“Hey gidi günler hey” diyoruz aslında Konyaspor’un son haftalardaki maçlarını izlediğimizde… Bir geçen yılda oynanan karşılaşmalara, zaferlere bakıyoruz. Bir de bu yılki kötü futbola… İç çekiyoruz…
Önce, 9 kişiye karşı kazanılamayan Antalyaspor maçı, sonra Gençlerbirliği deplasmanı… Gol atamayabilir, kaybedebilirsin. Ancak, sahaya ruhunu koyar, yaptığın mücadele ile takdir toplarsın… Bu 2 maçta ne ruh vardı, ne de mücadele… Özellikle futbolcular Ankara’ya giderken ruhu, Kayacık’ta bırakmışlardı.
Karşılaşmadan önce, “Atiker Konyaspor, Gençlerbirliği maçına hazırlanıyor” şeklinde haberler kulüp tarafından geçildi. Karşılaşmada oynanan futbol ise “Hazırlandığınız buysa, hazırlanmadığınızı düşünmek dahi istemiyoruz” dedirtti.
Peki, geçen yıldan bu yana ne değişti futbolcularda?
Milli takıma göndermek için canımızı dişimize taktığımız Ömer Ali Şahiner’den başlayalım… Ömer Ali, bu yıl adeta yokları oynuyor. Milli takıma gidemeyebilirsin. Ama gitmek için mücadele edersin. O gayreti son haftalarda Ömer Ali’de göremiyoruz.
Gelelim Riad Bajic’e… 10 gol attı, önemli golcü… Gol krallığı listesinde ise Cenk Tosun’un ardından zirvede yer alıyor. Onun için geçen yıl gol atma başarısı değil, takımın başarısı daha önemliydi. Bu yıl ise öyle mi? Hayır… Kendisini zirvede gördü ya, birkaç da haber yapıldı. “Bajic, Gol Krallığı’na gidiyor” şeklinde… Artık, takımın değil, kendisinin gol atması daha ön plana çıktı.
Ali Çamdalı… Geçen yılki sorumluluğunu bu yıl görmemiz mümkün değil. Ligin en fazla top kapan ismi iken, neredeyse en çok top kaptıranı konumuna geçti… Geçen yıl takımda gördüğümüz uyumu, bu yıl mumla arıyoruz.
Aslında isim isim düşüşleri saymak da doğru değil. Bir başarı varsa takımın başarısı, başarısızlık varsa da takımın başarısızlığı… Genel olarak bu şekilde özetlemek daha doğru olur.
Aykut Hoca, Konyaspor yönetiminin arayıp da bulamayacağı bir isim… Transfer istemediği için yönetimin canına minnet… Yönetim, transfer yapmamaya zaten dünden razı… Aykut Kocaman ise elindeki futbolcularla büyük işler yapmak isteyen bir teknik adam… Hocam, olmuyor işte. Sen transfer istemedikçe oynanan futbol daha da kötüye gidiyor. Futbolcular da insan, bir günleri diğer günlerini tutmuyor. Alternatif oyuncu sıkıntısı çekiyorsun. Bunu kabul et hocam… Skubiç ile Ömer Ali sakatlandığında Kibong’u sağ bek oynatmak zorunda kaldın. Ve artık futbolcuların bazıları, kendilerini vazgeçilmez olarak görmeye başladı. O yüzden ruhlarını da ortaya koyamıyorlar. “Ne de olsa 11’deyim” düşüncesi içerisinde olan futbolcular çoğalınca da, mücadele arzusu azaldı. Bunu dışarıdan görebiliyoruz.
TFF, hakemler, zemin veya dış unsular… Siz sahada oyununuzu oynayın. Neden ona buna bahane buluyorsunuz. Geçen yıl da aynı unsurlar yok muydu? Yeri geldi, hakemi de yenmediniz mi? Bu yıl neden hakemi de yenemiyorsunuz? Zemin ise her iki takımın futbol oynamasını engelleyen bir durum… Sahanın yarısı karla mı kaplıydı?
Mağlubiyetin ardından Atiker Konyaspor yönetiminden bir açıklama geldi. Ama o açıklama da taraftarları tatmin etmedi. Önümüzdeki hafta oynanacak olan Trabzonspor maçında da zaten seyircinden mahrumsun… O maçta alınacak bir mağlubiyet, ve alttaki takımların alacağı puanlar, seni düşme hattına yaklaştıracaktır. Zaten, düşmemeye oynayan takımların son haftalardaki başarısı da kadroya kattıkları futbolcular da ortada… Artık kolay maç yok. Ligin sonuna demir atan Kayserispor, şampiyonluğa oynayan takımları yerle bir etti. Telafisi olmayan maçlar Konyaspor’u bekliyor… Önlemini almadığınız da vah çeken yalnızca siz olmayacaksınız, Konyaspor'a gönül veren milyonlar olacak...