Rusya’nın Karadeniz ve boğazlar üzerinden sıcak denizlere inme hayalini tarihte Osmanlı’nın yıkılması sürecinde izlediği politikalar neticesinde günümüzde de Suriye deki askeri varlığı ile bu politikaları sürdürmek istemektedir. İki ay önce Rusya’nın Suriye’de askeri operasyon yapacağını ilan etmesi ile başlayan süreci kısaca açıklamak isterim. Rusya tüm dünyaya DAEŞ ile mücadeleye katılacağını ilan ederek Suriye’deki varlığını artırması ile ulusal ve bölgesel çıkarları doğrultusunda Suriye’de böyle bir adım attı. Rusya’nın Suriye politikasını Esed rejiminin devamını sağlamak ve dolayısıyla Rusya’nın sıcak denizlerde ki varlığının devamı ve Suriye’deki enerji paylaşımından pay almak olduğunu tüm dünya biliyor. İki ay önce Rus savaş uçaklarının kimliklerini gizleyerek Türkiye’nin savaş uçaklarına füze kilidini muhafaza etmeleri sebebiyle başlayan süreç ve Rus savaş uçaklarının Daeş üzerine sınırlı ve göstermelik olan , aksine Suriyeli muhalifler ve Bayır bucak Türkmenleri üzerine yoğunlaşan saldırıları aslında neyi amaçlamaktadır.Kısaca hatırlatmak gerekirse Rus savaş uçaklarının yaptığı saldırıları DAEŞ terör örgütüne yapılan saldırılar olarak göstermesine en sert tepki Türkiye’den geldi , Türkiye bunu şiddetle kınayarak Rusya’nın amacının DAEŞ’e operasyon değil Esad’ı ayakta tutacak hamleler olduğunu söyleyerek Rusya’yı uyardı . Rusya bu müdahaleleri Suriye’de içinden çıkılmaz bir süreç haline getirmek isteyerek tarihten beridir amacı olan sıcak denizlere inme isteğinin dolaylı bir göstergesi olarak yorumlamak gerekir. Çünkü topraklarının yüzde on beşine hükmeden Suriye yönetiminin düştüğü durumdan kurtulması ve karşılığında Suriye’deki askeri varlığının devamı ve enerji kaynaklarından alacağı pay Rusya için çok önemli kazanımdır. Son olarak Esad’ın ordusu ile birlikte terör operasyonları bahanesi ile Bayır bucak Türkmenlerine yaptığı saldırılardan çıkarmamız gereken Rusya’nın Türkiye’nin aleni şekilde desteklediği Suriyeli muhalifler ve Türkmenlere saldırı düzenlemesi aslında bize verilmiş tehdit ve gözdağı mesajları içermektedir.
Rusya önce Gürcistan’da yaptığı saldırılar ve akabinde Kırımı ilhak etmesi ile kendisinden çekinen batılı ülkeler ve ABD’nin sürekli geri adım atarak müzakere yolunu tercih etmesi sonucu ile dünyanın fedaisi olduğu özgüveni ile hiç bir kesimin öngörmediği Türkiye’nin hava sahası ihlallerinde Rus savaş uçağını düşürmesi Rusya’nın sert taşa çarptığını göstermektedir. Türkiye’nin sınırıma yaklaşma mesajı net; girersen vururum! buna iki açıdan bakmak gerekir bir müttefik olduğumuz Nato’ya üye ülkelerin yapacakları reflekslerin test edilmesi ve Suriye’de mücadele veren muhalifler ve Türkmenlere verilecek desteğin niteliği ve Türkiye’nin Suriye de öngördüğü uçuşa yasak tampon bölge oluşturulmasına imkan sağlaması açısından taraf ülkelerin tutumunun test edilmesi açısından çok önemli bir gelişmedir. Çünkü Terör bahanesi ile hemen sınırımızda bulunan akrabalarımız olan Türkmenlerin buradan çıkarılarak zaten temas halinde oldukları PYD’nin buraya yerleşmesini sağlayarak Kantonların Akdeniz’e ulaşarak güçlenmesi ve sözde Kürdistan’ın kurularak Türkiye’nin iyice köşeye sıkıştırılmasını sağlamaktır. Son olarak sahipsiz olan İslam coğrafyasının önünde iki seçenek var ; ya Türkiye’nin liderliğinde İslam birliğini yeniden oluşturacaklar veya İran’ın mezhepsel yayılmacı politikalarının kurbanı olacaklar.
SAYGILARIMLA