ak saçlıların gençlerin önünü açması gerekiyor. Ak saçlıların statükosunda eriyen partinin sloganının ise “Böyle gelmiş, böyle gitmeyecek. Bu düzen değişecek” olması ise şaka galiba. Bu arada yıl 2016 kongrenin üzerinden yirmi gün geçti ama partinin resmi sitesinin yenilenme çalışması hala devam ediyor. İşte Saadet Partisi’nin vizyonu bu kadar yere düşürülmüş vaziyette.
Kimsenin rahmetli Erbakan hocanın emanetini bu kadar ayağa düşürmeye hakkı yok. Bu yazdıklarımdan dolayı bana kızabilirsiniz lakin umurumda bile değil. Milli görüş felsefesine olan sevgimiz, bağlılığımız bitmeyecek ama partide bu kafayla giderse bizi ilgilendirmiyor. Yaklaşık otuz yıldır hareketin bir neferi olan, Erbakan hocaya hürmeten oğluna Mücahit adını koyan babam bile artık Saadet Partisi ile ilgilenmiyorsa ak saçlılar otursun da küstürdükleri binlerce insanı düşünüp biz nerede hata yapıyoruz diye öz eleştiri yapsınlar…