Reyting balonu patlasın artık

Gülşen Yılmaz
Ne söylesem az kalacak bir yazı yazıyorum. Boğazım düğümleniyor. İnsanlar nasıl bu kadar kötüleşebildi. Ne ara…
 
Bir hayvana yapılanı izledi tüm Türkiye… Bir papağanın kemikleri kırıldı bir videoda… Ve hayvancağızın çığlıklarını dinledik.
 
Bunu yapan bir kanalda meşhur edilen bir sosyopat…
 
Sosyal medyada 127 bin takipçisi olan bir insan müsveddesi!
 
Takipçilerin çoğu gençlerden oluşuyor. Televizyon bize bu şahsı sundu. Bizde evlerimize aldık. Takip ettik. Yayınladığı bu videoyu da genç yaşlı izledik.
 
Hayvana işkence konusunu çok yazıp çizdik. Çok gündeme getirdik. Ama bu sefer ki daha başkaydı. Resmen göstere göstere yayın yaptı adam!
 
Kanım donuyor düşündükçe…
 
Dilsiz, savunmasız hayvana işkence yapabilecek potansiyeldeki bir ruh hastası neden medyada boy gösterir. Medya patronları buna müsaade etmemeli artık! Bizim çocuklarımız böyle hastalıklı şahıslarla büyümemeli! Çünkü elbette ki bu kişi kanala havadan düşmedi. Kim olduğuna bakılmadan yarışmaya davet edilmedi.
 
Medya patronlarına sesleniyorum. Ne olduğu belli olmayan birini sırf reyting getirir diye popüler yapıyorsunuz. Ve sonuçları da bu denli ağır oluyor işte! Buyurun eserinizle övünün! Kapitalist düzen için her şeyi yapıp, gençlere idol diye parlatıp cilalayıp sunduğunuz bu şahsın açıklamasını nasıl yapacaksınız çok merak ediyorum.
 
Bu adam aynı kanalda ilk başta bir programa çıkarıldı. Orada zaten ne kadar psikopat bir insan olduğu aşikârdı. Fakat onun bu tavrı reyting iştahlarını kabartmış olacak ki, tutup prime time yayınlanan başka bir programa da yarışmacı olarak aldınız. Şahıs burada da boş durmayıp ahlaksızlığını her türlü gözler önüne serdi. Artık iyiden iyiye zıvanadan çıkınca diskalifiye ettiniz. Çünkü sizde alacağınızı almıştınız. Ama verdiğiniz renkli dünyayı elinden alıp kenara atınca daha da sayko biri olacağını tahmin edemediniz. Geldiğimiz durumda vahametin boyutu da buna paralel olarak büyüdü.
 
Düşünün ki sorgu esnasında; “Getirin o papağanı, ben pişirip yiyeceğim. Spor yapıyorum proteine ihtiyacım var” diye saçmalamaya devam edebilecek bir hale gelmiş.
 
Bu halde olmasına rağmen de sorgudan sonra serbest bırakılmış.
 
Bunu benim ne aklım ne vicdanım kabul eder arkadaş!
 
Yani zanlı kategorisine koyulması gereken şahıs, maalesef bir yasa olmadığı için, hayvana şiddetten ceza almayacak. Öylece bırakılacak.
 
Psikopat ruhlu bir insan bundan ne anlar biliyor musunuz?
 
“Demek ki tekrar aynı şeyleri yapmaya devam edebilirim.”
 
İşin en acı tarafı bugün papağanın kemiklerini kıran, yarın insanda öldürür. Hem de hiç umurunda olmaz!
 
Birazcık vicdan muhasebesi yapılsa zaten, ikisi arasında bir fark olmadığı da bariz bir şekilde anlaşılacak.
 
O yüzden şu yasa çıksın artık! Korunmasız bu hayvanlara yapılanların caydırıcı bir cezası olmalı.
 
Şu canavarların nesli tükensin bir an önce...
 
Evet, akıl hastanesine sevk edildi. Ama yeterli mi? Bence değil!
 
Bir de RTÜK ne yapıyor onu merak ediyorum doğrusu. Adam videoda, “Acun, Acun” diye bağırıyor. Emniyette yine onun adını kullanıyor. Bu programa ya da kanala, RTÜK tarafından neden bir yaptırım uygulanmıyor.
 
Tüm bunlara rağmen de birkaç aklı evvel çıkmış; “Hayvana yapılan işkenceye gösterilen tepki başka şeylere de gösterilsin. Niye bu kadar tepki var anlamıyoruz” diyor.
 
Yahu senin mensubu olduğun din sana hayvana merhamet duymanı emrediyorken sen bunu kendine nasıl dert etmezsin?
 
Bu kadar mı taşlaştınız?