Referandum sonuçlarının üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen hala bazı kesimler bu sonuçları tartışmaktadır. Sonuçlar kimilerine göre galibiyet, kimilerine göre de mağlubiyet olarak görülmesi bir yana, Evet diyenler veya Hayır diyenler yani toplumun her kesimi tarafından hala tartışılmasının sebebi nedir. Önce Hayır diyenler tarafından olaya bakarsak tüm seçimlerde Sayın Erdoğan’ın ve de Ak Parti’nin şimdiye kadar aldığı oya yaklaşamayan muhalefet bu referandum sonucu ile Erdoğan’ın aldığı oy oranına yakın oy aldıkları için (yanlışım varsa düzeltin) yaklaşık bir milyon iki yüz bin oy farkla kaybetmeleri muhalif kanadı kendi içinde bir değişim yaparak Sayın Erdoğan’ı bir sonraki seçimlerde devirebilecekleri yönünde büyük umutların oluşmasına sebep oldu. Çünkü ana muhalefet bu referandum sonucunu galibiyet olarak yorumlamaktadır. Muhalefetin bu beklenti ile önce parti içinde liderlik yarışının ortaya çıkmasına lider değişimi ile birlikte önümüzdeki yıllarda yapılacak yerel ve genel seçimler ve de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik parti politikalarının değişme olasılığı artmaya başlamıştır. Ana muhalefet partisi bunu önceki mahalli idareler ve genel seçimlerde başörtülü kadın ve müftü, imam gibi etiketi olan kişileri törenle parti saflarına katmaları ile bu değişimin sinyalini vermişlerdi. En son referandum kampanyasında Kunut dualarını Ayet olarak sunan Ana muhalefet lideri Türkiye’nin yüzde 97 si Müslüman olan halkın o ince damarına ufak dokunuşlar yapmak istemesi ve bunda da başarılı olamaması, Ana muhalefetin bu ufak dokunuşları yapacak vitrini olan bir çatı aday arayışına girmesine sebep olmuştur. Parti içi muhaliflerin partiyi olağan üstü kongreye davet etmeleri de Ana muhalefet partisinin kaynayan kazanının daha fazla kaynamasına sebep olmaktadır. Referandum sonuçlarında Hayır olarak alınan oyları ana muhalefet partisi bu oyların hepsini kendi tabanı olarak görüp yorumlaması ve yıkılmaz dedikleri halkın çoğunluğunun desteğini alan Sayın Erdoğan’ın bu referandum da halkın desteğini kaybetti diye yorumlamaları ana muhalefeti iyice umutlandıran bir hayale sürüklemiştir.
Referanduma Evet diyenlerin bazıları referandum sonucunun Evet çıkmasını galibiyet olarak yorumlarken bazıları da Ak partinin oy kaybetme sebeplerini sıralamaya birilerine ceza kesmeye ve beğenmediği Genel merkez, İl, İlçe parti yöneticilerinin değişikliğine varıncaya kadar parti içi temizliği savunanların ortaya çıkmasına olanak sağladı. Ak Parti, MHP ve de Sayın Erdoğan Evet çıkması için yapılan kampanyaya canla başla çalışmaları sadece referandum sonucunun Evet çıkması üzerine yoğunlaşarak yürütmüşlerdi. Bu istenen sonuç Partili Cumhurbaşkanlığı ve yürütme erkinin sistem değişikliği üzerine yoğunlaşması ile Sayın Erdoğan’ın Ak parti üyeliği ve parti başına geçmesi ile lider Erdoğan’ın teşkilatlarda yapılabileceği değişiklikler üzerine fikir beyan edenlerin bence Ak parti davasına zarardan başka bir işe yaramaz düşüncesindeyim. Çünkü ak parti geleneğinde istişare kültür olan bir partidir ve istişare yolunu izleyerek bu günlere gelmiştir. Ak parti ve Sayın
Erdoğan istişare etmeden hareket etmeyeceğini şimdiye kadar yaptığı uygulamalarla da göstermiştir. 21 Mayısta yapılacak olan olağan üstü kongre de yapılacak değişiklikler partinin İl ve İlçe teşkilatlarında meydana gelecek değişikliklere ışık tutacağı kanaatindeyim. Bazılarının sandığının aksine Ak Partide parti içi muhalefet koltuk kapma arayışı değil hizmet etmeye layık kişiler arayışı şeklinde olmaktadır bunu 21 mayıstan sonraki süreçte hep birlikte izleyerek göreceğiz. Olağan üstü kongreden sonra Ak parti yol haritasını yeniden çizmeyecek zaten yol belli yorulanlar veya pasif olanlar ayıklanıp Referandum sonucuna göre partinin oy kaybı yaşadığı yerlerde bunun sebeplerini şimdiden araştırmaya başlamış ve ileriki zamanlarda bunun önlemlerini alacağının sinyalini de vermiştir. MHP kanadında ise Bahçeli yönetimine ne olacağı önümüzdeki aylar da parti içi ve parti dışı muhalefetin Bahçeliyi indirme çabalarına yön verecek gelişmelere gebe bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. SAYGILARIMLA