Reis-i Cumhur

Ali Kaya

Reis kelime anlamı olarak Başkan demektir. Cumhur ise kelime olarak Halk veya topluluk demektir. Reis-i Cumhur halkın başı lideri demektir. Millet meclisinde vekillerin yemin töreninde görülen manzara neydi hatırlayalım. Reis-i Cumhur meclise geliyor ve muhalefet parti Milletvekilleri ayağa kalkmıyor. Reis-i Cumhur meclise geliyor ve muhalefet partileri Cumhurun % 52 oyunu, olurunu ve güvenini almış Reis’e ayağa kalkmayarak bir saygısızlık yapmıştır. Bunun başka bir izahı olamaz; Biz seni tanımıyoruz demektir. Yemin metninde şöyle bir satır var okudunuz ama hatırlatmak isterim ’’toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim'’ diye biten ant metninde toplumun huzur ve refahını, anayasaya sadakatini daha yemin başlamadan çiğneyen bir vekil kitlesi var önümüzde, Cumhurbaşkanımızın şahsiyetini sevmeyebilirsiniz ama bulunduğu makama saygı göstermek zorundasınız. Ne çabuk unuttunuz! 7 Haziran seçimlerinde sizi meclise vekil olarak gönderen Türk milleti,10 Ağustos 2014 tarihinde de Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevine getirdi bari buna saygı duyun. Bunu unuttunuz!

Devlet, kelime olarak Arapça‘dan  gelmekte olup, Devlet ya da dulet kelimeleri değişmek, bir halden başka bir hale dönmek, birbiri ardınca nöbetleşe gelmek, zafer kazanmak anlamlarına gelir. Nöbet sırası isteseniz de istemeseniz de Sayın Recep Tayyip Erdoğan da. Çünkü onu oraya halk seçti. Türklerde devlet başkanlığı devlet teşkilatının adeta zirvesidir. Başkansız bir devlet düşünülemez Osmanlı padişahları Selçuklu sultanları gibi, devletin sahibi değil sadece başıdır. Bu sebeple milletin  içinden çıkan devletin başına  hak ettiği saygıyı vermekle yükümlüyüz. Bunu unuttunuz!

Devlet millet işbirliğinin kurulmasında aile yapısının, örf ve adetlerin çok önemli yeri vardır. Türkler de  büyüğe saygı küçüğe sevgi şeklinde beliren bu anlayış siyasal hayata yansıyarak önemli bir yönetim ilkesi haline gelmiştir. Toplumda huzur içinde yaşayabilmek için insanların karşılıklı saygı için de olmaları gerekmektedir. Bunu da unuttunuz sayın vekiller. Yazdıklarım sizi hor görmek değil bilakis şu an ülkemizin en önemli ihtiyaçlarından birlik olma bilincimizdir, seçim meydanlarında yapılan propaganda kampanyalarını bırakıp artık akl-ı selim olup beraber yaşayacağımız bu güzel vatanımız için ortak paydalarda konuşup uzlaşı sağlayabilmemiz gerekiyor.

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;

Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;

 

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,

Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!

 

Diyen Mehmet Akif Ersoy  mısralarının  tam zamanı bence kendimize gelelim ideolojileri ön yargıları ve husumetleri bir yana bırakıp bu milletin ihtiyaçlarını sorunlarını elbirliği ile çözmek için birlik olalım.  Bu günkü şartlarda koalisyon olsa da ömrü uzun olmaz gibi bir izlenim oluştu halk arasında. Ama koalisyon kurmak içinde Şartları kırmızı çizgileri bir kenara bırakıp ülkenin Milli menfaatleri gereği siyaseti hoşgörü ile yapmak zorundasınız.

 

SAYGILARIMLA