Rusya'nın ilan ettiği koronavirüs aşısı için ilk tarih verildi. 'Sputnik-V' isimli yeni tip koronavirüs (kovid-19) aşısının ilk partisinin 2 hafta içinde üretilerek kullanıma hazır olacağı duyuruldu.
Rus yetkililer, Rusya’nın aşı konusunda dünyada 20’den fazla ülkeden, 1 milyar dozdan fazla aşı siparişi aldığını söyledi.
Fakat ne var ki Dünya Sağlık Örgütü, Rusya’nın ürettiği aşıya temkinli yanaşıyor.
Bu konuda ben de DSÖ gibi düşünüyorum. Rusya’nın ürettiği aşıya açıkçası güvenmiyorum.
Her ne kadar Rusya lideri Putin’in kızının da aşının deneme aşamasında denek olduğu, yani aşıyı yaptırdığı söylense de ben bu gösterinin bir algı yönetiminden ibaret olduğunu düşünüyorum.
Putin’in kızına aşı enjekte edildiğinden hangimiz eminiz? Bence başka bir madde enjekte etmiş de olabilirler. Bu, yüzde yüz güvenmemizi sağlamaz…
Kafamda bir sürü şüphe var. Ne ara insan deneylerini tamamlayıp, etkinliğini ve yan etkilerini tespit ettiler acaba?
Tıpkı soğuk savaş dönemindeki uzay yarışlarına benziyor. Biraz, “Biz bulduk, biz tescilledik” havasını atmak için böyle bir algı yönetimine giriştiler gibime geldi.
Rusya’ya diğer dünya vatandaşlarının da bu konuda çok güveneceğini zannetmiyorum.
Dünyanın çoğu, bulunacak bir aşıyla koronavirüs kabusunun bitmesini bekliyor ama körü körüne de kimse risk almak istemez.
Kaldı ki Rusya’nın kendi vatandaşları bile bu konuya temkinli yaklaşıyor. Geçtiğimiz aylarda Rusya’da yapılan bir araştırma, halkın yüzde 35'inin koronavirüs aşısı yaptırmaya karşı olduğunu ortaya koydu.
Rusya’nın aşı sicili bozuk.
Kırım Haber Ajansı’nın 2018 yılında yaptığı bir haberde de aşı ile ilgili Rusya’da yaşanan skandallar göz önüne serilmiş.
Rusya’da 2017 yılında yapılan araştırmaya göre 2016 yılında doğan çocukların yüzde 48.7’sine artık aileler doktorların söyledikleri aşıları yaptırmıyor. 2017 yılının ağustos yayında Rusya genelinde 1000’den fazla çocukta devletin önerdiği aşılar yüzünden sağlık problemleri oluştuğu ortaya çıktı.
Zaten olayın ortaya çıkmasının ardından Putin’in yaptığı itiraf niteliğindeki açıklama da dikkate değer.
2017 yılında Rusya’da bir televizyon programına katılan Putin “Çocuklardan gelen haberleri biliyoruz. Olayları takip ediyoruz, kendi fikrim yeni doğan çocuklarınıza bu aşıları yaptırmayın” diyerek Rusya’nın sağlık konusunda ne kadar çağ dışı kaldığını bütün dünyaya söylemiş oldu.
Bu sebeple ben Rus aşısına çok mesafeli yaklaşıyorum. Rusya kendi vatandaşlarına aşıyı yapmaya başladıktan sonraki süreci izlemenin daha doğru olduğuna inanıyorum.
Dün gün boyu haber sitelerinde, aşının ilk geleceği ülkelerden birinin Türkiye olacağı söyleniyordu.
Bu konuda ülke olarak çok dikkatli adımlar atmalıyız. Allah nasip eder de kendi aşımızı kendimiz üretirsek ne ala… Yoksa bu iş çocuk oyuncağı değil, risk almamak lazım.
Rusya değil de başka bir ülke aşıyı bulsa güvenir miyim bilemiyorum. Sanırım onlara da kolay kolay güvenemem.
Her gün yüzbinlerce vaka sayısı bildiren, binlerce vatandaşını kaybeden ABD’ye güvenmem mesela.
Yoğun bakım ünitelerinde yer kalmadığı için 80 yaş üstü vatandaşlarını, bile isteye ölüme terk eden İtalya, Fransa ve İspanya’ya da güvenmem.
Yanı başındaki ülkeler kırılıp giderken, elinde maddi ve fiziki imkanları olup da onlar için kılını bile kıpırdatmayan Almanya’ya da güvenmem.
Trump’ın dediği gibi, “Hareket eden her türlü canlıyı mideye indiren” Çinlilere de güvenemem.
En iyisi kendi aşımızı kendimiz üretelim. Bunun için ülkemizin seferber olması lazım. Üniversitelerimizin gece-gündüz çalışması lazım!
Aşı ve ilaç meselesi milli güvenlik meselesidir. Biz bu alanlarda dışa bağımlılığı minimize etmeden güçlü bir devlet olamayız. Bundan sonraki süreç için ülkemizdeki kamu ve özel ilaç şirketleri için stratejik bir plan hazırlanmalı, devlet desteği ve koruması bu sektörler için daha fazla sağlanmalıdır.